Sanki adamın beyninin sadece bir tarafı çalışıyor.
Sanki adamın yüreğinin sadece tek tarafı devrede.
Sanki adamın vicdanı iki parça biri faaliyette ama diğeri atıl vaziyette.
Bir yanı hassas, her şeyi hissediyor ve fakat diğer yanı uzun zamandan beri felçli gibi.
Hiçbir din, iman faktörü olmaksızın sadece insan olarak, insanların acılarına, ıstıraplarına duyarlılığı söz konusu ise, dünyanın neresinde olursa olsun ve hangi dinden, mezhepten olursa olsun acı çeken, zulme uğrayan herkese karşı aynı ölçüde hassasiyet göstermesi gerekir.
Eğer Müslümanlık iddiasında ise, zulme uğrayan, acı çeken tüm insanların acılarını aynı ölçüde paylaşmakla beraber, kendi dindaşlarına karşı daha hassas olması, onların acılarını daha derinden duyması elbette ki yadırganamaz.
Müslümanlık iddiasında olduğu halde, dünyanın dört bir tarafında, üstelik kendi vatanlarında, yurtlarında yuvalarında Müslümanlar kitleler halinde katledilirken, yurtlarından sürülürlerken asla hissetmiyor, sesi-soluğu çıkmıyor.
Beyninin çalışmayan tarafı ile, yüreğinin hissetmeyen yanı ile ve vicdanının devre dışında kalan tarafı ile bakıyor olaylara.
Gel gör ki, dünyanın neresinde olursa olsun gayri Müslimlerin ayaklarına diken batsa onun ciğerine batmış gibi tepki veriyor, ayakları taşa değse de sendeleseler onun yüreği yedi yerden yarılıyor.
Dünyanın neresinde olursa olsun haçlı-siyonist şebekeler, hatta Müslümanlara tuzak kurdukları, Müslümanları avladıkları anlarda dahi bir sıkıntıya düşseler, bir acı yaşasalar, onların acılarını yüreğini derinliklerinde hissediyor, onların acılarını zerre haline getirecek kadar paylaşıyor.
Bu işte bir terslik mi var?
Fıtratta bir sapma mı var?
Yoksa fitri sapmalar kitlelere sirayet etti de onların değer ölçüleri, değerlendirme kriteleri mi dumura uğradı da, söz konusu davranışları sergileyenler aslında fıtratlarının icabını yapıyorlar ama onlardan farklı şeyler bekleyen kitleler mi yanılıyor?
Gel de Erzurum/ İspir'li hemşehrimiz Ziya Paşa'ya hak verme şimdi:
"Ayinesi iştir kişini lafa bakılmaz."
Bir de her daim kulağımızda küpe olan bir atasözümüz var:
"Anlayana sivri sinek saz."
Sanki adamın yüreğinin sadece tek tarafı devrede.
Sanki adamın vicdanı iki parça biri faaliyette ama diğeri atıl vaziyette.
Bir yanı hassas, her şeyi hissediyor ve fakat diğer yanı uzun zamandan beri felçli gibi.
Hiçbir din, iman faktörü olmaksızın sadece insan olarak, insanların acılarına, ıstıraplarına duyarlılığı söz konusu ise, dünyanın neresinde olursa olsun ve hangi dinden, mezhepten olursa olsun acı çeken, zulme uğrayan herkese karşı aynı ölçüde hassasiyet göstermesi gerekir.
Eğer Müslümanlık iddiasında ise, zulme uğrayan, acı çeken tüm insanların acılarını aynı ölçüde paylaşmakla beraber, kendi dindaşlarına karşı daha hassas olması, onların acılarını daha derinden duyması elbette ki yadırganamaz.
Müslümanlık iddiasında olduğu halde, dünyanın dört bir tarafında, üstelik kendi vatanlarında, yurtlarında yuvalarında Müslümanlar kitleler halinde katledilirken, yurtlarından sürülürlerken asla hissetmiyor, sesi-soluğu çıkmıyor.
Beyninin çalışmayan tarafı ile, yüreğinin hissetmeyen yanı ile ve vicdanının devre dışında kalan tarafı ile bakıyor olaylara.
Gel gör ki, dünyanın neresinde olursa olsun gayri Müslimlerin ayaklarına diken batsa onun ciğerine batmış gibi tepki veriyor, ayakları taşa değse de sendeleseler onun yüreği yedi yerden yarılıyor.
Dünyanın neresinde olursa olsun haçlı-siyonist şebekeler, hatta Müslümanlara tuzak kurdukları, Müslümanları avladıkları anlarda dahi bir sıkıntıya düşseler, bir acı yaşasalar, onların acılarını yüreğini derinliklerinde hissediyor, onların acılarını zerre haline getirecek kadar paylaşıyor.
Bu işte bir terslik mi var?
Fıtratta bir sapma mı var?
Yoksa fitri sapmalar kitlelere sirayet etti de onların değer ölçüleri, değerlendirme kriteleri mi dumura uğradı da, söz konusu davranışları sergileyenler aslında fıtratlarının icabını yapıyorlar ama onlardan farklı şeyler bekleyen kitleler mi yanılıyor?
Gel de Erzurum/ İspir'li hemşehrimiz Ziya Paşa'ya hak verme şimdi:
"Ayinesi iştir kişini lafa bakılmaz."
Bir de her daim kulağımızda küpe olan bir atasözümüz var:
"Anlayana sivri sinek saz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025