"Ankara'nın taşına bak, gözlerimin yaşına bak…"
Ne ümitler ve heyecanlar ile koştuk hep Ankara'ya…
Bizden öncekiler nasıl koştu ise.
Bir yanda uzun bir süredir görmediğimiz arkadaşlarla buluşmak, bir yanda dağarcığımızda birikmiş olanları paylaşmak… Öte yanda yalanlardan gerçeği sıyırmak için…
Öyle anlar oldu ki; kâh güldük, kâh ağladık, kâh sinirlendik… Kızdık, küstük, barıştık…
Ama en önemlisi davamızdan, doğru bildiğimiz şeylerden, bize liderlik edenlerden vazgeçmedik. Dedikodulara, söylentilere, olumsuz propagandalara kanmadık. Varsa sorulacak bir şey bizzat gidip sorduk. Medenice liste mücadeleleri yaptık. Seçilmesi gerekenlerle ilgili kulisler yaptık. Nedenleri ve niçinleri sıraladık. Kimseyi kötülemeden sadece düşüncelerinin yanlış olduğunu anlatmaya çalıştık.
Başarılı da olduk, başarısızda…
Ama sonuç ne olursa olsun seçilenleri alkışladık, kucaklaştık… Yardım etmeye hazır olduğumuzu bildirdik.
Atatürk'ün huzuruna çıktığımızda tek yürek olduk. Onun ne zorluklar içinde ülkeye hizmet ettiğini ve bizim neyin kavgasını yaptığımızı düşündük.
Kaldığımız yerden bizde İzcilik kavgamıza devam ettik.
Şimdi, keşke gene o günler geri gelse de yine ayni ortamları yaşasak diye özlemlerimizi dile getiriyoruz.
Ama heyhat…
* * *
"Ankara'nın taştır yolu, her tarafı asker dolu…"
BTP Büyük Kongresi'ne biliyorum ki, ülkenin çeşitli yerlerinden yüzlerce kişi koşup gelecek. Haydar Hoca'nın bayrağını taşımak üzere yeniden görev alanlara destek olmak, o heyecanı ve güzelliği paylaşmaya koşacaklar.
Ne güzel? Ne anlamlı bir buluşmadır bu buluşmalar bilemezler. Heyecanın, sevginin, gülümsemelerin, kucaklaşmaların, yeni insanlarla tanışmanın, bir görev almış hedefe ilerleyen insanlarla beraber olmanın, birlikte olduğunu hissetmenin heyecanıdır o.
İhanet zamanlarının yaşandığı, dostluk ve kardeşliğin yok sayıldığı, üç kuruşluk menfaat için birbirini sattığı dönemlerden geçiyoruz. Bugün en büyük sınav; kişinin kişiye olan güveninin sınandığı, sevginin derecesinin ölçüldüğü, yardımlaşmanın pekiştiği bir dönemdir.
Öyle bir elek ki, üstünde kalanlar ile düşenlerin ayrıştığı günlerdeyiz.
Bilirim ki, hastaların aklı orada kalacak. Telefonları ellerinde gözleri televizyonda olacak. Bir Kuvayı Milliye hareketi olan buluşmaların heyecanı içinde olacak.
* * *
"Yetiş Kemal Paşa yetiş, kan ağlıyor Anadolu…"
İllerden, ilçelerden, köylerden gelip oy kullanacak olanlara, delegelere, adaylara, günün tatlı yorgunluğunu paylaşacak olanlara, bir vatan görevi olan buluşmaya destek verenlere;
"Selam olsun…"
Hazırlayanlara, emek verenlere, başarı için koşturanlara;
"Selam olsun…"
Geçmişte tohumları atıp fidan eyleyenlere, fidanı ağaca döndürenlere; emaneti gençlere bırakıp gidenlere;
"Selam olsun…"
- Dost… / 15.04.2025
- Çöp dağları… / 11.04.2025
- Maaşının hırsızı… / 07.04.2025
- Rekabet ve geleceğin partisi olmak… / 05.04.2025
- İlahi adalet… / 04.04.2025
- Sahne… / 02.04.2025
- Sessizlik… / 01.04.2025
- Bayramlık… / 28.03.2025
- Gelecek kaygısı… / 21.03.2025