Anayasa kadısı!

Başbakan, Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili kararını bir hafta arayla ikinci kez eleştirdi ve "Bu karar yargı için talihsizliktir. Yüz karasıdır. Zorlamayla, dayatmayla verilmiştir" dedi ya; kızılca kıyamet koptu!Az bile söylemiş!Tamam; Başbakanımız "yaradılanı sever, yaradandan dolayı..." Üstelik herkesi ve her kesimi de kucaklar!Ama bunun da bir sınırı var "yahu!" İktidarın aleyhine karar mı olur?Koskoca AK Parti'nin ak dediğine kara mı denir?Anayasa Mahkemesi değil, babayasa mahkemesi olsan kaç yazar?Sen nasıl olur da cihan padişahı Kasımpaşalı Recep Tayyip Efendi Hazretleri'ni böyle dünya âleme küçük düşürürsün?Hangi yürekle onun işaret ettiği "zat-ı muhterem"i "reis-i cumhur" seçtirmezsin?Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın dünkü sözlerine bakın: Neymiş; demokrasilerde yasama, yürütme, yargı organlarından biri, diğerinin üzerinde olamazmış...Başbakan'ın bu sözleri tehdit, hakaret ve husumet içeriyormuş...Anayasa Mahkemesi hedef gösterilmiş!Gösterir tabii...Hedef de gösterir, hakaret de eder, husumet de çıkarır!Koca padişah, ay pardon Başbakan o!Daha önce Danıştay'ı nasıl hedef gösterdiyse öyle gösterir!"Dur sen ne yapıyorsun" diyen, diyebilen mi oldu o zaman da bugün dikleniyorsunuz?Danıştay'ın o dairesinin üyelerinin başına gelenlerden de mi ders almazsanız bre gafiller?Padişahımız efendimiz "tez zemanda" feshetmez mi şimdi mahkemenizi?Binanızı başına yıkmaz mı?Boynunuzu "vurdurup", ibret-i âlem için Sultanahmet Meydanı'nda 7 gün 7 gece dolaştırmaz mı kellenizi?Anayasa Kadını Tuğcu'nun yerine yine "tez zemanda" bir "Anayasa kadısı" seçtirmez mi partisinin içinden?Boru mu sandınız; yüzde 30 oy almış padişahımız efendimiz ahaliden...Yüzde 70'in canına okumaz mı?***Fark ettiniz mi bilmiyorum; son günlerde "kara mizah"a merak sardım...Yemin ediyorum; "Bu kez ciddi yazacağım" diye oturuyorum bilgisayarın başına, olmuyor... Ortaya bu garip yazılar çıkıyor!"Madem ağlayamıyoruz; bari gülelim halimize" demek mi istiyor bilinçaltım, bilmiyorum!Ya siz...Siz de gülebiliyor musunuz tüm bu olup bitenlere?Yoksa her şeyin aşureye döndüğünü düşünüp içinize hafakanlar mı basıyor? Mustafa Mutlu