İnsanlardan bazıları vardır, yaptığı yanlışın farkındadır, yanlışı yapar ama, utana-sıkıla, kızara-bozara yapar, dikkatle bakanlar yine de onun suratında bir mahcubiyet belirtisi sezerler.
İnsanlardan bazıları da vardır ki, oldukça pişkindir, yanlış üstüne yanlış yaptığı halde yüzü kızarmaz, vicdanı sızlamaz, içi burkulmaz, bu tipler diğer insanların ıstırabından adeta zevk alan tiplerdir.
İşte, altın tas içinde zehir sunmanın tam uzmanı da bu tiplerdir.
Altın tas içinde zehir taşıdığı halde, zehir sunduğu halde, şerbet diyerek verdiği insanlar ve belki de kitleler biraz sonra gözü önünde can verecekleri halde o usta zehir tacirinin halinde, tavrında, tutumunda ve renginde zerre kadar bir değişme göremezsiniz.
Bu tipler, gerçekte şerbet sunanlar kadar rahattırlar ve belki daha da rahattırlar.
Yalanı doğrudan daha rahat söyleme hususundaki maharetlerini, altın tasta taşıdıkları zehri şerbet diye sunmada da ustaca kullanırlar ve asla bir şüpheye meydan vermeksizin pişkince görevlerini ifa edereler.
Bu tiplerden elbette her toplumda, her millette mebzul miktarda vardır ama öyle görünüyor ki halkı Müslüman olan ülkelerde bunlardan daha çok vardır.
Yaklaşık iki milyar olarak kabul edilen dünya Müslümanlarının bugünkü halini, perişan durumunu ve neredeyse akşam-sabah, hatta bazen gün ortasında bile aldatılmalarını göz önüne alırsak, "altın tas içinde zehir sunanların ve bu zehri şerbet diye yutanların" bu dünyada çok daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.
Bugün İslam aleminde öyle garip, öyle perişan, öyle acınacak bir manzara var ki, kitleler, biraz önce, bir gün önce, bir hafta önce, bir ay önce, bir yıl önce o meşhur "altın tastan" içip yerlere serilenleri görüp durdukları halde yine de aynı altın tastan içmek için sıra beklemektedirler, hatta zaman zaman sıra kavgası yapmaktadırlar.
Bütün bir dünyada iyiliklerin, güzelliklerin, güzel örneklerin yayılması için yarışmaya çağrılan Müslümanlar ne yazık ki, bir an evvel zehirlenmek için, zehir sunanların elinden zehir içmek için yarış halindeler ve kavga halindeler.
Bütün bir dünyada, yedi milyarlık insanlık alemine bütün güzellikler, bütün faydalı işler konusunda örnek olmaya çağrılan, yedi milyar insanla konuşup-dertleşmeye çağrılan Müslümanlar ne yazık ki kendi aralarında oturup konuşamadıkları için bu gün kavgadan başlarını kaldırmaya vakit bulamıyorlar.
21. Yüzyılın ilk çeyreğini tamamlamak üzere olduğumuz şu zaman diliminde hala İslam aleminin hem altın tas içinde zehir sunanları hem de bu zehri şerbet sanıp yutanları toplam nüfusun ekseriyetini teşkil etmektedirler.
Yazık ne kelime?
Milyonlarca yazık.
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025