Almanya geriliyor Çin yükseliyor
Ticaret ihtilafları ve küresel belirsizlikler nedeniyle geçen yıl hız keserek yüzde 0.6 büyüme gösteren Alman ekonomisi için uzmanlar, 2020’li yılların “altın yıllar” olmayabileceğini belirtiyor. Uzmanlara göre Almanya'dan boşalan tahta Çin'in oturması muhtemel





Küresel finansal krizden sonra güçlü büyüme performansı gösteren Alman ekonomisi, ticaret ihtilafları ve küresel belirsizliklerin ortasında geçen yıl yüzde 0.6'lık bir büyüme gösterdi.
Böylece, Avrupa'nın en büyük ekonomisi olan Almanya, 2013'den beri en zayıf büyüme performansını ortaya koydu. Alman ekonomisi 2018'de 1.5, 2017'de 2.5, 2016'da 2.2, 2015'te 1.7 ve 2014'te 2.2 ve 2013'te yüzde 0.4 büyüme kaydetmişti. Uzmanlar, daha önce yapılan yapısal reformlar, mali teşvik, küreselleşmenin zirvede olması, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) düşük faiz oranları ve nispeten zayıf bir avronun son 10 yılda Alman ekonomisinde güçlü bir büyümenin gerçekleşmesini sağladığını belirterek, 2020'li yılların Alman ekonomisi için "altın yıllar" olmayabileceğine dikkati çekiyor.
Gelecek 10 yılda, küresel ticaret ihtilafların artması, Brexit, ABD ile muhtemel ticari sorunlar ve kilit piyasalardaki küçülmeler nedeniyle dış talep kaynaklı sorunlarla birlikte Almanya ekonomisinin zor dönem geçirmesi bekleniyor.
Avrupa'da sürekli ötelenen mali birlikle ilgili kurumsal reform ve dijitalizasyon gibi geleceğin ekonomilerine yönelik ortak strateji eksiklikleri de Alman ekonomisi baltalayan konular arasında.
Alman Sanayi Federasyonu (BDI), Alman sanayisinin resesyonda olduğunu ve dipten çıkış için işaretin olmadığını vurgulayarak, ülkede ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 0.5'e gerilemesini bekliyor.
Otomobil krizi zorladı
Ülkede otomobil üretimi geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 9 azalarak 4 milyon 661 bin 800'e düştü, bu rakam 1996'dan beri en düşük üretim seviyesi olarak kayıtlara geçti.
1996'da otomobil üretimi 4 milyon 539 bin 583 olmuştu. Sektör temsilcileri, son dönemde kapsamlı bir teknolojik dönüşüm içinde olan Alman otomotiv sektörünün sera gazı emisyon kısıtlamalarından, Çin ve ABD arasındaki ticaret ihtilaflarından olumsuz etkilendiğini belirtiyor.
Öte yandan Almanya, Dünya Bankası'nın ülkelerin yatırım ortamlarını inceleyerek hazırladığı karşılaştırmalı İş Yapma Kolaylığı Endeksi'nde 190 ülke arasında Gürcistan, Tayland, Kuzey Makedonya gibi ülkelerin gerisinde kalarak dünyanın en kolay iş yapılan 22. ülkesi olarak yer alıyor.
Alman Sanayi Federasyonu (BDI) Başkanı Dieter Kempf, bu durumu "10 yıldır işler yolunda olduğu için horlayan (uyuyan) bir ülke olduk" şeklinde açıkladı. Avrupa'nın ihracat şampiyonu olarak Almanya ekonomisi dünya ticaretinin iyi işlemesine de bağımlı.
Dünyanın en büyük iki ekonomisi olan ABD ve Çin arasındaki tarife savaşları, Alman şirketlerinde endişe oluşturuyor.
Uzmanlar, ABD ile Çin arasında "ticaret savaşı" olarak değerlendirilen ve küresel ekonomiyi ve piyasaları olumsuz etkileyen gerginliğin yumuşatılması amacıyla bir anlaşma imzalanmasının (Birinci faz ticaret anlaşması) "ABD'nin Çin'in ticaret politikası araçlarıyla ekonomik yükselişini yavaşlatmaya devam etmek istediği gerçeğini gizlememelidir" uyarısında bulunuyor.
Büyüyen Çin her alanda rakip
Yapay zeka ve 5G gibi teknolojide attığı adımlar ve "Tek Kuşak Tek Yol" projesi ile ekonomik ve siyasi alanda küresel bir güç olma yolunda ilerleyen Çin, yıllardır Almanya'nın en önemli ticaret ortağı oldu.
Fakat Çin, yoğun nüfusu ve ekonomik modeli ile nihayet kendini başta Alman ekonomisi olmak üzere batılı ekonomilere rakip olarak konumlandırdı. Alman Merkez Bankası (Bundesbank) Çin'in daha yüksek katma değerli ürünlere yönelmesinin sanayileşmiş ülkelerden ihracatçıları artan rekabet baskısı altına sokabileceği konusunda uyarılarda bulunurken, Alman şirketlerinin Çin'den gelen rekabeti hissetmeye başladığı ifade ediliyor.
Çin'in, gelecek 5 yıl içinde ucuz ve kalitesiz mal üreten bir ülke olmaktan çıkarak, aktif iş birliği ağı ve ileri teknolojik düzeydeki rekabet olanakları ile etkin üretim yapabilen bir ekonomiye sahip olma planı, yüksek teknoloji üretme kapasitesine sahip Almanya'yı hedef haline getiriyor.
Bugün Çinli yüksek teknoloji şirketleri Avrupa pazarlarını fethederken ve onların teknolojileri fintech, e-ticaret ve telekomünikasyon altyapısında giderek daha fazla kullanılması da dikkati çekiyor.
Çin'in, içinde yaşanan yüzyılı şekillendiren küresel güçlerden biri olacağına inanan Alman politikacılar ve iş insanları da bu ülke ile ilişkileri daha da derinleştirmek için "China-Bridge (Çin-Köprü)" adlı girişimi başlatmış durumda.
AA