İnsanoğlu öyle bir yaratık ki sığınaksız yaşayamaz. Sığınak bazen maddi anlamdadır, bazen de manevi anlamdadır. Bu özellik onun doğasında vardır. Çevremizde bulunan ne kadar yaratık varsa, hayatları incelendiğinde insan kadar ilgiye ve bakıma muhtaç hiçbir yaratığın olmadığını görürüz. Ana rahmine düştüğü andan itibaren doğumuna kadar ilgiye ve bakıma muhtaçtır. Doğum anında bile birilerinin yardımına muhtaçlık devam eder. Doğumla başlayan dünya hayatında, ana kucağında bakım, beslenme, ilgi, alaka ve şefkat ile eğitim sürer. Dilini, dinini, örfünü, dünya ve ahiretle ilgili bütün bilgileri çevrenin yardımlarıyla öğrenir. Tabir yerindeyse, "Beşikten mezara kadar eğitim öğretim" devam eder. Eğitimde de dış etkenlerin fonksiyonu mutlaktır. İnsanoğlu yaradılışı gereği; hayatını sürdürebilmesi için ya da sağlıklı yaşam için, barınacağı sığınaklara ihtiyaç duyar. Hayatının en sıkıntılı anlarında mutlaka bu sığınaklara koşmak ister. Kimi için bir dağ başıdır sığınak, kimi için yalnızlıktır sığınak. Kimi için bir büyüğüdür sığınak, kimi için gönlündeki sevdiğidir sığınak. Velhasıl huzura koşmanın adıdır sığınak.İşte kişinin gerçek huzura nasıl kavuşacağının tespiti, meselenin odak noktasını teşkil etmektedir. Gerçek huzur; kişinin manevi duygularının tatmininde yatmaktadır. O da Allah muhabbetine ulaşmakla mümkündür. Yani Allah ile birliktelik halinin sağlanmasıyla ilgilidir. Allah bu halin zuhurunu çeşitli vesilelere bağlamıştır. Bu vesileler önce peygamberler sonra da sahabe ve veliler olmuştur.Manevi duyguların tatmininde, onların rolü çok büyüktür. Onlar bazen diridir; zatından istifade edilir; bazen ölüdür (gerçi onlara ölü demek yanlış olur) kabirlerinden, maneviyatlarından istifade edilir. Kimileri için de bunlardır sığınak.Buhari'den nakledilen bir hadis-i kutside, "Kulum Bana nafilelerle yaklaşırsa onu severim, eğer onu seversem; işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Benden isterse reddetmem. Bana sığınırsa onu korurum" buyuruyor. (6021 no hadis). "Bu hadis-i kutsiye mazhar olan kimselerde niçin harikulade hallerin zuhuru olmasın. Niçin onların ellerinden kerametler zuhur etmesin. Onların sebebi ile Allah sıkıntıları def etmesin, Onların hürmetine dilekleri kabul etmesin. Bunlar Allah'ın has kullarıdır. Cenab-ı Allah kulunu sevdi mi ona nihayetsiz vermeye kadir ve muktedirdir" (Nur'ul İnsaf fi Keşf-i Zulmeti'l Hilaf/Muhammed Ebu'l-Hüda, s. 52). Hem "Allah rahmetini dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir" (Bakara, 105). Allah'ın kıymet verdiği, sığınıldığında fayda görüldüğü ve de görüleceği böyle ululazim kimselerin zatından da, kabrinden de istifade edilir. Dünyadayken böyle mübarek makamlara gelebilen zatların elbette ki kabirleri de ziyaret edilecek ve vesile kılınabilecek (sığınılabilecek) mekânlardır. Siz aklı ermez, gönlü sezmez, basiretten ve firasetten yoksun kişilerin zırvalarına kulak asıp da; böylesi faydalardan geri kalmayın sakın. Gidin ziyaretlerine, sığının manevi kanatlarının altına; mutluluk soluyun taa gönülleriniz doluncaya kadar."Nasıl ki hastalanan bir insan doktora gider, doktorun vermiş olduğu ilaçları alır ve o ilaçların Allah'ın izni ile şifa vereceğine inanır ve bu yaptığı işte de şirke düşmezse; bir müminin bir veli kuldan yardım istemesi elbette şirk değildir. Hiç bir din âlimi ilaç alan bir kimseye sen şirke düştün diyemez, ilaç istemesine engel olamaz, bu Allah'a şirk koşmaktır diyemez. Öyleyse velilerin ilaç hükmünde olan yardımını inkâr da ancak haktan ayrılanların ve sapık yola gidenlerin işi olsa gerektir." (a.g.e., s. 67).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara fardır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025