‘Allah’ın emrine teslim olun’
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Allah adalet, hikmet ve ilmiyle huzur ve ferahlığı yakîn ve Allah’tan hoşnutlukta; hüzün ve gamı ise şek ve (Allah’tan) hoşnutsuzlukta karar kılmıştır. O halde Allah’tan hoşnut olun ve emrine teslim olun”
21.01.2019 00:00:00





Kur'an'da şöyle buyurulur: "İyi bilin ki, Allah'ın dostlarına korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir." (Yunus, 62).
Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Allah hikmet ve fazlıyla huzur ve ferahlığı yakîn ve rızada; hüzün ve gamı ise şek ve hoşnutsuzlukta karar kılmıştır." (Tuhef'ul-Ukul, 6).
İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Kalbindeki hüzünleri, yılmaz sabır ve güzel yakîn gücüyle gider." (Nehc'ul-Belağa, 31. Mektup).
İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Yakîn, hüzünleri ne güzel gidericidir." (el-Bihar, 77/211/1).
Yine İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur: "İlahi takdire dayanmak hüzünleri ne güzel gidericidir." (Gurer'ul-Hikem, 9921).
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Her şey kaza ve kader üzereyse, o halde hüzün neden?" (Emali'es-Seduk, 16/5).
İmam Kâzım (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Her kim hüzünlenirse gam ve hüzne layıktır. O halde mü'min, Allah'tan ve Allah'ın yaptığı şeyden hoşnut olmalıdır." (et-Temhis, 59/122).
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Her kim dünya hakkında hüzünlenerek sabahlarsa Allah'a öfkelenmiş halde sabahlar." (el-İhtisas, 226).
Yine İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Allah adalet, hikmet ve ilmiyle huzur ve ferahlığı yakîn ve Allah'tan hoşnutlukta; hüzün ve gamı ise şek ve (Allah'tan) hoşnutsuzlukta karar kılmıştır. O halde Allah'tan hoşnut olun ve emrine teslim olun." (et-Temhis, 59/124).
İmam Hüseyin (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Şehirlerden birinde, bir duvarın altında bir levha bulundu ki üzerinde şöyle yazılıydı: Ben Allah'ım, Benden başka ilah yoktur. Muhammed Benim peygamberimdir, ölüme yakîn ettiği halde sevinen kimseye şaşarım. Takdire yakîn ettiği halde hüzünlenen insana şaşarım." (Uyun-u Ahbar'ir-Rıza, 2/44/158).
İmam Bâkır (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Muhammed b. Müslim b. Şihab ez-Zühri üzüntülü ve kederli bir halde Ali b. Hüseyin'in (a.s.) yanına vardı. İmam Seccad (a.s.) ona, 'Seni gamlandıran nedir?' diye sordu. O, 'Bana sürekli olarak hüzün ve kederler iniyor. Zira nimetlerimi kıskananlara malıma tamah gözünü dikenlere, kendilerinden ümitli olduklarıma, kendilerine iyilik ettiklerime ve sandığım gibi olmayanlara üzülüyorum' dedi. Ali b. Hüseyin (a.s.) ona, 'Dilini koru ki onunla kardeşlerine malik olasın' buyurdu." (el-İhticac, 2/157/191).
İmam Kâzım (a.s.) da şöyle buyurmuştur: "Bil ki, şüphesiz Allah hüzünlü insanlara hüzünleri miktarınca ferahlık vermez. Lakin onların gamlarını yumuşaklığı ve rahmeti ölçüsünce giderir." (Tuhef'ul-Ukul, 399). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
OKAN EGESEL
Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Allah hikmet ve fazlıyla huzur ve ferahlığı yakîn ve rızada; hüzün ve gamı ise şek ve hoşnutsuzlukta karar kılmıştır." (Tuhef'ul-Ukul, 6).
İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Kalbindeki hüzünleri, yılmaz sabır ve güzel yakîn gücüyle gider." (Nehc'ul-Belağa, 31. Mektup).
İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Yakîn, hüzünleri ne güzel gidericidir." (el-Bihar, 77/211/1).
Yine İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur: "İlahi takdire dayanmak hüzünleri ne güzel gidericidir." (Gurer'ul-Hikem, 9921).
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Her şey kaza ve kader üzereyse, o halde hüzün neden?" (Emali'es-Seduk, 16/5).
İmam Kâzım (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Her kim hüzünlenirse gam ve hüzne layıktır. O halde mü'min, Allah'tan ve Allah'ın yaptığı şeyden hoşnut olmalıdır." (et-Temhis, 59/122).
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Her kim dünya hakkında hüzünlenerek sabahlarsa Allah'a öfkelenmiş halde sabahlar." (el-İhtisas, 226).
Yine İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Allah adalet, hikmet ve ilmiyle huzur ve ferahlığı yakîn ve Allah'tan hoşnutlukta; hüzün ve gamı ise şek ve (Allah'tan) hoşnutsuzlukta karar kılmıştır. O halde Allah'tan hoşnut olun ve emrine teslim olun." (et-Temhis, 59/124).
İmam Hüseyin (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Şehirlerden birinde, bir duvarın altında bir levha bulundu ki üzerinde şöyle yazılıydı: Ben Allah'ım, Benden başka ilah yoktur. Muhammed Benim peygamberimdir, ölüme yakîn ettiği halde sevinen kimseye şaşarım. Takdire yakîn ettiği halde hüzünlenen insana şaşarım." (Uyun-u Ahbar'ir-Rıza, 2/44/158).
İmam Bâkır (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Muhammed b. Müslim b. Şihab ez-Zühri üzüntülü ve kederli bir halde Ali b. Hüseyin'in (a.s.) yanına vardı. İmam Seccad (a.s.) ona, 'Seni gamlandıran nedir?' diye sordu. O, 'Bana sürekli olarak hüzün ve kederler iniyor. Zira nimetlerimi kıskananlara malıma tamah gözünü dikenlere, kendilerinden ümitli olduklarıma, kendilerine iyilik ettiklerime ve sandığım gibi olmayanlara üzülüyorum' dedi. Ali b. Hüseyin (a.s.) ona, 'Dilini koru ki onunla kardeşlerine malik olasın' buyurdu." (el-İhticac, 2/157/191).
İmam Kâzım (a.s.) da şöyle buyurmuştur: "Bil ki, şüphesiz Allah hüzünlü insanlara hüzünleri miktarınca ferahlık vermez. Lakin onların gamlarını yumuşaklığı ve rahmeti ölçüsünce giderir." (Tuhef'ul-Ukul, 399). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
OKAN EGESEL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.