Allah'a kul olmak
Peygamber Efendimiz, derdi Allah’a kavuşmak ve O’na kul olmak olan sahabesine de dâim zikir hâlinde olmayı tavsiye etmiş, bu hâli övmüştür
19.11.2024 08:50:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Peygamber Efendimiz, derdi Allah'a kavuşmak ve O'na kul olmak olan sahabesine de dâim zikir hâlinde olmayı tavsiye etmiş, bu hâli övmüştür:
Abdullah b. Büsr'den, "Bir adam Allah Resûlü'ne (sallallahu aleyhi ve âlihi) şöyle dedi: 'Ey Allah Resûlü! Hayır kapıları çok. Hepsini yapmama imkân yok. Bana bir şey söyle de onu yapayım, çok şey söyleyip de unutmayayım.'
'Dilin dâima Allah'ın zikriyle ıslak kalsın' buyurdu."
Ebû Saîd'den, "Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: (Halk) sizin için deli deyinceye kadar Allah'ı zikredin!"
Dâvud b. Sirhan rivâyet eder: "Ebû Abdullah (İmam Ca'fer es-Sâdık aleyhisselâm) şöyle buyurdu: 'Resûlullah (sallallahu aleyhi ve âlihi) şöyle buyurmuştur:
"Kim, Allah Azze ve Celle'yi çok zikrederse, Allah onu sever. Kim Allah'ı çok zikrederse, onun için iki berat (kurtuluş) yazılır; ateşten berat ve nifaktan berat."
Dâvud el Hammar, rivâyet eder: "Ebû Abdullah (İmam Ca'fer es-Sâdık aleyhisselâm) şöyle buyurdu: Kim Allah Azze ve Celle'yi çok zikrederse, Allah onu Cennet'inde gölgeler."
Harun b. Harice şöyle rivâyet eder: "Ebû Abdullah (İmam Ca'fer es-Sâdık aleyhisselâm) şöyle buyurdu:
"Kulun Allah Azze ve Celle'den bir isteği olur. Derken Allah'ı övmeye, Muhammed'e (s.a.a.) ve Âl-i Muhammed'e salât getirmeye başlar. Derken ihtiyacını unutur. Allah, o ihtiyacını istemeden bu ihtiyacını karşılar."
Ubeyd b. Zurâre şunu rivâyet eder: "Ebû Abdullah (İmam Ca'fer es-Sâdık aleyhisselâm) şöyle buyurdu: Kul çok istiğfar edince, (amel) sayfası parıldayarak yükselir."
İnanan için her ân kıymetlidir. Çünkü o ibâdet ettikçe, Rabb'ine kavuşacak, Cennet'te de makamı artacaktır.
İmam Nevevî, "Riyâzü's-Sâlihîn" adlı eserinde şunu nakleder: "Muaz bin Cebel diyor ki: Cennet'e girenlerin tek bir hasreti olur: O da dünyada iken Allah'ı anmaksızın geçen vakitlerdir."
Dâim zikir hâline dâir yanlış anlaşılan şu husus oldukça önemlidir: Dâim zikir hâli dünyadan el-ayak çekip sürekli ibâdet hâlinde olmak değildir. Nitekim Peygamber Efendimiz ashabına amellerde ölçülü olmayı tavsiye etmiştir.
Enes şöyle demiştir: "Allah'ın Resûlü'nün zevcelerinden evine üç kişi geldi ve Resûli Ekrem'in ibâdetini sordular. Onlara Allah'ın Resûlü'nün ibâdeti bildirilince, onu kendileri için az buldular ve şöyle dediler:
'Resûl-i Ekrem'in yanında biz bir şey değiliz.'
Onlardan birisi, 'Ben yaşadığım sürece bütün gece namaz kılacağım' dedi.
İkincisi, 'Ben, yaşadığım sürece iftar etmeyip oruç tutacağım' dedi.
Üçüncüsü de, 'Kadınlara yaklaşmayacağım ve hiçbir zaman evlenmeyeceğim' dedi.
Az sonra Allah'ın Resûlü onların yanına geldi ve 'Şöyle şöyle söyleyenler sizler misiniz? (Söylediklerinize) dikkat ediniz! Allah'a yemin ederim ki; içinizde Allah'tan en çok korkanınız ve O'na karşı gelmekten en çok çekineniniz Benim.
Buna rağmen Ben bazen oruç tutuyorum, bazen tutmuyorum. Namaz kılıyorum. Uyuyorum. Kadınlarla da evleniyorum. Kim, Benim sünnetimden ayrılırsa, o kimse Benden değildir' buyurdu."
Âişe'den, "Allah Resûlü'nün (sallallahu aleyhi ve âlihi) gece üzerinde namaz kıldığı, gündüzleri serip üzerinde oturduğu bir hasırı vardı. Zamanla pek çok insan O'nun kıldığı gibi namaz kılmaya başladı. (Bunu görünce) onlara dönüp şöyle buyurdu:
"Ey insanlar! Amellerden gücünüz yettiği kadarını alın! Siz bıkıp usanmadıkça Allah da bıkmaz. Ameller içinde Allah'ın en çok sevdiği amel az olsa da devamlı yapılanıdır."
Âişe'den yapılan rivâyetlerden birisinde de Allah Resûlü şöyle buyurdu: "Doğruyu arayın, mûtedil olun. Şunu da iyi bilin ki, hiçbirinizi, kendi ameli Cennet'e koyacak değildir."
"Seni de mi ey Allah Resûlü?" diye sorduklarında: "Beni de; ne var ki Allah Beni mağfiret ve rahmetiyle örter" buyurdu. (Prof. Dr. Haydar Baş Dua ve Zikir eserinden)
Abdullah b. Büsr'den, "Bir adam Allah Resûlü'ne (sallallahu aleyhi ve âlihi) şöyle dedi: 'Ey Allah Resûlü! Hayır kapıları çok. Hepsini yapmama imkân yok. Bana bir şey söyle de onu yapayım, çok şey söyleyip de unutmayayım.'
'Dilin dâima Allah'ın zikriyle ıslak kalsın' buyurdu."
Ebû Saîd'den, "Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: (Halk) sizin için deli deyinceye kadar Allah'ı zikredin!"
Dâvud b. Sirhan rivâyet eder: "Ebû Abdullah (İmam Ca'fer es-Sâdık aleyhisselâm) şöyle buyurdu: 'Resûlullah (sallallahu aleyhi ve âlihi) şöyle buyurmuştur:
"Kim, Allah Azze ve Celle'yi çok zikrederse, Allah onu sever. Kim Allah'ı çok zikrederse, onun için iki berat (kurtuluş) yazılır; ateşten berat ve nifaktan berat."
Dâvud el Hammar, rivâyet eder: "Ebû Abdullah (İmam Ca'fer es-Sâdık aleyhisselâm) şöyle buyurdu: Kim Allah Azze ve Celle'yi çok zikrederse, Allah onu Cennet'inde gölgeler."
Harun b. Harice şöyle rivâyet eder: "Ebû Abdullah (İmam Ca'fer es-Sâdık aleyhisselâm) şöyle buyurdu:
"Kulun Allah Azze ve Celle'den bir isteği olur. Derken Allah'ı övmeye, Muhammed'e (s.a.a.) ve Âl-i Muhammed'e salât getirmeye başlar. Derken ihtiyacını unutur. Allah, o ihtiyacını istemeden bu ihtiyacını karşılar."
Ubeyd b. Zurâre şunu rivâyet eder: "Ebû Abdullah (İmam Ca'fer es-Sâdık aleyhisselâm) şöyle buyurdu: Kul çok istiğfar edince, (amel) sayfası parıldayarak yükselir."
İnanan için her ân kıymetlidir. Çünkü o ibâdet ettikçe, Rabb'ine kavuşacak, Cennet'te de makamı artacaktır.
İmam Nevevî, "Riyâzü's-Sâlihîn" adlı eserinde şunu nakleder: "Muaz bin Cebel diyor ki: Cennet'e girenlerin tek bir hasreti olur: O da dünyada iken Allah'ı anmaksızın geçen vakitlerdir."
Dâim zikir hâline dâir yanlış anlaşılan şu husus oldukça önemlidir: Dâim zikir hâli dünyadan el-ayak çekip sürekli ibâdet hâlinde olmak değildir. Nitekim Peygamber Efendimiz ashabına amellerde ölçülü olmayı tavsiye etmiştir.
Enes şöyle demiştir: "Allah'ın Resûlü'nün zevcelerinden evine üç kişi geldi ve Resûli Ekrem'in ibâdetini sordular. Onlara Allah'ın Resûlü'nün ibâdeti bildirilince, onu kendileri için az buldular ve şöyle dediler:
'Resûl-i Ekrem'in yanında biz bir şey değiliz.'
Onlardan birisi, 'Ben yaşadığım sürece bütün gece namaz kılacağım' dedi.
İkincisi, 'Ben, yaşadığım sürece iftar etmeyip oruç tutacağım' dedi.
Üçüncüsü de, 'Kadınlara yaklaşmayacağım ve hiçbir zaman evlenmeyeceğim' dedi.
Az sonra Allah'ın Resûlü onların yanına geldi ve 'Şöyle şöyle söyleyenler sizler misiniz? (Söylediklerinize) dikkat ediniz! Allah'a yemin ederim ki; içinizde Allah'tan en çok korkanınız ve O'na karşı gelmekten en çok çekineniniz Benim.
Buna rağmen Ben bazen oruç tutuyorum, bazen tutmuyorum. Namaz kılıyorum. Uyuyorum. Kadınlarla da evleniyorum. Kim, Benim sünnetimden ayrılırsa, o kimse Benden değildir' buyurdu."
Âişe'den, "Allah Resûlü'nün (sallallahu aleyhi ve âlihi) gece üzerinde namaz kıldığı, gündüzleri serip üzerinde oturduğu bir hasırı vardı. Zamanla pek çok insan O'nun kıldığı gibi namaz kılmaya başladı. (Bunu görünce) onlara dönüp şöyle buyurdu:
"Ey insanlar! Amellerden gücünüz yettiği kadarını alın! Siz bıkıp usanmadıkça Allah da bıkmaz. Ameller içinde Allah'ın en çok sevdiği amel az olsa da devamlı yapılanıdır."
Âişe'den yapılan rivâyetlerden birisinde de Allah Resûlü şöyle buyurdu: "Doğruyu arayın, mûtedil olun. Şunu da iyi bilin ki, hiçbirinizi, kendi ameli Cennet'e koyacak değildir."
"Seni de mi ey Allah Resûlü?" diye sorduklarında: "Beni de; ne var ki Allah Beni mağfiret ve rahmetiyle örter" buyurdu. (Prof. Dr. Haydar Baş Dua ve Zikir eserinden)