Burada şunu anlatmak istiyoruz: Kulun eline imkanlar geçtiği müddetçe cömertliği artması gerekirken, tamahı artıyor. Vermesi gereken zekatını, sadakasını vermiyor. Bu ne kötü hal. Halbuki, cennete girenlerin başta gelenleri; bir eliyle verdiğini diğer eli görmeyenlerdir. Yani bir eliyle verecek, diğer eli görmeyecek. Hep verecek ve dağıtacak.Hz. Ali (kv) Efendimiz, Hz. Fatıma Annemize bir nar alıyor. Hz. Hasan veya Hz. Hüseyin'e hamile. Malumunuz, aşermek denir buna. Evine gelirken adamın bir tanesi, ihtiyar piri fani, o narı istiyor. "Durumum iyi değil. Şu narı ver de, bana şifa olsun. Allah rızası için." Hz. Ali, Allah rızasını duyacak da elindeki narı vermeyecek... Allah'a tevekkül ediyor. Elindekini ona ikram ediyor. Eve geliyor, "Ya Fatıma! Kusura bakma. Ben sana nar almasına aldım. Ama gelirken senden daha muhtaç birini gördüm. Ona ikram ettim" der. "Olsun. Allah vekil. İyi ettin. Benden daha muhtacına vermen çok daha iyi oldu" diyor. Şu ahlaka bakın.Evimizde ihtiyacımız olan bir malzemeyi zaten veremeyiz de, versek, başımızın etini yerler. Yani bu ahlakı kaybetmiş durumdayız. Bunlar kaybolursa ne olur? İnsanlık kalmaz. Surette çok mükemmel biri görünürsür. Ama sende bu ahlak, bu cömertlik yoksa iç aleminde vahşi bir hayvana benzersin. Aslanın eline de bir şey geçti mi, erkeksen git al. Suretin insan gibi ama, hakikatin dönmüş aslana.Buradaki nükte şu: Kulun eline bir şey geçtiği zaman, Allah için bunu takdim etmesini, hediye etmesini bilecek... Biraz sonra Allah'ın Sevgilisi geliyor: "Ya Ali! bugün sen ne yaptın?" diye soruyor. "Nedir ya Resulüllah!" "Ya Ali! Cenabı Hak sana dokuz tane nar gönderdi." "Olmaz ya Resulüllah! Ben on tane isterim." Niye?" "Bugün ben bir nar aldım. Allah için onu hibe ettim. Onun için bire karşılık on tane isterim." "Doğru. Bir tanesini de ben yedim" buyuruyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.