Bir önceki yazımıza devam ediyoruz.
Dolara karşılık para basmanın neden "para kapitülasyon"u anlamına geldiğini söylemiştik. Para basma konusunda irademizin sağlam ve bir temele oturtulmuş olması gerektiğini ifade etmiştik. BRICS ülkeleri liderlerinin kullandığı "milli para" tanımı, aslında bizim sözünü ettiğimiz emek ve üretimin karşılığı olarak yerli para basmanın kavramlaştırılmış halidir.
Yerli para bir ülkenin resmi olarak kullandığı para birimidir. Uluslararası platformda paranın kuvveti önemlidir, nitekim para bir güç kaynağıdır. Dünya para birimlerine göre daha değerli para birimlerine sahip olan ülkelerin diğer ülkelere nazaran pek çok alanda daha ileri seviyede olduğu görülmektedir. İşte bu anlamda yerli paranın gücü nasıl arttırılırsa geçmeden önce yapılması gereken gerçek bir milli para basmak olacaktır.
Burada 60'lı yıllardan sonra başlayan "ABD dolarını borç olarak Merkez bankasına al. Bu doların karşılığı olan tl'yi bas ve piyasaya dağıt" yönteminden çıkmak gerekir. Emek ve üretimin yanında devletin senyoraj hakkı dediğimiz para basma hakkını kullanarak herhangi bir ülkeden borç alınmadan basılan paradır milli para. Bu yüzden siyasetçilerimize bir hatırlatma yapacak olursak şu an "Uluslararası ticaret yaparken 'milli para' kullanalım" demenin bir faydası yoktur çünkü ne yazık ki ülke olarak milli paraya sahip değiliz.
Bahsettiğimiz usul ve yöntem ile basılan milli para ile dünya ekonomisinde yer almak için yapılması gereken ise uluslararası ticarette milli paranın kullanımını arttırmak olacaktır. Bunun formülünü de 2005 yılında yazdığı Milli Ekonomi Modeli ile Prof. Dr. Haydar Baş Bey ortaya koymuştur.
Devletler ticaret yaparken milli para kullanacak, böylelikle kendi para birimlerinin değerlerini koruyacaklardır. Ayrıca dünyada hakimiyet süren ve her yerde sözü geçen dolar hegemonyasının da kırılacağını söylemekte fayda var. Nitekim piyasada var olan para birimlerinin %80'e yakını dolar iken 2005 yılından sonraki yıllarda her geçen gün bu miktar düşmüş ve %50 ye yaklaşmıştır.
Haydar Baş Bey'in ortaya koyduğu formülle ülkeler ticaret yaparken milli paralarını kullanacaktır. Buna "milli paralarla ticaret" denir. Örnekleyecek olursak, ABD'den bir mal alacaksak onlara Amerikan doları vereceğiz, ABD bizden bir mal alacaksa bizlere Türk lirası verecek. Böylelikle dengeler yerine oturacak ve dünya tek kutuptan kurtulmuş olacaktır. Üreticiler emeklerinin karşılığı olan tl yerine, karşılıksız olarak basılmış olan doları aldıklarında ise emeklerini bir kağıda karşılık sattığını söylemek gerekir.
Kağıdın boyanmış hali olan dolar ile istediği her yerde istediği her ürünü alabilen bir ülkenin dünyaya hükmetmesi çok zor olmayacaktır. Zaten BRICS'in bir araya gelerek kendi aralarında "milli para" kullanmayı isteme sebebi de bu hakimiyeti kırmaktır. İşte BRICS ülkeleri kendi aralarında başlattıkları "milli paralarla ticaret" yöntemini uygulayarak, BRICS'e daha fazla ülkeyi dahil ederek bir yandan ABD doları hegemonyasına blok çekmiş olurken diğer yandan dünya siyasetinin tek kutuptan uzaklaşmasını sağlamaktadırlar. BRICS ülkelerinin Türkiye'ye olan daveti de bu amaçladır.
Aslında Türkiye'nin BRICS birliğinin kurucu üyesi olması gerekirken katılımcı devlet olması bizler açısından üzüntü ile karşılanmaktadır. Bir Türk bilim adamının yazdığı modeli uygulayıp bir araya gelerek Türkiye'yi davet etmeleri bize ait olan bir şeye bizi dahil etmektir. Bu modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Sandıklarda bizi yönetecek olanları seçerken modelin sahibine bu yetkiyi verseydik şu an kendi ifadeleri ile "dünyanın en güçlü" devleti olacaktık.
Bu modelin ne denli başarılı olduğunun apaçık bir örneğidir BRICS. 2005 yılı öncesinde dünya siyasetinde herhangi bir söz hakkı bulunmayan Rusya'nın bugün geldiği nokta ve şu anki devlet başkanı Putin'in Amerikalı Forbes dergisi tarafından arka arkaya 4 kez dünyanın en güçlü insanı seçilmesi modelin başarısının somut göstergesidir.
Modeli uygulayan Rusya'nın modele bakış açısını Rus bilim adamlarından bir kaçının düşüncesini aktararak anlatmak istiyorum.
Putin'in danışmanı olan Prof. Dr. Andrei Korotkoi, 27 Şubat 2013'ta Rus meclisi Duma'da Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modelini anlatmak amacıyla düzenlenen programda şunları ifade etmiştir:
"Putin, bir devletin kalkınması için sosyal adaleti sağlayacak, adil paylaşımı verecek, sosyal hakları sunacak, harcama yapan kesime tüketim imkanı tanıyacak, halka huzur getirecek sistem arayışında. Sayın Putin Milli Ekonomi Modeli bunların hepsini sağladığı için 'Biz de milli Ekonomi Modelini uygulayacağız' diyor."
Meclis başkan yardımcısı ve Putin'in en yakın danışmanlarından Jirinovski: "Bizim, Rusya'nın geleceği için sizinle iş birliği yapmamız lazım. Bizim size ihtiyacımız var. Ve mutlaka bunu başarmalıyız."
(Türk düşmanı olarak tanınan Jirinovski toplantının ardından yapılan özel görüşmede Haydar Baş Bey'e şunları da ifade etmiştir: Ne Mutlu Türk'üm Diyene!)
Dünya çapında uygulanan, dünya siyasetine yön verecek kadar mühim bir rol oynayan model, bugün Türkiye'nin İMF kapısına dayanmadan ekonomik çöküşten kurtulması için ivedilikle uygulanması gereken tek modeldir. Türkiye'nin gündemi olan ekonomik anlamda bitmişliğin tek çözüm yolunun İMF olmadığını, gerçek çözümün MEM ve Prof. Dr. Haydar Baş olduğunun altını çizer ve siz değerli okuyucularımıza yeniden hatırlatmak isteriz.
Ali Haydar Göksel / diğer yazıları