Garih cinayeti zanlısı Yener Yermez on günlük bir kovalamacadan sonra acemi bir biçimde teslim oldu.
Böylesine ağır bir cürmü, böylesine profesyonelce işleyen, 10 gün boyunca izini kaybettirmeyi başaran birinin, adeta teslim olurcasına kendisini ele vermesi, cinayetle ilgili soru işaretlerini büsbütün artırdı.
Yermez'in ilk ifadesinde, "Garih'ten para istedim, vermeyince öldürdüm" sözleri uzmanlar tarafından inandırıcı bulunmadı.
Sadece para isteği reddedilen birinin bu kadar vahşi bir cinayet işleyebileceğine ihtimal verilmiyor.
Yanında hayat kadını olmadığını söyleyen ve defalarca bölgede görünen Yener Yermez'in mezarlıkta ne aradığı, bir Er'in bu kadar rahat nasıl gidip geldiği sorusu olayın bamteli...
Garih gibi bir işadamının da bu mezarlıkta ne aradığı sorusu ile birleştirildiğinde iş kördüğüme dönüşüyor.
Gözaltındaki 5 kadının kan örnekleri olay yerindekilerle tutmadığına göre Yermez'in yanında kim ya da kimler vardı?
Yermez Ankara'da kimlerle görüştü, ailesinin polis gözetiminde olduğunu bildiği halde neden teslim oldu?" sorularını her makul insan sorduğu halde bir tek kişinin fazla sorudan rahatsız olması anlamlı.
Garih'in ortağı Alaton, Garih'in üst düzey mason olduğunu, dul bir kadına 10 bin dolar götürürken cahilce öldürüldüğünü söylüyor.
Alaton; dul kadın hikayesini neden Yermez yakalandıktan sonra ortaya attı?
Dul kadın bir sembol mü? Garih'in "masonluğu" ile "dul kadın" hikayesi bir mesaj mı?
Masonlukta dul kadının oğlu ne manaya geliyor?
Alaton'la birlikte 10 gün boyunca ortalığı en çok bulandıran Milliyet'in dedektif muhabiri Tuncay Özkan, "Cinayet bir mafya hesaplaşması" demek için neden Yermez'in teslim oluşunu bekledi.
Bu sorular beynime üşüşürken bir e-mail, cevap için ilginç ipuçları veriyordu:
"Üzeyir Garih öldürüldüğü gün, en son adını Susurluk skandalı ile duyuran uluslararası silah tüccarı ve üç İsrailli Yahudi arkadaşı ile saat 15:00'te, Ortaköy'de Alarko binasında buluştu. Toplantının amacını ve konuşulanların cinayetle ilgisini lütfen araştırın."
Kimdi Garih'in buluştuğu Ertaç Tinar.
Mehmet Ağar döneminde 1993'ten itibaren İsrail'den getirilen silahların ve İsrail gizli servisi ile yapılan gizli anlaşmaların arabulucusu.
İsrail'e ödemeler Tinar'ın İsviçre'deki hesabı üzerinden yapılıyordu.
Uluslararası silah tüccarı ve İsrail'in yed-i emini Tinar görüşmeyi bir gazeteye itiraf ediyor.
Cinayetten bir gün önce saat 14:00'da Alarko Holding'in Ortaköy'deki merkezinde görüştüğünü, daha sonra da Alarko'nun işlerini yürüttüğü Gebze Organize Bölgesine yine görüşmeye katılan üç İsrailli işadamı ile gittiklerini ifade ediyor.
Peki "görüşmenin amacı neydi?" sorusuna, "İsrail'de çok yakın bir politikacı arkadaşımın tavsiyesi ile bu üç İsrailli işadamını Garih'le görüştürdüm. Amaç, Türkiye'ye ne yatırım yapalım, ne kredi verelim."
İş görüşmesinin olumlu geçtiğini söyleyen Tinar, Garih'in Musevi bir insan olarak, Müslüman mezarlığını ziyaret etmesinin Türkiye'ye çok büyük iyilik olduğunu söylüyor.
Bu görüşme İle Türkiye'ye ne gibi iyilik yaptıklarını açıklayamayan Tinar da klasik mezarlık edebiyatı ve hoşgörü örtüsü ile gerçekleri örtüyor.
12 Şubat 2000'de Tinar, kendini şöyle tanıtmış: "Uluslararası danışmanım. 92'den beri İsrail ile çok sıkı iş ilişkisi içindeyim. Avrupa'nın bütün ülkelerinde, Amerika'da, Ortadoğu ve Orta Asya'da açamadığım kapı yok."
Ben öyle tahmin ediyorum ki Tinar, Eyüp Mezarlığı'nın da kilidini açacak sırlara vakıf.
Tinar, Garih görüşmesinin Garih'in randevu defterinde kayıtlı olduğunu söylüyor.
Öyleyse Garih'in randevu defterini teslim aldım, randevularına ben cevap vereceğim diyen Alaton, niçin dul kadın edebiyatı yapacak yerde bu randevuya dikkat çekerek polise yardımcı olmadı? Niçin, böylesine karmaşık ilişkiler ağının odağındaki ortağının alelade bir cinayete kurban gittiği havasını yayarak ortağının bu gizli ilişkilerini örtmeye çalıştı.
Alaton cevap vermeli: Bir gün önce silah tüccarı ile Garih'in, üç İsrailli işadamının birlikte buluşmasının sırrı neydi?
Bu sırlı yolculuk Garih'i önce Eyüp Mezarlığı'na, ardından ölüme niçin sürükledi?
Randevu defterinde geçmişe ve geleceğe dönük başka hangi kritik görüşmeler var?
Bence Alaton, randevu defterini polise teslim etmeli.
Böylesine ağır bir cürmü, böylesine profesyonelce işleyen, 10 gün boyunca izini kaybettirmeyi başaran birinin, adeta teslim olurcasına kendisini ele vermesi, cinayetle ilgili soru işaretlerini büsbütün artırdı.
Yermez'in ilk ifadesinde, "Garih'ten para istedim, vermeyince öldürdüm" sözleri uzmanlar tarafından inandırıcı bulunmadı.
Sadece para isteği reddedilen birinin bu kadar vahşi bir cinayet işleyebileceğine ihtimal verilmiyor.
Yanında hayat kadını olmadığını söyleyen ve defalarca bölgede görünen Yener Yermez'in mezarlıkta ne aradığı, bir Er'in bu kadar rahat nasıl gidip geldiği sorusu olayın bamteli...
Garih gibi bir işadamının da bu mezarlıkta ne aradığı sorusu ile birleştirildiğinde iş kördüğüme dönüşüyor.
Gözaltındaki 5 kadının kan örnekleri olay yerindekilerle tutmadığına göre Yermez'in yanında kim ya da kimler vardı?
Yermez Ankara'da kimlerle görüştü, ailesinin polis gözetiminde olduğunu bildiği halde neden teslim oldu?" sorularını her makul insan sorduğu halde bir tek kişinin fazla sorudan rahatsız olması anlamlı.
Garih'in ortağı Alaton, Garih'in üst düzey mason olduğunu, dul bir kadına 10 bin dolar götürürken cahilce öldürüldüğünü söylüyor.
Alaton; dul kadın hikayesini neden Yermez yakalandıktan sonra ortaya attı?
Dul kadın bir sembol mü? Garih'in "masonluğu" ile "dul kadın" hikayesi bir mesaj mı?
Masonlukta dul kadının oğlu ne manaya geliyor?
Alaton'la birlikte 10 gün boyunca ortalığı en çok bulandıran Milliyet'in dedektif muhabiri Tuncay Özkan, "Cinayet bir mafya hesaplaşması" demek için neden Yermez'in teslim oluşunu bekledi.
Bu sorular beynime üşüşürken bir e-mail, cevap için ilginç ipuçları veriyordu:
"Üzeyir Garih öldürüldüğü gün, en son adını Susurluk skandalı ile duyuran uluslararası silah tüccarı ve üç İsrailli Yahudi arkadaşı ile saat 15:00'te, Ortaköy'de Alarko binasında buluştu. Toplantının amacını ve konuşulanların cinayetle ilgisini lütfen araştırın."
Kimdi Garih'in buluştuğu Ertaç Tinar.
Mehmet Ağar döneminde 1993'ten itibaren İsrail'den getirilen silahların ve İsrail gizli servisi ile yapılan gizli anlaşmaların arabulucusu.
İsrail'e ödemeler Tinar'ın İsviçre'deki hesabı üzerinden yapılıyordu.
Uluslararası silah tüccarı ve İsrail'in yed-i emini Tinar görüşmeyi bir gazeteye itiraf ediyor.
Cinayetten bir gün önce saat 14:00'da Alarko Holding'in Ortaköy'deki merkezinde görüştüğünü, daha sonra da Alarko'nun işlerini yürüttüğü Gebze Organize Bölgesine yine görüşmeye katılan üç İsrailli işadamı ile gittiklerini ifade ediyor.
Peki "görüşmenin amacı neydi?" sorusuna, "İsrail'de çok yakın bir politikacı arkadaşımın tavsiyesi ile bu üç İsrailli işadamını Garih'le görüştürdüm. Amaç, Türkiye'ye ne yatırım yapalım, ne kredi verelim."
İş görüşmesinin olumlu geçtiğini söyleyen Tinar, Garih'in Musevi bir insan olarak, Müslüman mezarlığını ziyaret etmesinin Türkiye'ye çok büyük iyilik olduğunu söylüyor.
Bu görüşme İle Türkiye'ye ne gibi iyilik yaptıklarını açıklayamayan Tinar da klasik mezarlık edebiyatı ve hoşgörü örtüsü ile gerçekleri örtüyor.
12 Şubat 2000'de Tinar, kendini şöyle tanıtmış: "Uluslararası danışmanım. 92'den beri İsrail ile çok sıkı iş ilişkisi içindeyim. Avrupa'nın bütün ülkelerinde, Amerika'da, Ortadoğu ve Orta Asya'da açamadığım kapı yok."
Ben öyle tahmin ediyorum ki Tinar, Eyüp Mezarlığı'nın da kilidini açacak sırlara vakıf.
Tinar, Garih görüşmesinin Garih'in randevu defterinde kayıtlı olduğunu söylüyor.
Öyleyse Garih'in randevu defterini teslim aldım, randevularına ben cevap vereceğim diyen Alaton, niçin dul kadın edebiyatı yapacak yerde bu randevuya dikkat çekerek polise yardımcı olmadı? Niçin, böylesine karmaşık ilişkiler ağının odağındaki ortağının alelade bir cinayete kurban gittiği havasını yayarak ortağının bu gizli ilişkilerini örtmeye çalıştı.
Alaton cevap vermeli: Bir gün önce silah tüccarı ile Garih'in, üç İsrailli işadamının birlikte buluşmasının sırrı neydi?
Bu sırlı yolculuk Garih'i önce Eyüp Mezarlığı'na, ardından ölüme niçin sürükledi?
Randevu defterinde geçmişe ve geleceğe dönük başka hangi kritik görüşmeler var?
Bence Alaton, randevu defterini polise teslim etmeli.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014