AKP'den aklama operasyonu
Önceki gece Meclis'te 4 eski bakanla ilgili fezlekelerin okunmasını dahi engelleyen AKP'li milletvekilleri, dün aynı bakanlarla ilgili sözde soruşturma önergesini TBMM'ye sundu
21.03.2014 00:00:00
YENİ MESAJ/ANKARAÖnceki gece TBMM genel Kurulu'nda fezlekeler bir yana fezleke üst yazısını dahi okutmayan AKP'li milletvekilleri, 4 eski bakan ile ilgili sözde soruşturma önergesi'ni TBMM Başkanlığı'na sundu. AKP Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ve 85 milletvekilinin imzasıyla verilen önergede, eski içişleri Bakanı Muammer Güler, eski AB Bakanı Egemen Bağış, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın TBMM Başkanlığı ve AK Parti grup başkanlıklarına dilekçe sundukları belirtildi. Eski bakanların dilekçelerinde, "17 Aralık 2013 tarihinden itibaren yasadışı yollarla elde edilmiş veya gizlilik çerçevesinde yürütülen bir soruşturmaya ait olduğu iddia edilen bir kısım bilgilerin, yine yasalara aykırı olarak TBMM Genel Kurulu'nda ve dolayısıyla bir kısım medya organlarınca kasıtlı biçimde speküle edilerek Anayasa ile güvence altına alınan kişisel onurumuzu rencide etmeye yönelik bir ağır karalama kampanyası yürütülmektedir" şeklinde beyanda bulundukları kaydedildi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, "Meclis seçimlerden sonra açıldığında ise ilk görüşülecek konulardan bir tanesi olarak Meclisin gündeminde bu okutulacak ve bir ay içinde bir gün tespit edilecek, bu konu görüşülecektir" dedi. İşte AKP'nin örttüğü suçlarAKP'li milletvekillerinin önceki akşam TBMM'de reddettiği fezlekelere (iddiaların özeti) göre Erdoğan Bayraktar 'nüfuz kullanıp başkasına menfaat temin etmekle', Muammer Güler, 'birden çok rüşvet almak ve nüfuz suistimali ile', Zafer Çağlayan ise 'Resmi belgede sahtecilik ve birden çok kez rüşvet almakla', Egemen Bağış ise 'birden çok kez rüşvet almakla' itham ediliyor. Soruşturma bunun neresinde?AKP'li 86 milletvekilinin verdiği önergede ise özetle şöyle denildi: "Adı geçen eski bakanlara atfedilen ve Türk Ceza Kanunu'nun yaptırıma bağlanan (görevi kötüye kullanma ile ilgili TCK'nın 257 ve nüfuz ticareti ile ilgili 255. maddeleri) ithamların soruşturulması;, adı geçen kişilerin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan 'özel hayatın gizliliği ve korunması', 'haberleşme özgürlüğü ve gizliliği' ve 'masumiyet karinesi (lekelenmeme hakkı)' ilkeleri açısından önem arz ettiği gibi, aziz milletimize, Yüce Genel Kurul'a ve yargıya olan hesap verme sorumluluğunun da bir gereği olarak ortaya çıkmaktadır."Yolsuzlukları bir ay içinde kapatacaklarMeclis soruşturması açılıp açılmamasına TBMM Genel Kurulu'nca gizli oyla karar veriliyor. Önergenin kabulü halinde, komisyon çalışmalarını gizli yapacak. AKP'lilerin önergesinde bakanların adliye mahkemelerinden kurtarılıp Yüce Divan'a sevki de öngörülüyor. Oysa bakanların 3'ü 'birden çok kez rüşvet almak'la suçlanıyor ve bu suç 'görev'le alakalı değil. Dahası Yüce Divan kararı Meclis Genel Kurulu'nda salt çoğunlukla gizli oyla alınabiliyor. AKP milletvekilleri adı geçen 4 bakanı Yüce Divan'a gitmekten koruyabilecek. Bu durum AKP'nin yolsuzluk iddialarını 30 Mert Yerel Seçimleri'nden sonra bir ay içinde kapatacağı anlamına geliyor. Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, soruşturmanın yürütülmesi görevi, Anayasanın 100. maddesi hükümlerine göre, Başkanlıkça Genel Kurul'da yapılacak ad çekme suretiyle kurulacak 15 kişilik bir komisyona verilecek. Yüce Divan'a sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğu ile alınabilecek. Öte yandan, siyasi parti gruplarında, Meclis soruşturması ile ilgili görüşme yapılamıyor ve karar alınamıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.