Kavga, suçlama, itham ve hedef gösterme mantığıyla siyaset yapan 20 yıllık tep parti iktidarında artık bu ve daha fazlası başlıktaki bütün oklar kendisine dönmüş vaziyette.
Mafyadan derin devlete, torpilden adam kayırmaya, rüşvetten kamuyu zarara uğratmaya, yargıdan üniversitelere kadar her taraftan dumanlar yükseliyor, Haliç'ten beter kokular ortalığı sarmış vaziyette.
Bugün devleti yönetenlerin, 2002'den önce en çok kullandıkları atasözümüz: 'Ateş olmayan yerden duman çıkmaz' idi. Şimdi ortalık yanıyor ama yangına müdahale eden yok.
Horozların ötüşü sabahı haber verir. Düzce'de bir horozda her sabah ötüyor. Komşular rahatsız oldukları için şikayet ediyorlar. Yetkililer, horoz sahibini uyarıyor, arkasından kanunu göstererek ceza kesiyorlar.
Yani ortada bir rahatsızlık varsa o rahatsızlığa bedel kesecek yetkililer ve kanunda var, demektir.
Eski AKP'li Bakan Erdoğan Bayraktar, 'hakkımdaki iddiaların hepsi doğrudur' dedi.
Kanun var ama bedel kesecek yetkili bulunamadı.
Sedat Peker'in ortaya koyduğu iddialar malum. İsmi geçenlerden bazıları, 'ne dediyse doğrudur' da diyor. Yani kanun var, şahit var. Ama bedel kesecek yetkili yok.
Geçen hafta öğrendik ki, Gaziantep'te bir cenazeye gidenlerin yolu kesiliyor, araçları kurşunlanıyor. Olay günler sonra kolluk kuvvetlerine intikal ediyor. Gözaltı ve tutuklamalar. Jet hızıyla yayın yasağı.
Karşı tarafın iddiaları yenilir, yutulur cinsten değil. Olayda Erdoğan'ın avukatının ismi geçiyor. Gaziantep cumhuriyet başsavcısı, MHP milletvekili ve daha bir çok önemli isimler geçiyor.
İddia sahiplerinin ifadesini alan savcı, 'ben bu isimleri kayda geçemem' diyor. Avukatlar el yazısıyla kendi kayıtlarını tutuyor.
Borsa morsa işlerini bir tarafa koyun! Adaleti dilinden düşürmeyen Cumhurbaşkanı nerede? Adalet Bakanı nerede? İçişleri Bakanı neden suskun? Hani Türkiye hukuk devletiydi? Hani AKP sayesinde bu ülkeye adalet gelmişti?
Bekir Bozdağ?
Geçtiğimiz ay 'Türkiye Adalet Akademisi Kürsü Dergisine' verdiği röportaja şöyle diyordu son Adalet Bakanı Bozdağ:
"Hiç kimsenin, kendisini hakim, savcı ve mahkeme yerine koyarak karar vermemesi gerekir. Ancak maalesef bugün uluslararası alanda Türk yargısının üzerine düşürülmek istenen pek çok gölge var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk yargı sistemi, verilen kararlar ve uygulamalar üzerinden belli çevreler tarafından yıpratılmak isteniyor" dedi.
Sayın Bozdağ! Hangi uluslararasından ve hangi gölgeden bahsediyorsunuz?
Sahi Kaşıkçı dosyasına şerh düşen ve muhalefet eden İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Nimet Demir'i neden veya kim istediği için sürgün ettiniz?
Sizin partiden olmayan belediyelere günü birlik operasyonlar yapılırken şahitli iddialar ve tutanaklı yolsuzluklar hakkında neden görmedim, duymadım, bilmiyoru mu oynuyorsunuz?
Keşke gölge etmesiniz!
Süleyman Soylu
Sel, afet, yangın ve terörle mücadelede medyada ilk ismi ve resmi çıkan içişleri bakanımızdır.
Ankara'daki selde itfaiyeci çizmeleri ile Sayın Mansur Yavaş ile görüşmesi toplumun çok hoşuna gitmişti.
Kepçe üzerinde dere geçmeler, arama çalışmalarına katılmalar, mağdur aile ziyaretleri, sınır boylarından verdiği yüksek sesli mesajlar vs. bir kesimin çok hoşuna gidiyor.
Malumunuz Karadeniz Bölgesinde geçen yıl olduğu gibi bu yılda büyük bir sel afeti tekrar yaşandı.
Sayın Bakan Soylu, 26-29 Haziran'da Bartın, Kastamonu, Düzce, Zonguldak, Bolu, Karabük yaşanan seller için 'şu ana kadar yaptığımız hesaplamalar çerçevesindeki maliyeti 4,2 milyar' dedi.
Bu ne demektir arkadaşlar? Eğer iktidarda olanlar geçen yıl ki sellerden (ki, bizzat ders almalıyız da demiştiler) ders almamışlar. Vatandaşa yatırım yapmamışlar, demektir.
Eğer geçen yıl ders alıp, atıyorum 200 milyon liralık bir yatırım yapsalardı bugün, 4 milyar 200 milyonluk zarar ortaya çıkmazdı.
Başka ne ortaya çıkmazdı? Sayın Bakan'ın bu kadar çok pozu da ortaya çıkmazdı.
Ülkemizde her gün mafya hesaplaşmalarından, alacak-verecek kavgasından, miras anlaşmazlığından, arazi anlaşmazlığından, geçim sıkıntısı üzerine başlayan tartışmalardan, gürültüden, yan baktından vs. onlarca kişi öldürülüyor.
Ama İçişleri Bakanının gündemi hiç oralı bile olmuyor.
Mülteciler gündem oluyor! Bir bakıyorsun peş peşe operasyonlar, binlerce kaçak göçmen yakalanıyor.
IŞİD gündem oluyor. Bir bakıyorsun peş peşe operasyonlar, Türkiye'nin her köşesinden IŞID militanları fışkırıyor.
Hiç kimse bu kadar eli kanlı terörist ne ara ülkemize yerleşti, sorusu merak etmek yerine Sayın Soylu'nun malum kişilerle olan pozları ve daha kimlerle pozu çıkacak merakı gündem oluyor.
Özetle: Yazık oluyor koskoca devlete yazık…
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025