İktidara yakın bir medya ile yürüttüğü "dost-aile" sohbetinde CHP liderini ima ederek "bankalarda milyon dolarları olan Genel Başkanlar var" iddiasını ortaya atan Unakıtan, AKP'nin başını belaya soktu. Bir gazetecinin manşete taşıdığı bu iddia karşısında Erdoğan ve Unakıtan'ı hedef tahtasına oturtan Baykal ilk defa gündemi iktidarın elinden almış oldu. AB-ABD ve İMF politikalarından başka bir alternatif ortaya koymak yerine iktidara payanda olan Baykal'ın iktidara yönelik sadece laiklik bağlamında ideolojik salvoları AKP'nin günahlarını perdeleme işlevinden öteye geçemedi. Oysa malvarlığı ekseninde iktidarın muhalefete yüklenmesinin de zorlaması ile başlayan tartışma ilk defa AKP'yi silkeleyen bir işleve girdi. Malvarlığı tartışmalarında Erdoğan'ın sergilediği panik ataklar, yasal zırhın ardına gizlenme tavrı, modası geçmiş, Atatürk'ün vasiyeti ve CHP-İş Bankası tartışması açarak CHP'yi köşeye sıkıştırma taktiklerinin çökmesi Başbakan'ı fena halde germiş durumda. Hele hele parti içi muhalefetin utangaç sözcülerinden AKP'li Yalçınbayır, Fuat Geçen ve Turhan Çömez'in Başbakan'ın "malvarlığının suç olduğu için açıklamıyorum" bahanesini çürütmek için kendi malvarlıklarını açıklamaları Erdoğan'ı küplere bindirmiş, moralini bozmuştur herhalde. Baykal'ın da malvarlığını açıklasın ve Erdoğan'ın sadece milletvekillerinin değil tüm kamu dokunulmazlığı kaldırılsın restine ve hodri meydan getirin teklifinizi onay verelim karşı resti Erdoğan'ı tam bir çıkmaza sürükledi. Baykal'ın malvarlığını tartışmaya açarak cambaza bak oyununu oynayan Unakıtan'ın Galataportu Yahudi Ofer'e peşkeş çekme cingözlüğüne parti içi gizli liderlik rekabetinde koz olarak kullanmak için Şener'in takoz koyması ve kaçak villaların tartışmaya açılması AKP'nin gitgide kördüğümü dönüşmesinin resmi olarak yorumlanıyor. Yabancı sermayeye yapılan peşkeşlerle iktidarın malvarlığı parçacıkları birleştikçe millette AKP'nin ak değil kara olduğu kanaatini güçlendiriyor. CHP lideri başlattığı bu mücadelenin yakasını bırakmaz ve tüm bürokrat, belediye başkanı, bakan ve vekillerin dokunulmazlık zırhını kaldırmak için teklifi bizzat kendisi getirmezse günübirlik kayıkçı kavgası olarak kalır. Ancak CHP kamuoyu baskısı doğrultusunda Meclis içinde mücadele yürütürse bostan korkuluğu olmadığını göstermiş olur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014