Önce oğul Serdar Denktaş "Türkiye bize sahip çıkmazsa Filistin Kurtuluş Örgütü gibi savaşırız" açıklamasını yaptı, ardından baba Denktaş "Bağımsızlığımızdan vazgeçmemeliyiz. Devletimiz ortadan kaldırılıyor diye birleşmeliyiz. Türkiye bizi bırakıp giderse bize silahtan başka seçenek kalmıyor" diyerek benzer bir yaklaşım sergiledi. Baba -oğul Denktaş'ların kullandığı bu üslup hem zamanlama hem de tarz olarak önemli ve anlamlıydı. Denktaş'lar direk olarak "satma" ifadesini kullanmasalar da, "Hükümetin KKTC'yi AB uğruna satması" üzerine kafa patlatıp, ona göre alternatifler üretiyorlar. Açık açık "Hükümet satarsa?" girişiyle başlayan ve sonuna "silahlı mücadele" seçeneğinin yerleştirildiği mesaj dolu cümleler kurulması boşuna değil.
Yarım asırlık Kıbrıs davasında ilk kez, Türkiye hükümetinin KKTC'yi gözden çıkarması olasılığından hareketle yeni denklemler üzerinde duruluyor. Hükümet kanadı her ne kadar böyle bir şeyin gerçekleşmeyeceğini ifade etse de, AB ile girilen süreç ve imza altına alınan garantiler bunu yalanlıyor.
Denktaş'ların "silahlı mücadele" seçeneğini yüksek sesle ifade etmeleri, hem AKP hükümetine hem Rumlara, hem AB'ye, hem de ABD'ye mesaj niteliğinde.
Denktaş'lar Türkiye'de hükümet kendilerini yarı yolda bıraksa da, Türk halkının onları haklı davalarında sonuna kadar destekleyeceğinden eminler. Zaten Türk halkının desteğine inanmasalar böyle açıklamalar yapamazlar. AKP hükümetine verilen en önemli mesaj, - özellikle 17 Aralık'ta atılan imzalardan sonra- artık kendilerine güvenilmiyor olmasıdır. Denktaş'lar'ın ifadelerinin tefsire ihtiyaç duyulmadan "ampul" gibi parlayan birinci mesajı budur. AB, ABD ve Rumlar'a verilen mesaj ise; AKP hükümeti AB uğruna bizi yarı yolda bırakırsa, hem Kıbrıslı Türkler, hem de tüm Türkiye bu davadan vazgeçmeye niyetimiz yok. Aklınızı başınıza alın!
Bu mesajı "tehdit" olarak da yorumlayabilirsiniz, zaten öyle! "Bağımsızlığımız uğruna canımızı veririz" tehdidi!
Zikretmediğim bir kesime daha mesaj var, o da; KKTC'deki AB yanığı Başbakan Talat ve şürekasına.
"Bağımsız KKTC bir hayaldi. Bunu kimse görmedi mi? Bu Turan ülküsü gibi bir hayaldi" diyecek kadar bağımsızlık karakterinden yoksun, mandacı bir Başbakan olan Talat'ın bu mesajı iyi alması lazım.
Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu'daki Kuva-yı Milliye'nin tüm dünyaya duyurduğu bağımsızlık mesajını algılayamayan İstanbul hükümetinin akıbetini bilmem hatırlatmaya gerek var mı!
Yarım asırlık Kıbrıs davasında ilk kez, Türkiye hükümetinin KKTC'yi gözden çıkarması olasılığından hareketle yeni denklemler üzerinde duruluyor. Hükümet kanadı her ne kadar böyle bir şeyin gerçekleşmeyeceğini ifade etse de, AB ile girilen süreç ve imza altına alınan garantiler bunu yalanlıyor.
Denktaş'ların "silahlı mücadele" seçeneğini yüksek sesle ifade etmeleri, hem AKP hükümetine hem Rumlara, hem AB'ye, hem de ABD'ye mesaj niteliğinde.
Denktaş'lar Türkiye'de hükümet kendilerini yarı yolda bıraksa da, Türk halkının onları haklı davalarında sonuna kadar destekleyeceğinden eminler. Zaten Türk halkının desteğine inanmasalar böyle açıklamalar yapamazlar. AKP hükümetine verilen en önemli mesaj, - özellikle 17 Aralık'ta atılan imzalardan sonra- artık kendilerine güvenilmiyor olmasıdır. Denktaş'lar'ın ifadelerinin tefsire ihtiyaç duyulmadan "ampul" gibi parlayan birinci mesajı budur. AB, ABD ve Rumlar'a verilen mesaj ise; AKP hükümeti AB uğruna bizi yarı yolda bırakırsa, hem Kıbrıslı Türkler, hem de tüm Türkiye bu davadan vazgeçmeye niyetimiz yok. Aklınızı başınıza alın!
Bu mesajı "tehdit" olarak da yorumlayabilirsiniz, zaten öyle! "Bağımsızlığımız uğruna canımızı veririz" tehdidi!
Zikretmediğim bir kesime daha mesaj var, o da; KKTC'deki AB yanığı Başbakan Talat ve şürekasına.
"Bağımsız KKTC bir hayaldi. Bunu kimse görmedi mi? Bu Turan ülküsü gibi bir hayaldi" diyecek kadar bağımsızlık karakterinden yoksun, mandacı bir Başbakan olan Talat'ın bu mesajı iyi alması lazım.
Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu'daki Kuva-yı Milliye'nin tüm dünyaya duyurduğu bağımsızlık mesajını algılayamayan İstanbul hükümetinin akıbetini bilmem hatırlatmaya gerek var mı!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012