Hadi gözünüz aydın!
Çok büyük işmiş gibi zar zor 1300 liraya çıkarılan asgari ücret Eylül ayından sonra 1230 liraya düşürülecek.
Yani 70 lira eksik para alacaksınız!
Başımızdaki beceriksizlerin yapacağı iş ancak bu kadar olur. AKP'nin yalanlarına inananlar da avuçlarını yalarlar?
Zaten çarşı-pazar enflasyonu, toplu taşımaya yapılan zamlar, cezalar, vergiler derken asgari ücret daha işçinin eline geçmeden erimişti bile.
Şimdi bir de kafadan 70 lira kesilecek. Peki, bu şartlarda vatandaş nasıl geçinecek hiç düşünen var mı hükümet kanadında!
Tabiî ki yok!
AKP hükümeti aslında şunu söylüyor vatandaşa;
"Bana ne! Nasıl geçinirsen geçin, ister geçin ister geçinme. Sen Haydar Hoca'ya sırtını dönüyorsun, defalarca seni kandırmama rağmen gelip yine bana oy veriyorsun. Sen kendini düşünmüyorsan, çoluğunu çocuğunu düşünmüyorsan ben seni hiç düşünmem. Zaten ben listeye ceketimi koysam sen gidip o cekete oy veriyorsun. Ceketin içinde adam var mı, yok mu hiç bakmıyorsun."
Başka ne diyor AKP hükümeti?
"Haydar Hoca sana dedi ki; madenlerimizi devlet-millet ortaklığı ile çıkaracağım, seni o madenlerin sahibi yapacağım, bir elin yağda bir elin balda olacak. Sen O'na inanmıyorsun; "Türkiye'de maden yok, olsa da Lozan'daki gizli bir anlaşmaya göre bize çıkarttırmazlar" yalanımıza inanıyorsun. Senin gözünün önünde o madenleri yandaşlara nasıl da veriyorum gördün değil mi! Buna rağmen sen gelip yine bana oy atıyorsun."
AKP'nin çiftçiye de bir çift sözü var;
"Haydar Hoca sana demedi mi, çiftçi benim dönemimde gerçek manada milletin efendisi olacak diye! Devlet, ürün alım garantisi verecek, daha tohumu tarlaya atmadan ürünün yarı parasını peşin alacaksın, kalanını ürününü teslim ettiğinde alacaksın. Devlet, çiftçinin mazotunu, gübresini, tohumunu karşılayacak, senin tek derdin ürününü yetiştirmek olacak, demedi mi! Sen ne yaptın, seni tarlaya küstürmeme rağmen yine bana oy verdin. Kapına haciz getirdim, traktörünü, tarlanı sattırdım yine de benden vazgeçmedin. Et ithal ettim, yerli havyacılığı bitirdim, hatta saman bile ithal ettim ama sen geldin yine bana oy verdin."
AKP susmaz konuşmaya devam eder;
"Haydar Hoca her Türk vatandaşına vatandaşlık maaşı verecekti. Cebine parasını koyan doğru esnafa gidecek alışverişini yapacaktı. Esnaf iş yapmaktan oturmaya vakit bulamayacaktı. Her ev hanımına 'ev hanımı' maaşı verecekti. Ev hanımlarını emekli yapacaktı. Evlenmek isteyenlere faizsiz uzun vadeli kredi verecekti. Sevenler sevdiğine kavuşacaktı. Toplumun yüzü gülecek, herkes huzurlu olacaktı. Ama sen bütün bunlara ve daha fazlasına sırtını döndün, bana oy verdin. Esnafı bankalara mahkum ettim, boğazına kadar borca batırdım yine de benden vazgeçmedin. Geçler işsiz dolaşıyor, iş bulsalar da ücretler geçinmeye yetmiyor. Herkesin kredi kartı limitleri dolmuş durumda, kimsenin yüzü gülmüyor, toplumda huzur diye bir şey kalmadı. Yine de geldin bana oy verdin?
?Onun için şikayet etmeye hiç hakkın yok. Sen dua et asgari ücretini 70 lira düşürüyorum! İstersem daha fazla düşürürüm, nasıl olsa sen yine bana oy verirsin. Sen beni bu kafayla bırakamazsın. Biraz mızmızlansan sana bir "duble yol" derim, "istikrar sürsün" derim aklın şaşar yine bana gelirsin. Sen kendini düşünmezsen ben seni hiç düşünmem. Onun için bana gelip de nasıl geçineceğiz deme sakın. 'Bana ne! Nasıl geçinirsen geçin' derim."
Çok büyük işmiş gibi zar zor 1300 liraya çıkarılan asgari ücret Eylül ayından sonra 1230 liraya düşürülecek.
Yani 70 lira eksik para alacaksınız!
Başımızdaki beceriksizlerin yapacağı iş ancak bu kadar olur. AKP'nin yalanlarına inananlar da avuçlarını yalarlar?
Zaten çarşı-pazar enflasyonu, toplu taşımaya yapılan zamlar, cezalar, vergiler derken asgari ücret daha işçinin eline geçmeden erimişti bile.
Şimdi bir de kafadan 70 lira kesilecek. Peki, bu şartlarda vatandaş nasıl geçinecek hiç düşünen var mı hükümet kanadında!
Tabiî ki yok!
AKP hükümeti aslında şunu söylüyor vatandaşa;
"Bana ne! Nasıl geçinirsen geçin, ister geçin ister geçinme. Sen Haydar Hoca'ya sırtını dönüyorsun, defalarca seni kandırmama rağmen gelip yine bana oy veriyorsun. Sen kendini düşünmüyorsan, çoluğunu çocuğunu düşünmüyorsan ben seni hiç düşünmem. Zaten ben listeye ceketimi koysam sen gidip o cekete oy veriyorsun. Ceketin içinde adam var mı, yok mu hiç bakmıyorsun."
Başka ne diyor AKP hükümeti?
"Haydar Hoca sana dedi ki; madenlerimizi devlet-millet ortaklığı ile çıkaracağım, seni o madenlerin sahibi yapacağım, bir elin yağda bir elin balda olacak. Sen O'na inanmıyorsun; "Türkiye'de maden yok, olsa da Lozan'daki gizli bir anlaşmaya göre bize çıkarttırmazlar" yalanımıza inanıyorsun. Senin gözünün önünde o madenleri yandaşlara nasıl da veriyorum gördün değil mi! Buna rağmen sen gelip yine bana oy atıyorsun."
AKP'nin çiftçiye de bir çift sözü var;
"Haydar Hoca sana demedi mi, çiftçi benim dönemimde gerçek manada milletin efendisi olacak diye! Devlet, ürün alım garantisi verecek, daha tohumu tarlaya atmadan ürünün yarı parasını peşin alacaksın, kalanını ürününü teslim ettiğinde alacaksın. Devlet, çiftçinin mazotunu, gübresini, tohumunu karşılayacak, senin tek derdin ürününü yetiştirmek olacak, demedi mi! Sen ne yaptın, seni tarlaya küstürmeme rağmen yine bana oy verdin. Kapına haciz getirdim, traktörünü, tarlanı sattırdım yine de benden vazgeçmedin. Et ithal ettim, yerli havyacılığı bitirdim, hatta saman bile ithal ettim ama sen geldin yine bana oy verdin."
AKP susmaz konuşmaya devam eder;
"Haydar Hoca her Türk vatandaşına vatandaşlık maaşı verecekti. Cebine parasını koyan doğru esnafa gidecek alışverişini yapacaktı. Esnaf iş yapmaktan oturmaya vakit bulamayacaktı. Her ev hanımına 'ev hanımı' maaşı verecekti. Ev hanımlarını emekli yapacaktı. Evlenmek isteyenlere faizsiz uzun vadeli kredi verecekti. Sevenler sevdiğine kavuşacaktı. Toplumun yüzü gülecek, herkes huzurlu olacaktı. Ama sen bütün bunlara ve daha fazlasına sırtını döndün, bana oy verdin. Esnafı bankalara mahkum ettim, boğazına kadar borca batırdım yine de benden vazgeçmedin. Geçler işsiz dolaşıyor, iş bulsalar da ücretler geçinmeye yetmiyor. Herkesin kredi kartı limitleri dolmuş durumda, kimsenin yüzü gülmüyor, toplumda huzur diye bir şey kalmadı. Yine de geldin bana oy verdin?
?Onun için şikayet etmeye hiç hakkın yok. Sen dua et asgari ücretini 70 lira düşürüyorum! İstersem daha fazla düşürürüm, nasıl olsa sen yine bana oy verirsin. Sen beni bu kafayla bırakamazsın. Biraz mızmızlansan sana bir "duble yol" derim, "istikrar sürsün" derim aklın şaşar yine bana gelirsin. Sen kendini düşünmezsen ben seni hiç düşünmem. Onun için bana gelip de nasıl geçineceğiz deme sakın. 'Bana ne! Nasıl geçinirsen geçin' derim."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Eyüp Kabil / diğer yazıları
- Kötü kopya / 06.07.2023
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022