Aile, meşru nikah temeline dayanır. Nikah müessesesi İslam dininde korunmuş ve evlilikle ilgili birtakım prensipler konulmuştur. İbn Abidîn (ö. 1252/1836) bu konuda şöyle demiştir: "Bizim için Hz. Adem döneminden günümüze kadar meşru olmuş, daha sonra ve cennette de devam edecek nikah ile imandan daha sürekli ibadet yoktur." (İbn Abidîn, Reddü'l-Muhtar, II, 258.)İslam nikahsız olarak bir arada yaşayanların topluluğunu, aile yuvası saymamış ve mensuplarını evlenmeye teşvik etmiştir. Bu arada velilere ve İslam toplumunun yöneticilerine aralarındaki bekarları evlendirme görevi verilmiştir (bkz; En-Nûr, 24/32.) Nikah gözü ve beli haramdan korur ve mü'minin üzerinden zina töhmetini kaldırır. Diğer yandan zinanın yayılmasının yol açtığı hastalıklardan mü'minler, meşru evlilik yoluyla korunmuş olurlar. Çocukların neseplerinin karışması da yine evlilikle önlenir.Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Dört şey peygamberlerin sünnetlerindendir. Utanma, kokulanma, diş temizleme (misvak) ve evlenme" (Tirmizî, Nikah, 1; A.b. Hanbel, V, 421.)"Nikah benim sünnetimdir. Kim benim sünnetim! işlemezse, benden değildir. Evleniniz, çünkü ben diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla övünürüm. Kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin. Evlenmeye gücü yetmeyen ise oruca devam etsin. Çünkü oruç, kendisi için haramlara karşı koruyan bir kalkandır." (İbn Mace, Nikah).Aile müessesesiyle fertlerin sağlam bir inanca ve günlük hayatta güzel amellere sahip olmaları hedeflenir. İslam bu konuda aile reisine sorumluluk yüklemiştir. Allah Teala şöyle buyurur: "Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlardan ateşten koruyun." (et-Tahrîm, 66/6).Allah'ın Rasulü de şöyle buyurmuştur: "Sizden her biriniz birer çobansınız ve her biriniz güttüğünüzden sorumlusunuz. İslam devlet başkanı (imam) bir çobandır ve yönettiği kişilerden sorumludur. Evin erkeği bir çobandır ve aile bireylerinden sorumludur. Kadın, kocasının evi içinde bir çobandır ve güttüğünden sorumludur. Hizmetçi, efendisinin malı üzerinde bir çobandır ve bunun yönetiminden sorumludur." (bkz. Buharî, Cum'a, 11, Cenaiz, 32, İstikraz, 20, Vesaya, 9, İtk, 17).İslam'da aileyi birbirine bağlayan asıl bağ iman birliğidir. Kan bağı bundan sonra gelir. Bu yüzden imandan yoksun olan hısımlar aile bütünlüğü dışına çıkmış olur. Nitekim, kendisine iman etmemiş olan oğlunu tufan'dan kurtarmak için dua eden Nuh peygambere Yüce Allah şöyle buyurmuştur:"Ey Nuh! O, asla senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. O halde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme." (Hûd, 11/46.)Burada, Nuh (a.s)'ın kendi soyundan olan oğlu, imansızlık nedeniyle aile dışında bırakılmıştır. Halbuki Hz. Muhammed (s.a.s), aralarında hiçbir nesep bağı olmayan Selman el-Farisî'yi (ö. 36/656) kendi ailesinden saymıştır. Diğer yandan özellikle Bedir savaşında birçok sahabi, en yakınları olan babalarına veya oğullarına karşı savaşmışlardır...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012