Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uyumun; entegrasyonun ilk halkası olan AB sürecini etkileyeceğinin farkında olan Türkiye'yi önümüzdeki dönemde başörtüsü, din eğitimi, dokunulmazlık, seçim barajı, mülkiyet hakkı ve köye dönüş gibi konularda verilecek kararlar bekliyor. Bu kararlar politik alanda olduğu kadar Türk hukuku açısından da çok önemli olacak.Davalar sürekli arttı1989'da Türkiye aleyhine 37 başvuru yapılırken, bu sayı 1992'de 180'e yükseldi, 1995'te ise 214 iken 15 Ocak 2005 itibariyle de bu sayı 2 bin 781'e ulaştı. 15 Ocak 2005'e kadar Türkiye'nin ödediği toplam tazminat 3 milyon YTL, hâlâ ödemediği miktar ise 18 milyon dolar.AİHM, Türklerin çalınan koyundan, kirlenen pantolona, haylayan köpekten, yapılan protez dişe kadar türlü şikâyetin kendisine taşınmasına karşı önlem alma yoluna gidecek. AİHM sözleşmeye ek bir protokolle 'önem arzetmeyen şikâyetlerin reddi' yollarını arıyor. Önümüzdeki kritik davalar1 - Seçim barajı da mahkemeye gitti3 Kasım'da AKP hükümetini iktidara taşıyan seçim, yüzde 6.22 oy aldığı için yüzde 10'luk barajı aşamayan DEHAP'ı dışarıda bıraktı. Bunun üzerine DEHAP'ın Şırnak milletvekili adayı olup oyların yüzde 46'ya yakınını alan Resul Sadak ile Mehmet Yumak, seçim barajıyla ilgili konuyu mahkemeye taşıdı. 14 Nisan 2005'te başvuru "kabul edilebilir" bulundu. Mahkeme 20 Mayıs'a kadar Türkiye'den yazılı savunma talep etti. Yumak'ın başvurusunun öncelikli olarak ele alınması ve mahkemeden çıkacak karar, Türkiye'yi yeniden ve bu kez çözüm isteyen "seçim barajı" tartışmasının içine sokacak.2 - Bir Alevi aileden din dersine itiraz2 Nisan 2001'de kızlarının din dersi eğitimi almasını istemeyen ve Alevi inancına sahip bir aile, "Din kültürü ve ahlak öğretimi, ilköğretim, lise ve dengi okullarda zorunlu dersler arasındadır" hükmüne karşı açtıkları davadan sonuç alamayınca Şubat 2004'te konuyu AİHM'ye taşındı. Mahkeme başvuruyu, 'kabul edilebilir' buldu. AİHM kararını bu yıl verecek. Türkiye'de zorunlu din dersi AB - Türkiye İlerleme Raporu'na da girmişti. Milli Eğitim, şimdi müfredatında değişikliğe gidiyor. Ama AİHM şikâyeti haklı bulursa, Türkiye anayasa değişikliğine gitmek zorunda kalabilir.3 - 'Dokunulmazlık değiştirilsin'22 Mart 2005'te AİHM, eski SHP İzmir Milletvekili Erol Güngör'ün oğlu Mustafa Güngör'ün 14 yıl önce milletvekili lojmanlarında öldürülmesiyle ilgili Türkiye'nin özel soruşturma yapmadığını, delilleri kaybettiğini belirterek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesine aykırı davrandığına karar verdi. Gerekçede, Türkiye'nin, memurların doğrudan yargılanmasındaki yasal engelleri yumuşatması ve Anayasa'nın 83. maddesindeki milletvekili dokunulmazlığının, adi suçların soruşturulmasını engellemeyecek biçimde değiştirmesi gerektiği de belirtti. 4 - Köy boşaltılması mahkûm edildiAİHM, 1994'te Tunceli'nin Hozat ilçesine bağlı Boydaş köyünden zorla çıkarılan ve ev ve malları güvenlik güçlerince tahrip edilen 15 davacıyı, 2002'de Türk hükümetine karşı açtıkları davada haklı buldu. Mahkeme, davacıların köylerinin boşaltılmasını, tahrip edilmesini ve geri dönüşlerine izin verilmemesini, sözleşmenin mülkiyet ve ailesel yaşama saygı maddelerine aykırı buldu. Tazminat talebine olumlu yanıt vermeyen mahkeme bununla ilgili kararını önümüzdeki günlerde açıklayacak. 5 - 'Türbanda Türkiye haklı'Türban davası: AİHM, türbanı nedeniyle okula devam edemeyen Leyla Şahin'in açtığı davada, Türkiye'yi haklı buldu. Büyük Daire, 18 Mayıs'ta davayla ilgili nihai kararını açıklayacak. Karar sadece Türkiye açısından değil Avrupa açısından da önem taşıyor. Strasbourg organlarının türbanla ilgili üç kesinleşmiş kararı var. Bu kararlarında laik okullarda okumanın kuralları olduğunu ve uyulması gerektiğini vurguluyor. AİHM'de bekleyen 100 türban davasına da emsal teşkil edecek olan Şahin davasından çıkacak karar, "kamuda türban yasağının özgürlük ihlali olmadığı" yolunda Türkiye'nin geleneksel görüşlerini içeren ek savunmayı geri çeken AKP açısından da ilginç bir sınav olacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.