Ahiret hem isteyen hem de istenendir
Altıncı hak imam, İmam Cafer'in (a.s) oğlu yedinci hak İmam, İmam Musa Kazım'ın meşhur 'Akıl Risalesinden' bir bölüm
24.04.2021 00:10:00
"Ey Hişam! Akıllı insanlar dünyanın fazlalıklarını terk etmişlerdir, günahları mı terk etmeyecekler? Oysa dünyayı terk etmemek erdemlilik, günahları terk etmekse zorunluluktur.
Ey Hişam! Akıllı insanlar, dünyadan uzaklaşıp ahirete yöneldiler. Çünkü dünya hem isteyen, hem istenendir.
Ahiret de hem isteyen, hem istenendir. Bir kimse ahireti isterse, dünya da onu ister. Böylece dünyadan payına düşen rızkı eksiksiz alır. Bir kimse dünyayı isterse ahret de onu ister. Böylece ölüm gelip çatar, hem dünyasını, hem de ahiretini alt üst eder. Planlarını bozar.
Ey Hişam! Malsız zenginlik, kıskançlıktan kurtulmuş huzurlu bir kalp ve dinde esenlik isteyen bir kimse, olgun ve eksiksiz bir akıl vermesi için Allah'a yakarmalıdır.
Çünkü aklını kullanan insan kendisine yetene kanaat getirir. Kendisine yeterli olana kanaat getiren, kendini başkasına muhtaç görmez ama kendisine yeterli olan şeye kanaat getirmeyen, hiçbir zaman doymaz, ebediyen zenginlik elde edemez.
Ey Hişam! Allah salih toplulukların 'Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Lütfü en bol olan Sensin' Lokman, 25 dediklerini anlatıyor.
Çünkü onlar kalplerin haktan saptıklarını ve eski körlüklerine ve alçaklıklarına geri döndüklerini biliyorlardı.
Allah tarafından kendisine akıl bahşedilmeyen kimse, Allah'tan korkmaz. Bir kimse, Allah tarafından akılla ödüllendirilmemişse, o kimse kalbinde algılayacağı ve gerçekliğini hissedeceği sarsılmaz bir bilgi üzere sebat göstermez.
Zaten sözleri fiillerini doğrulayan ve gizlisi açığına uygun olan kimselerden başkası bu dereceye erişmez. Çünkü Allah, akılın gizlisini ancak onun açığı ve konuşanı ile gösterir.
Ey Hişam! Emîrü'l-Mü'minîn Ali b. Tâlib şöyle derdi: 'Allah'a, akıldan daha üstün bir şeyle ibadet edilmiş değildir.
Şu çeşitli hasletlere sahip olmadıkça, insanın aklı tamamlanmış olmaz: Küfür ve kötülükten yana ondan emin olunur. Ondan doğruluk ve hayır umulur. Malının fazlasını dağıtır. Sözünün fazlasını içinde tutar.
Dünyadan aldığı pay ise sadece beslenmektir. Yaşamı boyunca kesinlikle ilme doymaz. Allah ile beraberken zelil olmak, onun nazarında başkalarının yanında aziz olmaktan daha iyidir. Tevazu ona göre şereften daha iyidir.
Başkasının sergilediği az miktardaki iyilikleri çok görür, kendi sinin sergilediği çok miktardaki iyilikleri ise azımsar. Bütün insanları kendisinden daha iyi görür.
Kendi yanında kendinin, insanların en kötüsü olduğunu düşünür. İşte bu işin tamamıdır." (Prof. Dr. Haydar Baş, Musa Kazım eseri) H: AknAydn
Ey Hişam! Akıllı insanlar, dünyadan uzaklaşıp ahirete yöneldiler. Çünkü dünya hem isteyen, hem istenendir.
Ahiret de hem isteyen, hem istenendir. Bir kimse ahireti isterse, dünya da onu ister. Böylece dünyadan payına düşen rızkı eksiksiz alır. Bir kimse dünyayı isterse ahret de onu ister. Böylece ölüm gelip çatar, hem dünyasını, hem de ahiretini alt üst eder. Planlarını bozar.
Ey Hişam! Malsız zenginlik, kıskançlıktan kurtulmuş huzurlu bir kalp ve dinde esenlik isteyen bir kimse, olgun ve eksiksiz bir akıl vermesi için Allah'a yakarmalıdır.
Çünkü aklını kullanan insan kendisine yetene kanaat getirir. Kendisine yeterli olana kanaat getiren, kendini başkasına muhtaç görmez ama kendisine yeterli olan şeye kanaat getirmeyen, hiçbir zaman doymaz, ebediyen zenginlik elde edemez.
Ey Hişam! Allah salih toplulukların 'Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Lütfü en bol olan Sensin' Lokman, 25 dediklerini anlatıyor.
Çünkü onlar kalplerin haktan saptıklarını ve eski körlüklerine ve alçaklıklarına geri döndüklerini biliyorlardı.
Allah tarafından kendisine akıl bahşedilmeyen kimse, Allah'tan korkmaz. Bir kimse, Allah tarafından akılla ödüllendirilmemişse, o kimse kalbinde algılayacağı ve gerçekliğini hissedeceği sarsılmaz bir bilgi üzere sebat göstermez.
Zaten sözleri fiillerini doğrulayan ve gizlisi açığına uygun olan kimselerden başkası bu dereceye erişmez. Çünkü Allah, akılın gizlisini ancak onun açığı ve konuşanı ile gösterir.
Ey Hişam! Emîrü'l-Mü'minîn Ali b. Tâlib şöyle derdi: 'Allah'a, akıldan daha üstün bir şeyle ibadet edilmiş değildir.
Şu çeşitli hasletlere sahip olmadıkça, insanın aklı tamamlanmış olmaz: Küfür ve kötülükten yana ondan emin olunur. Ondan doğruluk ve hayır umulur. Malının fazlasını dağıtır. Sözünün fazlasını içinde tutar.
Dünyadan aldığı pay ise sadece beslenmektir. Yaşamı boyunca kesinlikle ilme doymaz. Allah ile beraberken zelil olmak, onun nazarında başkalarının yanında aziz olmaktan daha iyidir. Tevazu ona göre şereften daha iyidir.
Başkasının sergilediği az miktardaki iyilikleri çok görür, kendi sinin sergilediği çok miktardaki iyilikleri ise azımsar. Bütün insanları kendisinden daha iyi görür.
Kendi yanında kendinin, insanların en kötüsü olduğunu düşünür. İşte bu işin tamamıdır." (Prof. Dr. Haydar Baş, Musa Kazım eseri) H: AknAydn