Ramazan geldi gidiyor.
Ağır ağır geldi, on bir yolunu hasretle bekledik, iple çektik ama sanki gidişi hızlı adımlarla oldu.
Sayılı gün tez bitiyor, 'tekne' orucu tuttuğumuz günleri daha dün gibi hatırlıyoruz, sahura kaldırsınlar diye yatağımızda sağa-sola döndüğümüz geceleri de…
Gelişiyle gündemimize giren güzel hasletleri giderken beraberinde alıp götürürse, bu ağır misafiri gereğince ağırlayamadık ve hayati mesajını alamadık demektir.
Getirdiği güzellikler bizde kalmalı, kazandırdığı özellikler bizde kalmalı ve tekrar gelişinde bizleri o güzellikler ve özellikler üzere bulmalıdır.
Güllaç yufkası gibi incelterek adeta kağıda çevirdiği yüreklerimiz tekrar katılaşırsa, kalınlaşırsa, taşlaşırsa öz nefsimize yazık etmiş oluruz.
Koskoca bir ay boyunca, Ramazanla gelen eğitici fermanlara rağmen, şifa dağıtıcı dermanlara rağmen, her türlü hasada sahne olan harmanlara rağmen incelmeyen kalpler, yumuşamayan gönüller zaten onun misafirliğinden zerrece pay alamamış demektir.
Gecelere dair gündüzlere dair, sabahlara dair akşamlara dair yeni yeni fermanlarla gelmişti, yanında getirdiği ve hayatımıza soktuğu bu fermanlar sayesinde nice dertlerimize dermanlar sunmuş, elimize ayar, dilimize ayar, fiilimize ayar, halimize ve hallerimize ayar vermişti.
O ağır misafire elveda demeye, mahzun gönüllerle onu yolcu etmeye hazırlanırken, onun hayatımızdan silmek istediği kötü alışkanlıklara, kötü huylara, fitneye-fesada, gıybete-dedikoduya, tembelliğe ve gaflete de elveda diyebilmeliyiz.
O ağır misafiri yolcu ederken, hayatımızdaki her çeşit yolsuzluğu da yolcu etmeliyiz.
Ramazana elveda derken, cömertliğe merhaba ve cimriliğe elveda, hak-hukuk ve adalete merhaba ve adaletsizliğin her çeşidine elveda diyebilmeliyiz.
Ramazanla birlikte kazandığımız 'Kur'an ile haşir-neşir' olma halimizi ve huyumuzu mutlaka sürdürmeliyiz, sayfalarından ve satırlarından elde ettiğimiz ışıkları önce sadırlarımıza sonra da hayatımıza yansıtmalıyız.
Ağır misafiri ne kadar ağırladık, nasıl ağırladık ve neden gereğince ağırlayamadık, niçin böyle bir iklimde gönüllerimizi yeşertemedik ve salih amellerle hayatımızı zenginleştiremedik?
Yıl boyu bu ve benzeri sorular zihnimizi meşgul ederse belki bir dahaki karşılamada daha hazırlıklı oluruz.
Genelde tüm insanlık, özelde ise İslam coğrafyası olarak hak edilmiş bayramlara erişmek umuduyla…
- Et kokarsa tuz dökerler, tuz kokarsa… / 06.02.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Yüreklerin yangını nasıl söndürülecek? / 24.01.2025