Bugün BOP kapsamında gerçekleşen işgaller, dünün işgallerinden oldukça farklılık arz ediyor. Dün ülkeler işgal edilip, o ülkeyi sömürmelerine müsaade edecek kukla bir yönetim atandıktan sonra işgal orduları geri çekilirdi.
Fakat bugün Irak, Afganistan işgal edildi, ABD’nin ordusunu çekmek gibi bir niyeti gözükmüyor. Irak’ta çekme numaraları yapsa da tam olarak çekmiyor. Bu, iç savaşın körüklenerek, daha güçlü bir şekilde Irak coğrafyasına yerleşebilmek içindir.
ABD’nin, BOP konusunda asıl hedefi Ortadoğu’ya tam olarak yerleşmektir. Çünkü Prof. Dr. Haydar Baş’ın ısrarla vurguladığı gibi değişen iklim şartları sebebiyle Amerika kıtası yaşanmaz bir hal alacak ve ABD kendine daha güvenli bir vatan arayışı içinde…
Vatan arayışı içinde olan bir ülke, hedeflediği vatan üzerinde başka milletlerin de varlığını devam etmesini asla istemez. Bu sebeple ABD kaynaklı ya da destekli sivil katliamları yanlışlıkla olan hadiseler değil, planlı ve programlı yapılan operasyonlardır.
Bu gerçeği ABD yönetiminin katliamları yapan askerlerine olan sahip çıkıcı tavrından net olarak görebiliriz. Örneğin, Afganistan’ın Kandahar şehrindeki ABD üssünden çıkıp geçen hafta Pazar gece yarısı bir köyü basan ve 9’u çocuk 16 sivili uykuda katleden Amerikalı bir subayın katliamı…
Afganistan yönetimi bu cani subayın yargılanmasının Afganistan’da yapılmasını talep etti, ama Afganistan’a sözde demokrasi ve insan hakkı getiren ABD bunu kabul etmedi.
Amerikalı subay apar topar ABD’ye götürüldü ve kendisini savunmak için seri cinayetler işleyenleri savunmakta mahir olan bir avukat seçildi. Avukatı, savunmasında askerin cinnet geçirdiği, ne yaptığını bilmediği, akli dengesi ve ruh hali konusunda endişeli olduğu, büyük travmalar yaşadığı gibi “hafifletici nedenleri” sıraladı. Yani anlayacağınız, bu cani ABD subayı, belki de hiç ceza almayacak, hatta olay biraz unutulduğunda belki madalya bile takılacak.
Olayla ilgili Afganlı yetkililerin açıklamaları ise oldukça önemli…
Afgan Meclisi, tanıkları iyice dinledikten sonra katliamı bir askerin yapmadığını, 20 kadar ABD askerinin varlığından bahsedildiğini açıkladı. Soruşturmanın başındaki Hamizai Lali, “Tek bir askerin 1 saat içinde 16 insanı öldüremeyeceğine ikna olmuş durumdayız. O gece köyde iki ayrı grup asker vardı” açıklamasını yaptı. Üstü örtülen organize bir katliam…
Bu sadece bir örnek… Bugün ABD işgali altındaki topraklarda her gün bu kadar medya ve basına yansımayan onlarca katliam yaşanıyor. Müslüman siviller direkt ya da dolaylı olarak bilinçli bir şekilde katlediliyor.
Şimdi de, ABD’nin girdiği ülkelerden çıkmak istemediğine dair bir delil sunalım.
Öncelikle şu gerçeği belirtmeliyiz ki, ABD İslam ülkelerindeki terör faaliyetlerini kendi çıkarları için kullanmaktadır. Ne hikmetse ABD askerlerinin görev sürelerinin dolması gündeme geldiğinde hep varlıklarını pekiştirecek bir terör faaliyeti gündeme gelmektedir.
Görünüşte ABD için Taliban karşıt bir gruptur. ABD askerlerinin katliamları artınca Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ABD’ye sert çıktı ve sabrının sonuna geldiğini söyledi. Ve ABD Savunma Bakanı Leon Panetta’ya, Afgan ordusunun 2013’ten itibaren ülke güvenliğini sağlayabileceğini belirtti.
Tam bu esnada Taliban’dan da bir açıklama geldi ve ABD ile diyalogu askıya aldığını duyurdu ve diyalog için Katar’da açtığı irtibat ofisini belirsiz bir süre için kapattı.
Taliban’ın bu hamlesinin Karzai’nin açıklamasından hemen sonra gelmesi, ABD ile olan irtibatını göstermektedir ve ABD’nin Afganistan’da daha fazla kalması içindir.
Türk helikopterinin düşürülmesini de bu kapsamda değerlendirmekte fayda var.
Bu tür sebepler asla bitmeyecek ve ABD girdiği topraklarda kalıcı hale gelecek. ABD askerleri kaldıkça da Müslümanların her geçen daha fazla katledildiğine şahit olacağız.
Fakat bugün Irak, Afganistan işgal edildi, ABD’nin ordusunu çekmek gibi bir niyeti gözükmüyor. Irak’ta çekme numaraları yapsa da tam olarak çekmiyor. Bu, iç savaşın körüklenerek, daha güçlü bir şekilde Irak coğrafyasına yerleşebilmek içindir.
ABD’nin, BOP konusunda asıl hedefi Ortadoğu’ya tam olarak yerleşmektir. Çünkü Prof. Dr. Haydar Baş’ın ısrarla vurguladığı gibi değişen iklim şartları sebebiyle Amerika kıtası yaşanmaz bir hal alacak ve ABD kendine daha güvenli bir vatan arayışı içinde…
Vatan arayışı içinde olan bir ülke, hedeflediği vatan üzerinde başka milletlerin de varlığını devam etmesini asla istemez. Bu sebeple ABD kaynaklı ya da destekli sivil katliamları yanlışlıkla olan hadiseler değil, planlı ve programlı yapılan operasyonlardır.
Bu gerçeği ABD yönetiminin katliamları yapan askerlerine olan sahip çıkıcı tavrından net olarak görebiliriz. Örneğin, Afganistan’ın Kandahar şehrindeki ABD üssünden çıkıp geçen hafta Pazar gece yarısı bir köyü basan ve 9’u çocuk 16 sivili uykuda katleden Amerikalı bir subayın katliamı…
Afganistan yönetimi bu cani subayın yargılanmasının Afganistan’da yapılmasını talep etti, ama Afganistan’a sözde demokrasi ve insan hakkı getiren ABD bunu kabul etmedi.
Amerikalı subay apar topar ABD’ye götürüldü ve kendisini savunmak için seri cinayetler işleyenleri savunmakta mahir olan bir avukat seçildi. Avukatı, savunmasında askerin cinnet geçirdiği, ne yaptığını bilmediği, akli dengesi ve ruh hali konusunda endişeli olduğu, büyük travmalar yaşadığı gibi “hafifletici nedenleri” sıraladı. Yani anlayacağınız, bu cani ABD subayı, belki de hiç ceza almayacak, hatta olay biraz unutulduğunda belki madalya bile takılacak.
Olayla ilgili Afganlı yetkililerin açıklamaları ise oldukça önemli…
Afgan Meclisi, tanıkları iyice dinledikten sonra katliamı bir askerin yapmadığını, 20 kadar ABD askerinin varlığından bahsedildiğini açıkladı. Soruşturmanın başındaki Hamizai Lali, “Tek bir askerin 1 saat içinde 16 insanı öldüremeyeceğine ikna olmuş durumdayız. O gece köyde iki ayrı grup asker vardı” açıklamasını yaptı. Üstü örtülen organize bir katliam…
Bu sadece bir örnek… Bugün ABD işgali altındaki topraklarda her gün bu kadar medya ve basına yansımayan onlarca katliam yaşanıyor. Müslüman siviller direkt ya da dolaylı olarak bilinçli bir şekilde katlediliyor.
Şimdi de, ABD’nin girdiği ülkelerden çıkmak istemediğine dair bir delil sunalım.
Öncelikle şu gerçeği belirtmeliyiz ki, ABD İslam ülkelerindeki terör faaliyetlerini kendi çıkarları için kullanmaktadır. Ne hikmetse ABD askerlerinin görev sürelerinin dolması gündeme geldiğinde hep varlıklarını pekiştirecek bir terör faaliyeti gündeme gelmektedir.
Görünüşte ABD için Taliban karşıt bir gruptur. ABD askerlerinin katliamları artınca Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ABD’ye sert çıktı ve sabrının sonuna geldiğini söyledi. Ve ABD Savunma Bakanı Leon Panetta’ya, Afgan ordusunun 2013’ten itibaren ülke güvenliğini sağlayabileceğini belirtti.
Tam bu esnada Taliban’dan da bir açıklama geldi ve ABD ile diyalogu askıya aldığını duyurdu ve diyalog için Katar’da açtığı irtibat ofisini belirsiz bir süre için kapattı.
Taliban’ın bu hamlesinin Karzai’nin açıklamasından hemen sonra gelmesi, ABD ile olan irtibatını göstermektedir ve ABD’nin Afganistan’da daha fazla kalması içindir.
Türk helikopterinin düşürülmesini de bu kapsamda değerlendirmekte fayda var.
Bu tür sebepler asla bitmeyecek ve ABD girdiği topraklarda kalıcı hale gelecek. ABD askerleri kaldıkça da Müslümanların her geçen daha fazla katledildiğine şahit olacağız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025