İnsanların açlıktan 'ölmesi' yerine, 'öldürülmesi' ifadesini kullanmak gerçeğe daha uygun düşmektedir. Çünkü insanlar, gerçekten açlıktan öldürülüyor ve bu en büyük ekonomik sorununa çözüm aranmıyor. Böyle bir sorun varken, başka ekonomik sorunların konuşulmaması ve gündeme getirilmemesi gerekirdi. Ama maalesef öyle olmuyor. Lüks toplantı salonlarında tüm ekonomik sorunlar konuşulurken, görüntüyü kurtarmak için, açlık sorununa da kıyısından köşesinden değinilip geçiliyor. Hâlbuki açlık sorunu, ekonomik sorun olmaktan da çıktı, insanlık sorununa dönüştü. Bu içler acısı gerçek, sorumlu örgütlerin raporlarında da açık seçik olarak yer alıyor. Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü'nün (FAO) bir raporuna göre, dünya üzerinde her gün yaklaşık yüz bin kişi açlıktan, ya da açlığın doğurduğu sonuçlardan ölüyor. Diğer bir deyişle, İkinci Dünya Savaşı'nda öldürülen insan kadar insan, her yıl açlıktan öldürülüyor. Açlıktan öldürülen insanların büyük çoğunluğu 'Üçüncü Dünya' adı verilen fakir ülkelerin insanlarıdır. Bundan dolayı bazı yazarlar şöyle diyorlar: "Üçüncü Dünya'nın insanları, Üçüncü Dünya Savaşı'nı yaşıyorlar." Bu tespit gerçekten çok doğru ve yerindedir.Aslında açlıktan ölmek, savaşarak ölmekten daha kötüdür. FAO raportörü Jean Ziegler'e göre de açlık korkusu, açlıktan beterdir. Jiegler şöyle diyor: " Başlamakta olan gün boyunca, o günü kurtaracak yiyecek nasıl bulunacak, o gün karnını doyurabilecek mi? Böyle bir korku içinde yaşamak, yetersiz beslenen bünyeye, belki de çektiği hastalıklar ve fiziki acılardan çok daha zor gelecektir."FAO'nun hesaplamalarına göre, mevcut tarım üretimiyle normal olarak 12 milyar insan doyurulabilir, yani herkese fazlasıyla yetecek gıda olduğu halde, insanlar açlıktan öldürülüyor. Bunun nedeni aç insanların, kâğıt parçasından ibaret olan parayı bulup da gıda satın alamamalarıdır. Peki, açlığı ortadan kaldıracak kadar para yok mu? Var, hem de fazlasıyla var. Uzmanların hesaplarına göre, 2008'de yaşanan mali krizde özel bankaları kurtarmak için aktarılan para, 566 yıl aç insanları doyurabilirdi. İşte, paranın insandan üstün tutulduğuna dair en bariz delil budur. Özel bankalar kurtarılıyor, insanlar açlığa mahkûm ediliyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nda "mutlak sefalet" diye bir kavrama yer verilmektedir. Bu kavramla, belirli bir işi, belirli bir geliri ve barınağı olmayan, yeterli besine ve temiz suya kavuşamayan insanların durumu tanımlanmaktadır. Dile kolay, söz konusu insanların sayısı da iki milyardan fazladır.Sözün özü, ekonomiye egemen olan zihniyet, insanlık dışıdır. Bunun mutlaka yıkılması gerekir. Çünkü bu, geçmişte insanları köleleştiren zihniyetin, günümüze yansımasıdır. Roger Bastide, "ABD'nin Afrika'dan 20 milyondan fazla erkek, kadın ve çocuğu vatanlarından kopartıp köleleştirdiğini" söyler. L.S. Senghor ise, beyazlar tarafından köleleştirilen Afrikaların sayısını 200 milyon olarak öngörür. Der ki: "Ancak kimileri köle avı, kimileri yolculuk sırasında, kimileri de Amerika'ya gelişlerini izleyen ilk üç ay içerisinde ölmüşlerdir."Üzerinde asıl durulması gereken, köleleştirilen veya açlıktan öldürülen insanların sayısından ziyade zihniyettir. Çünkü bir insanı öldüren zihniyetle, milyonlarca insanı öldüren zihniyet aynıdır. Kan ve gözyaşından beslenen bu zihniyeti ve yansımalarını tanımadan, onu bertaraf etmeden açlığa çare bulunamaz. Daha açık bir deyişle, dünyada huzur ve barışın sağlanabilmesi için, açlıktan insanları öldüren silâhsız katillerin, silâhsız dize getirilmesi şarttır. Bunun da yöntemini, Prof. Dr. Haydar Baş, 'Milli Ekonomi Modeli'nde, herkesin anlayacağı bir dille ortaya koymuştur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018