Cevat KIŞLALI
Sivil hak ve özgürlükleri kısıtlayan yeni Amerikan anti-terör yasası ve uluslararası hukuku elimine eden Guantanamo rezaleti ABD'nin yeni çıkmazını ortaya koydu.
El Kaide ve Taliban üyelerini muhtelif ülke ve zamanlarda operasyonlar düzenleyerek ele geçiren Bush yönetimi Guantanamo üssündeki uygulamalarıyla uluslararası camiadan tepki almaya devam ediyor.
Küba'daki Guantanamo üssünde bulunan Afgan tutuklular halen yasadışı savaşçılar olarak nitelendiriliyor ve tutukluların özel hazırlanacak bir askeri mahkemece yargılanacakları belirtiliyor.
Cenevre sözleşmesi'ne göre ise halen Küba'daki Guantanamo deniz üssünde tutulan Afganlar savaş esiri olarak görülüyor. 1949 tarihli sözleşmeye göre "Savaş esirleri sorgulama sırasında sadece kimliklerini, rütbe ve kimlik numaralarını açıklamakla" yükümlüler.
Ancak ABD'nin Savaş esirlerinden ziyade yasadışı savaşçılar tanımlasına giderek bu esirleri ABD askerleri önünde diz çöktürerek turuncu üniformalar içerisinde zincirli şekilde deşifre etmesi halkın da tepkisini aldı.
Halkın büyük çoğunluğu "İkiz kulelerin yerlebir olması hiç bir şekilde Afgan esirlere" hayvan muamelesi yapılmasını meşrulaştırmaz" diyor.
Tatlı sert ilerleyen Avrupa-ABD ilişkilerinin arasına da Guantanamo girdi. Afganlı esirlerin vatanlarından binlerce km uzakta kafeslerde tutulmaları Avrupa'yı ayağa kaldırdı.
AB'nin Dış politika ve Güvenlik patronu Javier Solana'nın ardından İngiltere Dışişleri bakanı Straw, Alman dışişleri bakanı Fischer ve diğer ülkelerden bakan ve diplomatlar benzer açıklamalarda bulundular.
Avrupa merkezli hukuki tezleri reddeden savunma Bakanı Rumsfeld şu sıralar yerden yere vuruluyor. Hukuki metin ve sözleşmeleri Oportünist çıkarsımlarla yorumlayan ABD, benzer tutumu çevreyle ilgili Kyoto Anlaşmasında, eski Sovyetler Birliği ile imzalanmış Anti Balistik Füze (ABM) anlaşmasında, BM'nin kuracağı uluslararası suç mahkemesine Amerikan askerleri bu mahkemelerde yargılanabilir endişesi ile katılmayarak da gösterdi.
İnsanlık tarihinin en mükemmel hukuki metinlerinden olan eşitlikçi, özgürlükçü ve adaletçi Amerikan Anayasası popülist kaygılarla toplumsal histerileri temin edici şekilde ekarte ediliyor.
Amerikan devi korku, öfke, intikama kaptırmış kendini gidiyor.
ABD bir yandan dünyadaki Amerikan karşıtlığından şikayet ederken, diğer yandan da bunları körükleyici tavırlar sergilemekten de kaçınmıyor.
Sivil hak ve özgürlükleri kısıtlayan yeni Amerikan anti-terör yasası ve uluslararası hukuku elimine eden Guantanamo rezaleti ABD'nin yeni çıkmazını ortaya koydu.
El Kaide ve Taliban üyelerini muhtelif ülke ve zamanlarda operasyonlar düzenleyerek ele geçiren Bush yönetimi Guantanamo üssündeki uygulamalarıyla uluslararası camiadan tepki almaya devam ediyor.
Küba'daki Guantanamo üssünde bulunan Afgan tutuklular halen yasadışı savaşçılar olarak nitelendiriliyor ve tutukluların özel hazırlanacak bir askeri mahkemece yargılanacakları belirtiliyor.
Cenevre sözleşmesi'ne göre ise halen Küba'daki Guantanamo deniz üssünde tutulan Afganlar savaş esiri olarak görülüyor. 1949 tarihli sözleşmeye göre "Savaş esirleri sorgulama sırasında sadece kimliklerini, rütbe ve kimlik numaralarını açıklamakla" yükümlüler.
Ancak ABD'nin Savaş esirlerinden ziyade yasadışı savaşçılar tanımlasına giderek bu esirleri ABD askerleri önünde diz çöktürerek turuncu üniformalar içerisinde zincirli şekilde deşifre etmesi halkın da tepkisini aldı.
Halkın büyük çoğunluğu "İkiz kulelerin yerlebir olması hiç bir şekilde Afgan esirlere" hayvan muamelesi yapılmasını meşrulaştırmaz" diyor.
Tatlı sert ilerleyen Avrupa-ABD ilişkilerinin arasına da Guantanamo girdi. Afganlı esirlerin vatanlarından binlerce km uzakta kafeslerde tutulmaları Avrupa'yı ayağa kaldırdı.
AB'nin Dış politika ve Güvenlik patronu Javier Solana'nın ardından İngiltere Dışişleri bakanı Straw, Alman dışişleri bakanı Fischer ve diğer ülkelerden bakan ve diplomatlar benzer açıklamalarda bulundular.
Avrupa merkezli hukuki tezleri reddeden savunma Bakanı Rumsfeld şu sıralar yerden yere vuruluyor. Hukuki metin ve sözleşmeleri Oportünist çıkarsımlarla yorumlayan ABD, benzer tutumu çevreyle ilgili Kyoto Anlaşmasında, eski Sovyetler Birliği ile imzalanmış Anti Balistik Füze (ABM) anlaşmasında, BM'nin kuracağı uluslararası suç mahkemesine Amerikan askerleri bu mahkemelerde yargılanabilir endişesi ile katılmayarak da gösterdi.
İnsanlık tarihinin en mükemmel hukuki metinlerinden olan eşitlikçi, özgürlükçü ve adaletçi Amerikan Anayasası popülist kaygılarla toplumsal histerileri temin edici şekilde ekarte ediliyor.
Amerikan devi korku, öfke, intikama kaptırmış kendini gidiyor.
ABD bir yandan dünyadaki Amerikan karşıtlığından şikayet ederken, diğer yandan da bunları körükleyici tavırlar sergilemekten de kaçınmıyor.