AB'den bir şok daha! Türkiye üyeliği unut...
1963 yılından bu yana bizi kapı dışında tutan Avrupa Birliği, Türkiye'ye ne git diyebiliyor, ne de kal. Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un önerisini yineleyen AB Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn, "Türkiye tam üyeliğe değil, 'stratejik ortaklığa' yoğunlaşmalı" dedi
22.02.2018 00:00:00
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkileri, 1963 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile imzalanan Ankara Anlaşması'yla başlamıştı. Aradan geçen bunca zamanda Türkiye hala AB kapısında bekleme odasında tutuluyor.
AB siyasetinde vitrindeki isimler sürekli değiştiği halde bekleme odasına mahkum edilmiş Türkiye'nin durumunda hatırı sayılır bir değişim gerçekleşmedi. Siyasetçiler değişti ama Türkiye'ye karşı söylem de hiç değişmedi.
Nisan ayında yayınlanacak Türkiye-AB İlerleme Raporu'nun arifesinde, 2014'ten bu yana bu görevi sürdüren AB'nin Genişlemeden Sorumlu Avusturyalı Komiseri Johannes Hahn, Alman medyasına Türkiye'yle ilgili açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin "jeostratejik konumu ve kalabalık nüfusuyla" AB için "çok önemli" bir komşu olduğunu vurgulamayı ihmal etmeyen Hahn, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un da önerdiği üzere Türkiye ve AB'nin gelecek yıllarda AB'ye üyeliğinden ziyade stratejik bir ortaklığa yoğunlaşması gerektiğini" söyledi.
Bu şekilde "iyi niyetle erişilebilecek ve karşılıklı ilişkilerde gerginlik yaratmayacak hedeflerin belirlenebileceğini" kaydeden Hahn, "ortaklık ilişkilerinde yeni bir perspektifin her iki tarafın da çıkarına olacağını" söyledi.
Hahn, sözkonusu ortaklığın "örneğin orta vadede AB-Türkiye Gümrük Birliği'nin hizmet ve diğer sektörlere genişletilmesinin müzakere edilmesini" içerebileceğini söyledi.
AB raporu Türkiye'yi üzecek
AB Komisyonu'nun Nisan'da yayınlayacağı Türkiye raporuyla ilgili birtakım ayrıntılar da paylaşan AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Hahn, "Eğer o zamana kadar köklü değişiklikler olmazsa, Türkiye'nin ülke raporu özellikle de hukuk devleti gelişmelerine ilişkin olarak eleştirel bir nitelik taşıyacak" açıklamasında bulundu.
Brüksel'in Ankara'dan "temel demokratik haklara saygılı olunmasını" beklediğini aktaran Hahn, buna yargının bağımsızlığı, hukuk devleti ilkelerine bağlılık ve ifade özgürlüğünün de dahil olduğunu söyledi.
Mart sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB liderleriyle bir araya gelecek olmasına ilişkin olarak da Hahn, "yakında üst düzeyde görüşmelerin yapılacak olmasının iyi olduğunu" ve bu görüşmelerin "ilişkilerin normalleşmesine katkı sağlayabileceğini" belirtti.
AB siyasetinde vitrindeki isimler sürekli değiştiği halde bekleme odasına mahkum edilmiş Türkiye'nin durumunda hatırı sayılır bir değişim gerçekleşmedi. Siyasetçiler değişti ama Türkiye'ye karşı söylem de hiç değişmedi.
Nisan ayında yayınlanacak Türkiye-AB İlerleme Raporu'nun arifesinde, 2014'ten bu yana bu görevi sürdüren AB'nin Genişlemeden Sorumlu Avusturyalı Komiseri Johannes Hahn, Alman medyasına Türkiye'yle ilgili açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin "jeostratejik konumu ve kalabalık nüfusuyla" AB için "çok önemli" bir komşu olduğunu vurgulamayı ihmal etmeyen Hahn, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un da önerdiği üzere Türkiye ve AB'nin gelecek yıllarda AB'ye üyeliğinden ziyade stratejik bir ortaklığa yoğunlaşması gerektiğini" söyledi.
Bu şekilde "iyi niyetle erişilebilecek ve karşılıklı ilişkilerde gerginlik yaratmayacak hedeflerin belirlenebileceğini" kaydeden Hahn, "ortaklık ilişkilerinde yeni bir perspektifin her iki tarafın da çıkarına olacağını" söyledi.
Hahn, sözkonusu ortaklığın "örneğin orta vadede AB-Türkiye Gümrük Birliği'nin hizmet ve diğer sektörlere genişletilmesinin müzakere edilmesini" içerebileceğini söyledi.
AB raporu Türkiye'yi üzecek
AB Komisyonu'nun Nisan'da yayınlayacağı Türkiye raporuyla ilgili birtakım ayrıntılar da paylaşan AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Hahn, "Eğer o zamana kadar köklü değişiklikler olmazsa, Türkiye'nin ülke raporu özellikle de hukuk devleti gelişmelerine ilişkin olarak eleştirel bir nitelik taşıyacak" açıklamasında bulundu.
Brüksel'in Ankara'dan "temel demokratik haklara saygılı olunmasını" beklediğini aktaran Hahn, buna yargının bağımsızlığı, hukuk devleti ilkelerine bağlılık ve ifade özgürlüğünün de dahil olduğunu söyledi.
Mart sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB liderleriyle bir araya gelecek olmasına ilişkin olarak da Hahn, "yakında üst düzeyde görüşmelerin yapılacak olmasının iyi olduğunu" ve bu görüşmelerin "ilişkilerin normalleşmesine katkı sağlayabileceğini" belirtti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.