Merhum Şamil dedem, ehliyetsizlikten ve liyakatsizlikten ötürü meydana gelen kötü, üzücü bir haber duyunca ilk tepkisini böyle dile getirirdi:
“Yalan dünya yalan dünya
Kargalara kalan dünya.”
Yani iş kargalara kalırsa ancak bu kadar yanlışlıklar olur, bu denli olumsuzluklar zuhur eder.
Duyar duymaz, merhum dedemin tarzında tepki vereceğimiz o kadar gelişme yaşıyoruz ki, saymak bile mümkün değil.
Haberi duydunuz, meğer neymiş; Türk ordusunun subaylarının yargılandığı davalarda tanıklık edenler terör örgütünün elebaşlarıymış.
Gel şimdi Şamil dede olup da “kargalara kalan dünya “deme.
Otuz seneden beri küresel zalim ve zorbaların maşası olarak genç Türkiye Cumhuriyeti Devletine, savaş yorgunu bu çilekeş millete kan kusturan bir terör şebekesi var ve bu şebekeye karşı milletini ve devletini savunan bu milletin ciğerpareleri, güvenlik güçleri var.
Küresel eşkıyaların tetikçiliğini yapan bu hain şebekeyle mücadele ederken genç yaşta hayatın kaybeden şehitlerin ve genç yaşta ağzına ekmek koyamayacak kadar sakatlanan şanlı gazilerin sayıları on binlerle ifade ediliyor.
Gün geliyor, gün oluyor, birileri iktidar oluyor ve teröriste gün doğuyor, vatan evlatlarına her taraf zindan oluyor, terör şebekesinin elebaşları tanık oluyor, ifade veriyor, işaret ediyor ve verilen işaretler doğrultusunda vatan ve millet adına dün mücadele eden güvenlik güçleri birer birer toplanıyor, mahkum ediliyor.
Tam bir; yalan dünya yalan dünya/ kargalara kalan dünya vaziyeti.
Varlığınız, partiniz, iktidarınız, gücünüz kuvvetiniz teröriste bayram olmuş, terörün hamilerine bayram olmuş, terörü uluslararası düzeyde devlet çapında yürüten malum terörist devletlere bayram olmuş, siz hala mücahitlik taslıyor ve Müslümanlık adına nutuklar atıyorsunuz.
Merhum dedem şimdi hayatta olsaydı 99’luk Oltu taşı tespihini hem hızlı hızlı çeker hem böyle derdi:
“Yalan dünya yalan dünya
Kargalara kalan dünya.”
“Yalan dünya yalan dünya
Kargalara kalan dünya.”
Yani iş kargalara kalırsa ancak bu kadar yanlışlıklar olur, bu denli olumsuzluklar zuhur eder.
Duyar duymaz, merhum dedemin tarzında tepki vereceğimiz o kadar gelişme yaşıyoruz ki, saymak bile mümkün değil.
Haberi duydunuz, meğer neymiş; Türk ordusunun subaylarının yargılandığı davalarda tanıklık edenler terör örgütünün elebaşlarıymış.
Gel şimdi Şamil dede olup da “kargalara kalan dünya “deme.
Otuz seneden beri küresel zalim ve zorbaların maşası olarak genç Türkiye Cumhuriyeti Devletine, savaş yorgunu bu çilekeş millete kan kusturan bir terör şebekesi var ve bu şebekeye karşı milletini ve devletini savunan bu milletin ciğerpareleri, güvenlik güçleri var.
Küresel eşkıyaların tetikçiliğini yapan bu hain şebekeyle mücadele ederken genç yaşta hayatın kaybeden şehitlerin ve genç yaşta ağzına ekmek koyamayacak kadar sakatlanan şanlı gazilerin sayıları on binlerle ifade ediliyor.
Gün geliyor, gün oluyor, birileri iktidar oluyor ve teröriste gün doğuyor, vatan evlatlarına her taraf zindan oluyor, terör şebekesinin elebaşları tanık oluyor, ifade veriyor, işaret ediyor ve verilen işaretler doğrultusunda vatan ve millet adına dün mücadele eden güvenlik güçleri birer birer toplanıyor, mahkum ediliyor.
Tam bir; yalan dünya yalan dünya/ kargalara kalan dünya vaziyeti.
Varlığınız, partiniz, iktidarınız, gücünüz kuvvetiniz teröriste bayram olmuş, terörün hamilerine bayram olmuş, terörü uluslararası düzeyde devlet çapında yürüten malum terörist devletlere bayram olmuş, siz hala mücahitlik taslıyor ve Müslümanlık adına nutuklar atıyorsunuz.
Merhum dedem şimdi hayatta olsaydı 99’luk Oltu taşı tespihini hem hızlı hızlı çeker hem böyle derdi:
“Yalan dünya yalan dünya
Kargalara kalan dünya.”
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025