“Dönüşüm içindeki bölgeleri birleştirmek.”
Dünya Ekonomik Forumu’nun İstanbul toplantısındaki ana slogan buydu.
Kastedilen ise Ortadoğu.
Ortadoğu dönüştürülüp, birleştirilecek bir bölge.
Büyük Ortadoğu Projesi ve bu projenin uzantısı olan Arap Baharı ile dönüştürülen İslam coğrafyasında sıra şimdi birleştirmeye geldi.
Anlaşılan bir asır boyunca ‘böl-parçala-yönet’ taktiği ile hareket eden batı şimdi hedef ülkeleri istediği kıvama ‘dönüştürdükten sonra birleştirme’ aşamasına geçti.
Bölgemizin kim adına dönüştürüldüğü de kimin adına birleştirileceği de apaçık ortada...
Her şey ABD ve İsrail için!
Davos’taki “One Minute” şovundan sonra ilk kez bir bu foruma katılan Başbakan Erdoğan, “Dünya Ekonomik Forumu’nun dönüşüm içindeki bölgeleri birleştirmek konulu toplantısının Türkiye’de yapılmasını son derece isabetli ve anlamlı buluyorum” dedi.
Böylesine bir toplantının Türkiye’de yapılmasının anlamlı olduğunda hiçbir şüphe yok!
Zira İslam coğrafyasındaki bu değişim ve dönüşümde Türkiye AKP iktidarı sayesinde öncü rol oynamakta.
Erdoğan’ın Büyük Ortadoğu Projesi’ndeki Eş Başkanlık görevini da hatırladığımızda her şey daha da bir anlamlı hale geliyor.
Bu arada dönüştürüp birleştirme operasyonunda Kürdistan konusuna değinmeden geçmek hata olur.
Suriye’de kurulmak istenen tampon bölgeye dikkatinizi çekmek isterim.
Suriye Kürtlerini önce Şam yönetiminden ayırıp, sonra da Irak’ın kuzeyi ile birleştirmek istiyorlar.
Irak’taki özerk yönetim de benzer bir süreç sonunda oluşmuştu!
Ankara’nın yeşil ışık yaktığı tampon bölgenin temel işlevi de bu olacak, ikinci bir Kürt özerk bölgesi ortaya çıkacak.
Ancak plan bu kadarla sınırlı değil!
Plan Irak, Suriye, İran ve nihayetinde Türkiye’den koparılacak topraklarla büyük bir Kürt devletinin kurulmasını esas alıyor.
Yazımızın başında da ifade ettiğimiz “dönüştürüp, birleştirme projesini” bir de bu açıdan değerlendirmenizi tavsiye ederim.
Bu nasıl halk hareketi?
Batı tarafından desteklenen silahlı gruplar Suriye’de terör estirmeye devam ediyor.
Özgürlük isteyen bir halkın hak arama girişimi olarak lanse edilen bu isyan dalgasının öncüleri oluk oluk kan akıtıyor.
Üstelik bu isyancılar katliamlarını itiraf da ediyor!
İdlib kentinde 100’den fazla Suriye askerini öldürdüklerini, Ordu’ya ait çok sayıda tank ve ağır silahı da imha ettiklerini açıkladılar.
Resmi verilere göre, Suriye’de 15 Mart 2011’den bu yana 2 bin 600 güvenlik görevlisi isyancılar tarafından öldürüldü.
Bu ortamda isyancı grupların nasıl olup da düzenli bir orduyla mücadele edecek ve bir anda 100 askeri öldürebilecek güce sahip olduğu merak ediliyor!
Bu isyancıların tank ve ağır silahları yok edecek güce nasıl ulaştıkları, Suriye ordusunda bile olmayan silahları nereden aldıkları da bir başka konu.
Kürtajla alınan gündem
Hakkını verelim, Başbakan Erdoğan müthiş bir gündem değiştirme ustası.
Kürtaj meselesi bunun en güzel örneği.
Uludere’de istihbarat ABD’den haberiyle sıkıştı, kürtaj meselesini ortaya atarak kurtuldu.
Yani bir anlamda Uludere gündemini kürtaj ile aldırdı.
Sağolsun muhalefet partileri, sivil toplum kuruluşları da kürtaj oltasına takılarak Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürdü.
Bu konu Erdoğan’ın bir gündem değiştirme operasyonuydu.
Zira kendileri yaklaşık 10 yıldır tek başına bu ülkeyi yönetiyor.
Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına göre Türkiye’de yılda 100 bin kürtaj yapılıyor.
Bu da 10 yılda 1 milyon çocuk yapar.
Bir milyon çocuğun öldürülmesine sessiz kalan bir iktidar birden bire “kürtaj cinayettir” vaveylası koparıyor.
Elbette kürtaj cinayettir, haramdır !
Ama ey Erdoğan 10 yıldır neredeydiniz, 1 milyon çocuğun anne karnında öldürülmesine neden sessiz kaldınız?
Avrupa Birliği’ne uyum adına çıkardığınız yasalarla zinayı suç olmaktan çıkaran sizin hükümetiniz değil mi?
Zinanın suç olmaktan çıkarıldığı bir ülkede kürtaj patlaması yaşanması normal değil midir? Bu tablodaki payınızı neden görmezden geliyorsunuz?
Lütfen en azından bu konuda bir samimiyet gösterin...
Dünya Ekonomik Forumu’nun İstanbul toplantısındaki ana slogan buydu.
Kastedilen ise Ortadoğu.
Ortadoğu dönüştürülüp, birleştirilecek bir bölge.
Büyük Ortadoğu Projesi ve bu projenin uzantısı olan Arap Baharı ile dönüştürülen İslam coğrafyasında sıra şimdi birleştirmeye geldi.
Anlaşılan bir asır boyunca ‘böl-parçala-yönet’ taktiği ile hareket eden batı şimdi hedef ülkeleri istediği kıvama ‘dönüştürdükten sonra birleştirme’ aşamasına geçti.
Bölgemizin kim adına dönüştürüldüğü de kimin adına birleştirileceği de apaçık ortada...
Her şey ABD ve İsrail için!
Davos’taki “One Minute” şovundan sonra ilk kez bir bu foruma katılan Başbakan Erdoğan, “Dünya Ekonomik Forumu’nun dönüşüm içindeki bölgeleri birleştirmek konulu toplantısının Türkiye’de yapılmasını son derece isabetli ve anlamlı buluyorum” dedi.
Böylesine bir toplantının Türkiye’de yapılmasının anlamlı olduğunda hiçbir şüphe yok!
Zira İslam coğrafyasındaki bu değişim ve dönüşümde Türkiye AKP iktidarı sayesinde öncü rol oynamakta.
Erdoğan’ın Büyük Ortadoğu Projesi’ndeki Eş Başkanlık görevini da hatırladığımızda her şey daha da bir anlamlı hale geliyor.
Bu arada dönüştürüp birleştirme operasyonunda Kürdistan konusuna değinmeden geçmek hata olur.
Suriye’de kurulmak istenen tampon bölgeye dikkatinizi çekmek isterim.
Suriye Kürtlerini önce Şam yönetiminden ayırıp, sonra da Irak’ın kuzeyi ile birleştirmek istiyorlar.
Irak’taki özerk yönetim de benzer bir süreç sonunda oluşmuştu!
Ankara’nın yeşil ışık yaktığı tampon bölgenin temel işlevi de bu olacak, ikinci bir Kürt özerk bölgesi ortaya çıkacak.
Ancak plan bu kadarla sınırlı değil!
Plan Irak, Suriye, İran ve nihayetinde Türkiye’den koparılacak topraklarla büyük bir Kürt devletinin kurulmasını esas alıyor.
Yazımızın başında da ifade ettiğimiz “dönüştürüp, birleştirme projesini” bir de bu açıdan değerlendirmenizi tavsiye ederim.
Bu nasıl halk hareketi?
Batı tarafından desteklenen silahlı gruplar Suriye’de terör estirmeye devam ediyor.
Özgürlük isteyen bir halkın hak arama girişimi olarak lanse edilen bu isyan dalgasının öncüleri oluk oluk kan akıtıyor.
Üstelik bu isyancılar katliamlarını itiraf da ediyor!
İdlib kentinde 100’den fazla Suriye askerini öldürdüklerini, Ordu’ya ait çok sayıda tank ve ağır silahı da imha ettiklerini açıkladılar.
Resmi verilere göre, Suriye’de 15 Mart 2011’den bu yana 2 bin 600 güvenlik görevlisi isyancılar tarafından öldürüldü.
Bu ortamda isyancı grupların nasıl olup da düzenli bir orduyla mücadele edecek ve bir anda 100 askeri öldürebilecek güce sahip olduğu merak ediliyor!
Bu isyancıların tank ve ağır silahları yok edecek güce nasıl ulaştıkları, Suriye ordusunda bile olmayan silahları nereden aldıkları da bir başka konu.
Kürtajla alınan gündem
Hakkını verelim, Başbakan Erdoğan müthiş bir gündem değiştirme ustası.
Kürtaj meselesi bunun en güzel örneği.
Uludere’de istihbarat ABD’den haberiyle sıkıştı, kürtaj meselesini ortaya atarak kurtuldu.
Yani bir anlamda Uludere gündemini kürtaj ile aldırdı.
Sağolsun muhalefet partileri, sivil toplum kuruluşları da kürtaj oltasına takılarak Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürdü.
Bu konu Erdoğan’ın bir gündem değiştirme operasyonuydu.
Zira kendileri yaklaşık 10 yıldır tek başına bu ülkeyi yönetiyor.
Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına göre Türkiye’de yılda 100 bin kürtaj yapılıyor.
Bu da 10 yılda 1 milyon çocuk yapar.
Bir milyon çocuğun öldürülmesine sessiz kalan bir iktidar birden bire “kürtaj cinayettir” vaveylası koparıyor.
Elbette kürtaj cinayettir, haramdır !
Ama ey Erdoğan 10 yıldır neredeydiniz, 1 milyon çocuğun anne karnında öldürülmesine neden sessiz kaldınız?
Avrupa Birliği’ne uyum adına çıkardığınız yasalarla zinayı suç olmaktan çıkaran sizin hükümetiniz değil mi?
Zinanın suç olmaktan çıkarıldığı bir ülkede kürtaj patlaması yaşanması normal değil midir? Bu tablodaki payınızı neden görmezden geliyorsunuz?
Lütfen en azından bu konuda bir samimiyet gösterin...
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Türk milletine zafer yutturmacası! / 20.12.2024
- BOP işliyor Müslümanlar seviniyor! / 14.12.2024
- BOP’un ateşi yeniden harlandı / 07.12.2024
- Bahçeli’nin aniden depreşen Öcalan sevdası / 30.11.2024
- Din adına haçlı taşeronluğu yapmak! / 23.11.2024
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Türk milletine zafer yutturmacası! / 20.12.2024
- BOP işliyor Müslümanlar seviniyor! / 14.12.2024
- BOP’un ateşi yeniden harlandı / 07.12.2024
- Bahçeli’nin aniden depreşen Öcalan sevdası / 30.11.2024
- Din adına haçlı taşeronluğu yapmak! / 23.11.2024
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022