7 milyon konut ciddi risk altında
17 Ağustos Depremi'nin 18. Yıldönümünde bir açıklama yayınlayan Türkiye Müteahhitler Birliği, Türkiye genelindeki 20 milyonluk konut stokunun üçte birinden fazlasının deprem açısından ciddi risk taşıdığını açıkladı
15.08.2017 00:00:00
MEHMET KELEŞ/İSTANBUL
Türkiye Müteahhitler Birliği, 17 Ağustos Depremi'nin 18. yıldönümünde bir açıklama yayınladı. Türkiye topraklarının yüzde 98'inin deprem riski altında olduğunun vurgulandığı açıklamada, ülke genelindeki 20 milyonluk konut stokunun üçte birinden fazlasının depreme dayanıklılık açısından ciddi risk taşıdığı ve depremlerde büyük çapta can ve mal kayıpları yaşandığı dikkate alındığında, deprem odaklı kentsel dönüşümün vazgeçilmez bir zorunluluk olduğu ifade edildi. Kentsel dönüşümün önemine vurgu yapılan açıklamada şunlar ifade edildi: "Çoğunlukla bina bazında yenileme yapılarak ilerlemekte olan sürecin, bütünsel dönüşüm bazında yapılması gerektiği açıktır. Türkiye Müteahhitler Birliği, şehirleşme, imar uygulamaları ve Kentsel Dönüşüm konularının, yaşanabilir şehirler hedefine dönük olarak; bütünsel bazda, kentsel altyapı, yeşil alan ihtiyacı, sosyo-kültürel doku ve bölge sakinlerinin hakları gözetilerek ele alınması gereken, çok katmanlı kavramlar olduğuna inanmaktadır. İlgili tüm yönetmelik, standart ve uygulama şartnamelerinin ihtiyaçlara ne ölçüde yanıt verdiği sorgulanarak uygulanabilir bir sistem geliştirilmeli; etkin bir denetim mekanizması hayata geçirilmelidir."
'Yeni binaların ömrü en az 100 yıl olmalı'
17 Ağustos Depremi'nin 18. Yıldönümü münasebetiyle bir açıklama da Türkiye İMSAD (İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) Başkanı Ferdi Erdoğan'dan geldi. Türkiye'de 20-30 yıl sonra tekrar dönüştürülecek yapılar değil, en az 100 yıl kullanılmak üzere güvenli yapılar inşa edilmesi gerektiğine dikkat çeken İMSAD Başkanı Erdoğan şöyle konuştu: "Günümüz inşaatları en az 100 yıl için yapılmalıdır, kent mimarisi de bu yaklaşımla şekillenmeli ve sık sık değişikliğe gidilmemelidir. Biz 20-30 yıl, yani bir otomobil kadar kullanım ömrü olan binalarda yaşıyoruz. Hem binaların dayanıksızlığı hem de yeni çevre düzenlemelerinden dolayı mevcut yapılar yıkılarak yeniden inşa ediliyor. Örneğin Kadıköy'de 70'li yıllarda, az katlı, bahçeli evler yıkıldı yerine yüksek apartmanlar yapıldı. Şimdi aynı binalar bir kez daha dönüşüyor. Arada sadece 30-40 yıllık bir zaman var ve bu kapsamda çok ciddi bir kaynak harcanıyor. Günümüzde, depremle ilişkilendirilmiş konut yapısı halen çok yerine oturmuş değil. Kentsel dönüşüm çerçevesinde mahalleler değil, sadece binalar dönüşüyor. Dönüşürken de servet etkisi ilk sırada yer alıyor. Para kazanma algısı çok yüksek. Umuyoruz ki, yeni binalar daha kalıcı ve sürdürülebilir bir yaklaşımla inşa edilir. Bu nedenle her platformda ısrarla dile getirdiğimiz üzere, etkin bir piyasa denetimiyle birlikte ülkemizde bir Yapı Yasası'nın olması şart. Bu yasanın çıkarılması bir sektörü değil, tüm ülkeyi kalkındıracak bir hamle olacaktır."
Türkiye Müteahhitler Birliği, 17 Ağustos Depremi'nin 18. yıldönümünde bir açıklama yayınladı. Türkiye topraklarının yüzde 98'inin deprem riski altında olduğunun vurgulandığı açıklamada, ülke genelindeki 20 milyonluk konut stokunun üçte birinden fazlasının depreme dayanıklılık açısından ciddi risk taşıdığı ve depremlerde büyük çapta can ve mal kayıpları yaşandığı dikkate alındığında, deprem odaklı kentsel dönüşümün vazgeçilmez bir zorunluluk olduğu ifade edildi. Kentsel dönüşümün önemine vurgu yapılan açıklamada şunlar ifade edildi: "Çoğunlukla bina bazında yenileme yapılarak ilerlemekte olan sürecin, bütünsel dönüşüm bazında yapılması gerektiği açıktır. Türkiye Müteahhitler Birliği, şehirleşme, imar uygulamaları ve Kentsel Dönüşüm konularının, yaşanabilir şehirler hedefine dönük olarak; bütünsel bazda, kentsel altyapı, yeşil alan ihtiyacı, sosyo-kültürel doku ve bölge sakinlerinin hakları gözetilerek ele alınması gereken, çok katmanlı kavramlar olduğuna inanmaktadır. İlgili tüm yönetmelik, standart ve uygulama şartnamelerinin ihtiyaçlara ne ölçüde yanıt verdiği sorgulanarak uygulanabilir bir sistem geliştirilmeli; etkin bir denetim mekanizması hayata geçirilmelidir."
'Yeni binaların ömrü en az 100 yıl olmalı'
17 Ağustos Depremi'nin 18. Yıldönümü münasebetiyle bir açıklama da Türkiye İMSAD (İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) Başkanı Ferdi Erdoğan'dan geldi. Türkiye'de 20-30 yıl sonra tekrar dönüştürülecek yapılar değil, en az 100 yıl kullanılmak üzere güvenli yapılar inşa edilmesi gerektiğine dikkat çeken İMSAD Başkanı Erdoğan şöyle konuştu: "Günümüz inşaatları en az 100 yıl için yapılmalıdır, kent mimarisi de bu yaklaşımla şekillenmeli ve sık sık değişikliğe gidilmemelidir. Biz 20-30 yıl, yani bir otomobil kadar kullanım ömrü olan binalarda yaşıyoruz. Hem binaların dayanıksızlığı hem de yeni çevre düzenlemelerinden dolayı mevcut yapılar yıkılarak yeniden inşa ediliyor. Örneğin Kadıköy'de 70'li yıllarda, az katlı, bahçeli evler yıkıldı yerine yüksek apartmanlar yapıldı. Şimdi aynı binalar bir kez daha dönüşüyor. Arada sadece 30-40 yıllık bir zaman var ve bu kapsamda çok ciddi bir kaynak harcanıyor. Günümüzde, depremle ilişkilendirilmiş konut yapısı halen çok yerine oturmuş değil. Kentsel dönüşüm çerçevesinde mahalleler değil, sadece binalar dönüşüyor. Dönüşürken de servet etkisi ilk sırada yer alıyor. Para kazanma algısı çok yüksek. Umuyoruz ki, yeni binalar daha kalıcı ve sürdürülebilir bir yaklaşımla inşa edilir. Bu nedenle her platformda ısrarla dile getirdiğimiz üzere, etkin bir piyasa denetimiyle birlikte ülkemizde bir Yapı Yasası'nın olması şart. Bu yasanın çıkarılması bir sektörü değil, tüm ülkeyi kalkındıracak bir hamle olacaktır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.