2015-1

Yılın mutabakatı: Dolmabahçe
AKP hükümetinin 2005 yılında dış destekli PKK terörüne Kürt sorunu diyerek etnik bir kimlik yüklediği açılım saçmalığı 28 Şubat'ta Dolmabahçe Mutabakatıyla taçlandırıldı. AKP-HDP buluşmasında terörist başının 10 maddelik bildirisi Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanlık Ofisi'nde okundu.
Toplantıya hükümet adına Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala katıldı.
Yılın utancı: Süleymanşah kaçışı
Türkiye'nin (uluslararası hukuk ve Türkiye-Suriye arasındaki ikili anlaşmalarla tescilli) yurt dışındaki tek toprak parçası terk edildi. IŞİD tehdidi gerekçesiyle yapılan geri çekilme sırasında türbe havaya uçuruldu. Üstelik bu işlem sırasında terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD'den destek alındığı yönünde haberler basına yansıdı.


Yılın krizi: Uçak
Türkiye 24 Kasım'da sınır ihlali gerekçesiyle Suriye'de operasyon yapan Rus uçağını düşürdü. Bu durum Türkiye-Rusya ilişkisini gerdi.
Moskova yönetimi Türkiye'ye yaptırım uygulamaya başlarken Erdoğan ailesinin IŞİD ile petrol ticareti iddiası da dahil olmak üzere birçok iddia ortaya attı.


Yılın fiyaskosu: Musul
Ankara yaklaşık 2 yıldır Peşmerge askerlerine eğitim verdiği Musul'da, askeri birliğe takviye yaptı. Bu adıma başta Irak olmak üzere ABD, AB, NATO, ARAP BİRLİĞİ ve diğer ülkelerden tepki geldi. Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "asker çekmemiz söz konusu değil" açıklamasından yaklaşık 24 saat sonra askerlerini çekti.


Yılın itirafları: Çözüm süreci
AKP hükümetinin çözüm süreci terör örgütü PKK'nın dağdan şehre inmesine neden oldu. Bu konuda şu itiraflar yapıldı:
1- Cumhurbaşkanı Erdoğan: Çözüm Süreci'ni bunlar (PKK) silah stoklama süreci olarak değerlendirdiler.
2- Bülent Arınç: Üzerinde silah olan PKK'lı teröristler karakolun önünden geçiyorlar, askerlere el sallıyorlardı, asker de onlara hiçbir şey yapmıyordu. Her şeyden haberimiz vardı.
3- AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu: PKK Bütün bölgeyi, iş adamlarını haraca bağladı, vergi daireleri kurdu, asayiş birimleri kurdu, kimlik kontrolleri yaptı, mahkemeler kurdu. Çözüm sürecinde bölgede paralel devlet gibi yapılandı. Hükümet ne yaptı? Hükümet defalarca yasa çıkardı, operasyonları durdurdu.


Yılın demokrasi oyunu: 7 Haziran ve 1 Kasım
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın anayasa ile belirlenen tarafsızlık ilkesini ihlal ederek il il dolaşıp düzenlenen mitinglerde AKP'ye oy istediği 7 Haziran seçimiyle AKP'nin tek başına iktidar dönemi sona erdi.
7 Haziran'a kadar AKP'nin "analar ağlamasın" sloganıyla hareket eden Türkiye hızla terör ortamına sokuldu.
AKP kanadından "Erdoğan'ı başkan seçseydiniz bunlar olmazdı" açıklamaları gelirken MHP'nin de desteğiyle seçimler 1 Kasım'da tekrarlandı ve AKP yeniden tek başına iktidara geldi.


Yılın yardımcısı: Bahçeli
AKP'nin her sendelemesinde imdadına koşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bu misyonunu 2015 yılında daha da ileri seviyeye taşıdı.
7 Haziran seçiminde 13 yıllık tek başına iktidarını kaybeden AKP, MHP liderinin ortaya koyduğu tavırla rahat bir nefes aldı.
Bu tavır AKP'ye TBMM Başkanlığını muhalefete kaptırmama ve koalisyondan kaçma fırsatı verdi. Yakaladığı fırsatı iyi değerlendiren AKP seçim hükümetiyle 1 Kasım'da tekrar seçime gitti. Vekil sayısı 80'den 40'a düşen MHP ise HDP'nin bile gerisinde kalarak TBMM'nin en küçük partisi oldu.


Yılın katliamları: Suruç ve Ankara
Türkiye'nin 7 Haziran seçimleri sonrasında sokulduğu terör ortamı kitlesel katliamları da beraberinde getirdi.
Önce Şanlıurfa Suruç'ta ardından da Ankara'da canlı bomba eylemleri düzenlendi. Her iki saldırıda 150'ye yakın vatandaşımız öldü. Ankara garı önündeki saldırı tarihin en büyük terör saldırısı olarak kayıtlara geçti. Dönemin İçişleri Bakanı Ankara'nın göbeğinde meydana gelen saldırıyla ilgili olarak "herhangi bir güvenlik açığı yok" derken Başbakan Davutoğlu, "elimizde canlı bombaların listesi var ama eylem yapamadan bir şey yapamıyoruz" dedi.


Yılın kaybedeni: Millet
Milli ikazları gözardı eden millet bir kez daha ülkeyi felakete sürükleyenlerin peşine takıldı.
Türkiye büyük bir siyasi, ekonomik ve güvenlik kaosunun içine sokulurken en büyük darbeyi yine kendisi yedi. Dolar 3 lirayı aştı, ülkede adı konmamış (%35'lere varan düzeyde) devalüasyon yaşandı. (Devam edecek)?