FASL-I MUHABBET/ Ümit KAYAÇELEBİ
Biz milli mücadelede yalnız üstümüze saldıran ve mübarek vatanımızı işgale yeltenen gözleri kan bürümüş düşman sürülerine karşı savaşmadık. İçimizde de düşman vardı. 600 yıl yüce devletimizin koruyucu kanatları altında can ve mal güvenlikleri sağlanmış rahat bir hayat süren gayrı müslim topluluklar, vatanımızın yağma edilmek istendiğini görünce ayaklanmışlar ve bizi arkadan vurmağa başlamışlardı.
Karadeniz bölgesinde yaşayan yerli Rumlar Batı Anadolu'yu işgal eden Yunan ordularından cesaret alarak isyan bayrağını açarlarken doğuda da Ermeniler Türk vatanından toprak çalarak bir "Ermenistan devleti" kurmaya çalışıyorlardı.
Ak günlerimizde, güçlü olduğumuz dönemlerde bize dost gözükerek "millet-i sadıka" (sadık millet) adını alan Ermeniler, kara günlerimiz başladığında yüreklerinde için için besledikleri tarihî kini açığa vurarak nankör karga misali gözümüzü oymaya kalkışmışlardı. Ermeniler işi azıtmışlar Türk toprakları dışında kalan soydaş ve dindaşlarımıza akla hayale glemedik bir kıyıma geçmişlerdi.
Çeteler kurup aç kurt sürüleri halinde köylerimizi basmışlar, her yeri yakıp yıkmışlar, masum halkı kılıçtan geçirip imha etmişler, kızlarımızın ve kadınlarımızın ırzına tecavüz etmişler, süt-emen çocukları savaş ganimeti olarak süngü uçlarına takıp dolaştırmışlardı. Sözün kısası en hissiz insanın dahi yüreğini sızlatacak kadar korkunç bir mezalim örneği vermişler ve yapmadıkları kötülük bırakmamışlardı.
Doğu Anadolu'yu kan ve gözyaşına boğan bu kabus dolu karanlık günler, muzaffer Türk ordusunun imdada yetişmesine kadar sürmüş, Türkün düşmanına ölüm saçan süngüsünü gören bu katil, cani Ermeniler kaçacak delik aramışlardır.
Sizlere o günleri yaşayan, Ermeni mezalimine şahid olan ve hatta bizzat zarar gören Aşık Kahraman adlı bir halk şairimizin bir ağıtını sunuyorum. Bu ağıt türk Milletinin Ermeni zaliminin elinden neler çektiğini çok güzel dile getiren bir edebi belgedir.
Ermeniler 1918 yılının bir bahar günü Kars'ın doğu yanındaki Kalaköyü'nde (Derecik) 360 kişiyi bir yere doldurup diri diri yakmışlardı. 671 Türk'ün yaşadığı bu köyden bir mucize eseri kurtulabilen 11 kişiden biri olan Aşık Kahraman şu ağıtı yakmıştır:
Ey ağalar nasıl diyem derdimizVardı zulmün sonu Arşa dayandı
Ermeni İslam'ı kırdı taladıMazlumlar amanı Arşa dayandı
Kalo'nun Köyü'nü bastı ceng açtıMitralyoz, tüfenkle od, ataş saçtıAna evlad attı, dağ taşa kaçtıSabiler şivanı Arşa dayandı
Mevla'nın takdiri erişti başaYüz çevirdi, bakmaz kardaş kardaşaÜç yüz altmış civanı yaktı ataşaKoptu Nuh tufanı Arşa dayandı
Bir cenaze gördüm: Kan olmuş yüzüPortlamış kenara sıçramış gözüÜç yüz altmış canın sönmemiş közüYanan can dumanı Arşa dayandı
Bir yiğit vurulmuş: Parmaklar kamıKaçarken kafire yolu uğramışKafir tutmuş, tike tike doğramışHançer, kılıç yanı Arşa dayandı
Bir yiğidi vurmuş, yolda koymuşlarCan teslim etmeden deri soymuşlarCep cep etmiş yanlarını oymuşlarEl cepte, figanı Arşa dayandı
Bir gelini gördüm: Ayağa kalkmışSandım ki, canı var yüzüme bakmışKafir mısmar ile direğe çakmışMısmar çivi ünü Arşa dayandı
Bir hamile kadın: Davranmış kaçaErmeni, eylemiş hep parça parçaKılıç ile vurmuş, bölünmüş kalçaAkan kızıl kanı Arşa dayandı
Çocuğu karnından çıkartmış bakarCan teslim etmeden süngüye takarBebeğin fizahı, dağ-taşı yakarDağın, taşın şanı Arşa dayandı
Altı yüz altmış can, battı kırıldıÇoğu yandı, geri kalan vurulduBu köyün defteri artık dürüldüHalinin yamanı Arşa dayandı
Allah, Ermeni'ye vermiş fırsatıKesti kökümüzü kırar milletiRûz-i kıyamete kaldı müddetiİntikamın günü Arşa dayandı
Kahraman kan ağlar, bu serim dumanÇattı bu zamana ol ahir zamanİslam'a yar olsun ahirette imanKafirler isyanı Arşa dayandı.
Biz milli mücadelede yalnız üstümüze saldıran ve mübarek vatanımızı işgale yeltenen gözleri kan bürümüş düşman sürülerine karşı savaşmadık. İçimizde de düşman vardı. 600 yıl yüce devletimizin koruyucu kanatları altında can ve mal güvenlikleri sağlanmış rahat bir hayat süren gayrı müslim topluluklar, vatanımızın yağma edilmek istendiğini görünce ayaklanmışlar ve bizi arkadan vurmağa başlamışlardı.
Karadeniz bölgesinde yaşayan yerli Rumlar Batı Anadolu'yu işgal eden Yunan ordularından cesaret alarak isyan bayrağını açarlarken doğuda da Ermeniler Türk vatanından toprak çalarak bir "Ermenistan devleti" kurmaya çalışıyorlardı.
Ak günlerimizde, güçlü olduğumuz dönemlerde bize dost gözükerek "millet-i sadıka" (sadık millet) adını alan Ermeniler, kara günlerimiz başladığında yüreklerinde için için besledikleri tarihî kini açığa vurarak nankör karga misali gözümüzü oymaya kalkışmışlardı. Ermeniler işi azıtmışlar Türk toprakları dışında kalan soydaş ve dindaşlarımıza akla hayale glemedik bir kıyıma geçmişlerdi.
Çeteler kurup aç kurt sürüleri halinde köylerimizi basmışlar, her yeri yakıp yıkmışlar, masum halkı kılıçtan geçirip imha etmişler, kızlarımızın ve kadınlarımızın ırzına tecavüz etmişler, süt-emen çocukları savaş ganimeti olarak süngü uçlarına takıp dolaştırmışlardı. Sözün kısası en hissiz insanın dahi yüreğini sızlatacak kadar korkunç bir mezalim örneği vermişler ve yapmadıkları kötülük bırakmamışlardı.
Doğu Anadolu'yu kan ve gözyaşına boğan bu kabus dolu karanlık günler, muzaffer Türk ordusunun imdada yetişmesine kadar sürmüş, Türkün düşmanına ölüm saçan süngüsünü gören bu katil, cani Ermeniler kaçacak delik aramışlardır.
Sizlere o günleri yaşayan, Ermeni mezalimine şahid olan ve hatta bizzat zarar gören Aşık Kahraman adlı bir halk şairimizin bir ağıtını sunuyorum. Bu ağıt türk Milletinin Ermeni zaliminin elinden neler çektiğini çok güzel dile getiren bir edebi belgedir.
Ermeniler 1918 yılının bir bahar günü Kars'ın doğu yanındaki Kalaköyü'nde (Derecik) 360 kişiyi bir yere doldurup diri diri yakmışlardı. 671 Türk'ün yaşadığı bu köyden bir mucize eseri kurtulabilen 11 kişiden biri olan Aşık Kahraman şu ağıtı yakmıştır:
Ey ağalar nasıl diyem derdimizVardı zulmün sonu Arşa dayandı
Ermeni İslam'ı kırdı taladıMazlumlar amanı Arşa dayandı
Kalo'nun Köyü'nü bastı ceng açtıMitralyoz, tüfenkle od, ataş saçtıAna evlad attı, dağ taşa kaçtıSabiler şivanı Arşa dayandı
Mevla'nın takdiri erişti başaYüz çevirdi, bakmaz kardaş kardaşaÜç yüz altmış civanı yaktı ataşaKoptu Nuh tufanı Arşa dayandı
Bir cenaze gördüm: Kan olmuş yüzüPortlamış kenara sıçramış gözüÜç yüz altmış canın sönmemiş közüYanan can dumanı Arşa dayandı
Bir yiğit vurulmuş: Parmaklar kamıKaçarken kafire yolu uğramışKafir tutmuş, tike tike doğramışHançer, kılıç yanı Arşa dayandı
Bir yiğidi vurmuş, yolda koymuşlarCan teslim etmeden deri soymuşlarCep cep etmiş yanlarını oymuşlarEl cepte, figanı Arşa dayandı
Bir gelini gördüm: Ayağa kalkmışSandım ki, canı var yüzüme bakmışKafir mısmar ile direğe çakmışMısmar çivi ünü Arşa dayandı
Bir hamile kadın: Davranmış kaçaErmeni, eylemiş hep parça parçaKılıç ile vurmuş, bölünmüş kalçaAkan kızıl kanı Arşa dayandı
Çocuğu karnından çıkartmış bakarCan teslim etmeden süngüye takarBebeğin fizahı, dağ-taşı yakarDağın, taşın şanı Arşa dayandı
Altı yüz altmış can, battı kırıldıÇoğu yandı, geri kalan vurulduBu köyün defteri artık dürüldüHalinin yamanı Arşa dayandı
Allah, Ermeni'ye vermiş fırsatıKesti kökümüzü kırar milletiRûz-i kıyamete kaldı müddetiİntikamın günü Arşa dayandı
Kahraman kan ağlar, bu serim dumanÇattı bu zamana ol ahir zamanİslam'a yar olsun ahirette imanKafirler isyanı Arşa dayandı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.