Zübeyde annemizin, Afet Hanım'ın ve Atatürk'ün namusuna dil uzatanlara milletimizin tepkisi her geçen gün artarak devam ediyor. Siyasi kanattan da tepkiler geliyor ve nihayet yargı harekete geçti. Gözaltı ve de tutuklama kararı aldı. Bu yazıyı yazdığım sıralarda mürailer adreslerinde bulunamadı. Belki de Pensilvanya'nın sığınaklarından birine girmişlerdir!
Dikkatimi çeken ise günlerdir bu konu hakkında İslam Dini ne diyor, sorusunun sorulmamasıdır. Öyle ya! Bir tarafta şeriat borazancılığı yapanlar, diğer tarafta da 'eyvah şeriat geliyor' diye birbirlerinden nemalananlar var bu ülkede.
Ama ne hikmetse bunların hiçbiri Allah ve Resulünün bu konudaki emir ve duruşunu merak edip, araştırmıyor. Neden?
Bir Müslüman bir başka Müslüman'a zina isnadında bulunabilir mi? Bulunmasının hükmü nedir?
Bu konuda biraz kitap kurcaladım. Her konuda olduğu gibi bu konuda da isnatta bulunan yani iddia sahibi ispat ile yükümlüdür.
İddia sahibi en az 4 şahit getirecek. Eğer getiremezse Allah-u Teâlâ (c.c) iddia sahibini tehdit ediyor. Kullarına da emir veriyor; "Onlara 80 değnek sopa vurun." (Nur 4)
Bitti mi? Hayır. Allah (c.c.) iddiasını ispat edemeyenleri iftiracı sınıfına koyuyor ve onların şahsiyetlerini sıfırla çarpıyor:
"Onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin." (Nur 4)
Başka!
"Onlar tamamen günahkârdırlar." (Nur 4)
Başka!
"Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir. Onlar için çok büyük bir azab vardır." (Nur 23)
Zina iftirasında bulunmanın haram ve büyük günahlardan olduğunu Müslümanım diyen herkes bilir. Ayetlerden de anlaşılacağı üzere Allah (c.c.) bu kişileri lanetliyor, büyük azaba uğrayacaklarını haber veriyor, şahitliklerini kabul etmeyin, diyerek insanlar arasında da itibarsızlaştırıyor.
Zina isnadı çok hassas bir konu. Kitaplarda böyle bir iddia ister doğru olsun, ister yalan bir Müslüman'a zina isnadının haram olduğu yazıyor. Hatta bir Müslüman'ın, bir başka Müslüman'ın zina ettiğini bilse dahi bunun ilan edilmemesi gerektiğini, toplumun fitneden korunması gerektiği emrediliyor.
Yalan ve iftira dinimizde zulüm ve günahların en çirkinlerinden sayılmıştır. Zina iftirası ise en büyük günahlar arasındadır.
Yüce Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"İftirayı işittiğiniz zaman, mümin erkeklerin ve mümin kadınların, kendiliklerinden hüsnü zanda bulunup da: "Bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?" (Nur 12)
"Bir de dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Mademki, bu şahitleri getiremediler, o halde onlar, nezdinde, yalancıların ta kendileridir." (Nur 13)
"O asılsız sözü duyduğunuz zaman: "Bunu konuşmak bize yakışmaz. Hâşâ! Bu büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi?" (Nur 16)
Memleketimizi Haçlı postalları altında çiğnenmekten kurtaran, milletimizin namus, can, mal güvenliğini sağlayan, şanlı bayrağımızın dalgalanmasına vesile olan Atatürk'e karşı birileri her daim kin besledi.
Bu kindarlar, iman yoksunları, iftiracılar, yalancılar yıllardan beri Anadolu'nun her köşesinde akıl almaz fitneler yaydılar. Maalesef milletimizin bir kısmı da bunlara inandı.
Şalvarlı, cübbeli, badem veya sıfır bıyıklı, IŞİD sakallı veya tıraşlı hacı, hoca, tarihçi, şu cemaatten vs. gibi sıfatlar ile milletin tanıdığı bu iftiracılara, yalancılara, münafıklara bu konuda, inanmayanlar ise başka konularda itibar etti, sahiplendiler.
Oysa Allah'ın ayetleri apaçık. Peygamberimizin bıraktığı o iki emanet (Kur'an ve Ehl-i Beyt) elimizde ve önümüzde.
O halde biz neden bu haldeyiz? Saptırıcı kişilere, anlayışlara neden hayır diyemiyoruz. Oysa Peygamberimiz (s.a.a), "Onların namazı sizi aldatmasın" diye de açıkça uyarmıştı.
Dikkatimi çeken ise günlerdir bu konu hakkında İslam Dini ne diyor, sorusunun sorulmamasıdır. Öyle ya! Bir tarafta şeriat borazancılığı yapanlar, diğer tarafta da 'eyvah şeriat geliyor' diye birbirlerinden nemalananlar var bu ülkede.
Ama ne hikmetse bunların hiçbiri Allah ve Resulünün bu konudaki emir ve duruşunu merak edip, araştırmıyor. Neden?
Bir Müslüman bir başka Müslüman'a zina isnadında bulunabilir mi? Bulunmasının hükmü nedir?
Bu konuda biraz kitap kurcaladım. Her konuda olduğu gibi bu konuda da isnatta bulunan yani iddia sahibi ispat ile yükümlüdür.
İddia sahibi en az 4 şahit getirecek. Eğer getiremezse Allah-u Teâlâ (c.c) iddia sahibini tehdit ediyor. Kullarına da emir veriyor; "Onlara 80 değnek sopa vurun." (Nur 4)
Bitti mi? Hayır. Allah (c.c.) iddiasını ispat edemeyenleri iftiracı sınıfına koyuyor ve onların şahsiyetlerini sıfırla çarpıyor:
"Onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin." (Nur 4)
Başka!
"Onlar tamamen günahkârdırlar." (Nur 4)
Başka!
"Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir. Onlar için çok büyük bir azab vardır." (Nur 23)
Zina iftirasında bulunmanın haram ve büyük günahlardan olduğunu Müslümanım diyen herkes bilir. Ayetlerden de anlaşılacağı üzere Allah (c.c.) bu kişileri lanetliyor, büyük azaba uğrayacaklarını haber veriyor, şahitliklerini kabul etmeyin, diyerek insanlar arasında da itibarsızlaştırıyor.
Zina isnadı çok hassas bir konu. Kitaplarda böyle bir iddia ister doğru olsun, ister yalan bir Müslüman'a zina isnadının haram olduğu yazıyor. Hatta bir Müslüman'ın, bir başka Müslüman'ın zina ettiğini bilse dahi bunun ilan edilmemesi gerektiğini, toplumun fitneden korunması gerektiği emrediliyor.
Yalan ve iftira dinimizde zulüm ve günahların en çirkinlerinden sayılmıştır. Zina iftirası ise en büyük günahlar arasındadır.
Yüce Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
"İftirayı işittiğiniz zaman, mümin erkeklerin ve mümin kadınların, kendiliklerinden hüsnü zanda bulunup da: "Bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?" (Nur 12)
"Bir de dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Mademki, bu şahitleri getiremediler, o halde onlar, nezdinde, yalancıların ta kendileridir." (Nur 13)
"O asılsız sözü duyduğunuz zaman: "Bunu konuşmak bize yakışmaz. Hâşâ! Bu büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi?" (Nur 16)
Memleketimizi Haçlı postalları altında çiğnenmekten kurtaran, milletimizin namus, can, mal güvenliğini sağlayan, şanlı bayrağımızın dalgalanmasına vesile olan Atatürk'e karşı birileri her daim kin besledi.
Bu kindarlar, iman yoksunları, iftiracılar, yalancılar yıllardan beri Anadolu'nun her köşesinde akıl almaz fitneler yaydılar. Maalesef milletimizin bir kısmı da bunlara inandı.
Şalvarlı, cübbeli, badem veya sıfır bıyıklı, IŞİD sakallı veya tıraşlı hacı, hoca, tarihçi, şu cemaatten vs. gibi sıfatlar ile milletin tanıdığı bu iftiracılara, yalancılara, münafıklara bu konuda, inanmayanlar ise başka konularda itibar etti, sahiplendiler.
Oysa Allah'ın ayetleri apaçık. Peygamberimizin bıraktığı o iki emanet (Kur'an ve Ehl-i Beyt) elimizde ve önümüzde.
O halde biz neden bu haldeyiz? Saptırıcı kişilere, anlayışlara neden hayır diyemiyoruz. Oysa Peygamberimiz (s.a.a), "Onların namazı sizi aldatmasın" diye de açıkça uyarmıştı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025