Bilmeyenler, özellikle de gençlerimiz için hatırlatalım, bu bir kitap adıdır ve yazarı Falih Rıfkı Atay'dır.
Yayınevi, kitabı şöyle takdim ediyor:
"Zeytindağı, insanın kanını donduran tarihi bir süreci, 'bir imparatorluğun çöküşünü' o zamana göre en duru Türkçe ile karşımıza getiriyor. Kitapta Mehmetçik'in, Yemen'de, Aden'de, Kanal'da, Gazze'de, Arap çöllerinde nasıl kırıldığını, yenilgiden sonra bir vagon dolusu 'Mecidiye altınını' bile nasıl bıraktığımızı hayretler içinde okuyacaksınız.
Cemal Paşa'nın emir subayı olarak, o günlerde en yakınında olan Falih Rıfkı, Zeytindağı kitabıyla tarihimize bir ibret belgesi bırakırken, her biri bir destan olabilecek, askerlerin günlükleri ve adeta kumar masasında kaybedilen Ahmetlerin, Mehmetlerin hikayeleri tüylerinizi ürpertecek."
Elinde, evinde ve kütüphanesinde bulunmayanların, en yakın zamanda temin edip okumalarını temenni ettiğimiz bu kitabın son paragrafları ile sizleri baş başa bırakıyorum:
"İki hikâye işittim. Masal olmadığı için anlatayım:
Cemal Paşa artık ordu kumandanı değildir. Mütareke yakındır. Artık, harbe niçin girdiğimiz tartışılabilir, büyük adamların küçük adamları adam yerine saymak ve onlarla görüşmek sırası gelmiştir. Arkadaşım Y. K. Bahriye çatanası içinde Büyükada'ya giderken sordu:
-Paşam, söyler misiniz, bu harbe niçin girdik? Ve üç dört yıl içinde bunalttığı bir nefesi boşalmış gibi ohlayarak bekledi. İşte cevap:
-Aylık vermek için!
Ve ilave etti:
-Hazine tamtakırdı, para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli, ya öbür tarafla birleşmeli idik.
Kırtasiye ve maaş imparatorluğunun tarihi işte böyle biter.
Bu hikâyenin belki büyük bir değeri olmayacaktı, eğer sonraları şu hikâyeyi işitmeseydim:
Sakarya'ya yaklaşıyoruz. Bir millet olarak kalmamız için harp etmek ve muzaffer olmak lazımdır. Tam o zaman da maliye durmuştu. İlim, ihtisas ve tecrübe Mustafa Kemal'e hükmünü söylüyor:
-Hazinede para kalmamıştır, bulmak ihtimali de yoktur.
İlim, ihtisas, tecrübe… Büyük kelimeler, büyük ve korkunç! Verdiği karar da şu: Türk milleti istiklalini ödeyemez!
Aylık vermek için harbi bırakmak lazımdı.
Mustafa Kemal'in kararı bu değildi. Vatan ve istiklali idi. Ve en iyi kanunu arayıp buldu: 'Milletin nesi var, nesi yoksa yüzde kırkını vatan savunması için verecektir.'
Sakarya, Dumlupınar, İzmir ve Lozan… Hepsini böyle ödedik. Mustafa Kemal, Büyük Harbe girmek aleyhinde idi: Kafa ve sanat adamı olduğu için!
Mustafa Kemal, Kurtuluş Harbi'ni bırakmak fikrinde asla bulunmadı: Vatan adamı olduğu için!
İşte size bütün kitabın özü: İlim ve vatan adamı olunuz.
Hiçbiri yalnız başına, ne sizi ne de milletini kurtarabilir."
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025