Zaferler bazen en büyük prangadır

Filistin seçimlerinde Hamas'ın El Fetih karşısındaki başarısı özellikle AB ve ABD medyasını derinden etkiledi. Hoş bizim medya da aynı tavanın içinde kavrulmak için can atıyor ama yine de Batı medyasının görüşleri ilk anda verilen otomatik refleksler olduğu için önemli. Bizimkiler ise yapay ve hoşgörünme kaygısı taşıyor.Hamas seçimleri kazandı ve bundan sonra Filistin'de siyaset mekanizması su götürmez bir şekilde farklı işleyecek. Kimilerine göre Hamas'ın "militan" geçmişinin sivri uçları siyaset çarklarıyla köreltilecek, kimilerine göre "terörist bir örgüt" olan Hamas, iktidarda şiddet ve radikalizmi hakim kılacak, kimilerine göre değişen birşey yok, herşey eski tas eski hamam devam edecek ve kimilerine göreyse bölgede ABD ve İsrail'in isteği ve kontrolü dışında gelişen bir olay yok!Batı basının tepkileri sıcağı sıcağına ve derinlemesine analizler yapılmadan verildiği için duygusal olmaktan kurtulamıyor. "Bombalardan oylara: Hamas yönetmeye hazır mı?" manşetiyle haberi duyuran Independent gazetesi, biri İsrail'deki bir intihar saldırısını, diğeri de elinde tüfeğiyle seçim zaferini kutlayan bir Hamas üyesinin resminin altına şu resimaltını eklemiş: "Son 6 yılda 58 intihar saldırısında 427 İsrailli'yi öldürdüler. Dün ise 132 üyeli Filistin Parlamentosu'nda 76 sandalye kazandılar." Daily Telegraph da "Seçim teröristleri iktidara taşıdı" manşetiyle Batı basının ortak görüşünü ifade eden bir diğer gazete.Hamas'ın İsrail işgaline karşı yürüttüğü mücadele ve bu uğurda verdiği kayıplar biliniyor. Bu seçim zaferinin ardında hem İsrail'e karşı Hamas'ın sağlam duruşu ve bu bağlamda El Fetih'in statükocu ve kukla yapısına olan tepki, hem de tüm dünyada olduğu gibi yoksulluk ve yolsuzluklara karşı birşeyler yapar umudunun Filistinli seçmen nazarında mühim rol oynaması yatıyor.Bu yönüyle Hamas'ın zaferinin, İran'da Ahmedinecad'ın zaferine benzetilmesi yanlış değil. Ancak bu benzetmeyi daha farklı açılardan yapanların sayısı daha fazla. Özellikle Batı basını, Orta Doğu'da ABD karşıtı ve "İslamcı" hükümetlerin hızla ve etkili bir biçimde iktidara taşındıklarına vurgu yaparak, Hamas Ahmedinecad benzetmesini yapıyor. Bir adım ileri gidenler bu halkaya işgal altındaki Irak kukla yönetimini ve hatta Türkiye'deki AKP hükümetini de dahil edebiliyor! ABD nefesiyle iktidara taşınıp, ABD karşıtı olmak! Gerçekten büyük çelişki!Ortadoğu'da dengeler değişiyor ve 2005'te hız kazanıp, 2007'ye kadar devam edecek süreçte birçok Ortadoğu ülkesinde yönetimler değişti, değişmeye de devam edecek. İran, Mısır, Kuveyt, Yemen, Suudi Arabistan, Ürdün... Önümüzdeki dönemde Suriye ve Türkiye... bölgede çok hızlı değişimler ve dönüşümler yaşanıyor, ABD'nin, uğruna savaşlar yapıp, ülkeler işgal ettiği demokrasi çarkı Ortadoğu'da çok ama çok hızlı işliyor! Öyle hızlı işliyor ki bu çark, Hamas'ın gayet demokratik bir ortamda  ve demokrasi dersi vererek aldığı bu seçim zaferine ABD'nin nasıl tepki vereceği bile muallak hale geliyor. Demokrasiyse demokrasi, seçimse seçim! Ülkeleri işgal sebebi "demokrasi" Filistin'de vücut buluyor. "Terörist" de saysa, Hamas diye bir örgüt demokrasi çarkından geçerek, kendisine siyaset sahnesinde bir zemin buluyor.ABD'nin bölge için yürüttüğü Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Hamas'ın zaferinin gerçekten bir zafer mi, yoksa BOP'un yeni bir hamlesi mi olduğunu zaman gösterecek. Çünkü caydırıcı gücünü, yaptığı silahlı eylemlerden alan bir örgütün siyasallaşması, o caydırıcı gücünü bir daha kullanamaması sonucunu doğurabilir. Bugün Irak'taki direniş hareketinin, Irak seçimlerine katılıp siyasallaşmasına ABD ne kadar sevinirse, İsrail de Hamas'ın seçim zaferine bu kadar sevinmiş olabilir!Unutmayın, "zaferler bazen en büyük prangadır".