Yürütme, derken yanlış anlamayın! Hani yasama, yürütme, yargı diyoruz ya! Bahsettiğim yürütme o yürütme.
Şimdi vereceğim örneklerde CHP geçiyor. CHP'li değilim, CHP'nin avukatı da değil. Ama adalet CHP'ye de lazım, AKP'ye de diğerlerine de bana da…
Ülkemizdeki siyasi partiler ekranlarda kavga ediyor, meydanlarda kavga ediyor, her açıklamalarında bir itham, tehdit veya kınama var.
Peki, adalette kavga olur mu, tehdit olur mu, yandaşlık olur mu?
Ha! Adalet denince aklınıza mahkemeler gelmesin.
Her ağızdan çıkan söz, her atılan adım ve de suskunluk bir gün mutlaka ilahi tartıya (mahkemeye) çıkacaktır.
Şimdi yürütme (icraat) makamında AKP var. Cumhurbaşkanımız da İçişleri Bakanı da, diğer bakan ve birçok vekil de yeri geldi mi Kur'an okuyorlar, ayet paylaşıyorlar, hatta hutbevari konuşmalar yapıyorlar. İyi, güzel.
AKP dünden bugüne bir fikre, topluluğa, partiye, lidere karşı olduğunu, kin duyduğunu hiç inkâr etmedi. Bugün yürütme, icraat makamındasınız! Peki, bu karşıtlığınız, kininiz, öfkeniz sizi adaletten men etmeye sebep olabilir mi?
Maide Suresi 8. Ayeti hiç mi okumadınız? Yüce Allah (c.c) iman edenlere sesleniyor;
"Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvaya daha uygundur. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır."
Gelelim sahaya!
Bir buçuk yıl önce haksız mal edindikleri iddiasıyla Beşiktaş eski belediye başkanı, İçişleri Bakanlığınca görevden alındı.
Alınabilir mi? Evet. Olay yargıya gitti ve dava devam ediyor.
5 ay önce ise AKP'li Serik belediyesi gündeme geldi.
AKP'li Kültür ve Turizm Bakanı, AKP'li belediye başkanını 500 bin TL rüşvet almakla itham etti.
AKP'li belediye başkanı, Bakan Ersoy'a "Devlet Bakanı olarak bunu biliyor da, üzerine gitmiyorsanız yazıklar olsun" dedikten sonra "Sayın İçişleri Bakanımızdan soruşturma yapılması için müfettiş talebinde bulunacağım" demişti.
İçişleri Bakanı soruşturma açmadı. Başkan hâlâ görevde. Savcılar nerede bilinmiyor! Adaletten de haber yok!
Yalova iki yerel seçimde de çok konuşuldu. Sandıklar yeniden açıldı, sayıldı. Beş-altı ay önce Yalova'nın CHP'li belediye başkanı, kendi personelini ihbar etti.
İçişleri Bakanı jet hızıyla, 'nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, irtikap, güveni kötüye kullanma, görevi kötüye kullanma ve zimmet' iddialarıyla başkanı da görevden aldı. Olay mahkemede.
Sahifeyi çevirelim!
Sultanbeyli'de vatandaşlar, AKP'li belediye başkanının, 12 milyon (trilyon) liralık 'hayali asfalt' ihalesi yaptığını iddia ederek savcılığa suç duyurusunda bulunuyorlar.
Savcılık 21 Ekim 2019'da İçişleri Bakanlığından ilgili belediye için soruşturma izni istiyor. Tarih 27 Ekim 2020. İçişleri Bakanlığı o izni hâlâ vermedi.
'Metal yorgunluk' tabirinin adalette illaki bir karşılığı vardır. Ama o yorgunları bir türlü adalet ile karşı karşıya getirmediler.
Düğünler gündemde.
En son Kahramanmaraş'ta sazlı-sözlü-halaylı bir düğünü polis bastı. Düğün sahiplerine (yanılmıyorsam) 82 bin lira ceza kesti.
Ama Türkiye'nin gözü önünde 1.500 kişinin katıldığı, yemekli-sazlı-sözlü AKP'li vekilin düğününe yürütme makamındakiler tebrik ve mutluluk dileklerini gönderdiler.
Tepkiler üzerine de 6 bin liracık bir ceza kesmişler. Adalet herkese lazım olduğu gibi adaletsizlikten de herkes sorgulanacaktır.
Depremler peş peşe oluyor. Bir grup vatandaşımız, 'Kanal İstanbul'a hayır', gösteri ve açıklaması yapmak istiyor.
İçişleri Bakanlığına bağlı vali izin vermiyor, polis zor kullanıyor.
Taksiciler, dolmuşçular İBB'yi ve başkanını sosyal mesafesiz protesto gösterisi düzenliyorlar.
İcra makamındakiler ayıp olmasın, diye gösteriye katılmıyorlar.
Örnekler bitmez ama ben sonuncusunu yazayım; Pandemiyi mazeret göstererek 30 Ağustos'ta Anıtkabir'i ziyaretçilere kapatanların aynı günlerde gösteri, açılış, miting yapmaları sadece kendilerinin ne kadar adalete ihtiyaçları olduklarının göstergesidir.
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025