Rekor miktarlardaki bütçe açığıyla AB'yi zora sokan Yunanistan'ın gelecek günlerde atacağı adımlar merakla bekleniyor. Atina iflas mı ediyor? Euro'yu terk etme planları gerçek mi, spekülasyon mu? Yunanistan'da Euro'dan çıkmayı savunan oldukça az
Yunanistan'da Papandreu hükümetinin tasarruf önlemlerine ne kadar kuşku ile bakılırsa bakılsın, ülkenin Euro'dan ayrılmasını kimse cidden tartışma konusu yapmıyor. Yunanistan'ın tüm siyasi partileri ülkenin Euro Bölgesi'nde kalmasını ulusal bir görev addediyorlar. Tek istisna ise komünistler... Komünistlere göre, AB toptan lağvedilmeli. Sağ popülist Yorgos Karacaferis ise Euro'ya paralel olarak 'Euro - Drahmi' önerisini ortaya atıyor. Ne var ki Atina'daki finans uzmanlarının çoğunluğu, Yunanistan'ın eski para birimi Drahmi'ye geri dönüşünün ekonomik açıdan intihar olacağında hemfikirler. Paranın değerinin düşürülmesinin de Yunan ekonomisindeki yapısal sorunlara hiçbir çözüm getirmeyeceği vurgulanıyor.
Ücretler düşecekÖte yandan Yunanistan, Euro Bölgesi'nden kalmaya devam ettiği takdirde, ücret ve fiyatları aşağı çekerek, para değerini kendi içinde düşürmek zorunda kalacak. Yunan ekonomistler, denenecek bu yolun acı bir reçete olacağını, bu yüzden politikacıların bu durumu kamuoyundan saklandıklarını söylüyor. Bu uzmanlara göre, Yunanistan'ın rekabet yeteneğini koruyabilmesi için dolaşımdaki paranın değerini en az yüzde 40 oranında düşürmesi gerekiyor. Şimdiden ücretler, maaşlar, emekli ödentileri düşürülmeye başlandı ve bu süreç daha uzun sürebilir. Kamu sektöründeki birçok çalışan yıllık gelirlerinin yüzde 40'ından feragat etmek zorunda kaldı. Benzer bir gelişmenin şimdilerde özel sektörde de yaşanması bekleniyor.
Söylentilerin kaynağı kim?Atina'da birçokları Yunanistan'ın para birliğinden ayrılacağı söylentisinin, Yunan hükümetine baskıları artırmak için Avrupalıların bilerek yaydıkları görüşünde. Yunanistan Ekonomi Bakanı Evangelos Venizelos, AB, Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Merkez Bankası'nın oluşturduğu üçlü, yani Troyka ile hiçbir zaman bir çekişmeleri olmadığını söylese de, Selanik Üniversitesi ekonomi profesörlerinden Stelios Katranidis, söylentilerin çıkmasında Venizelos'un da sorumlu olduğu görüşünü savunuyor. Başbakan Papandreu'nun çağrıları bir yana, Yunanistan vatandaşları öncelikle kendini kurtarma çabası içinde. 2010 yılı içinde gelirlerinde yüzde 30 oranında kayba uğrayan Yunan aileleri, geçen yıl bir aylık maaştan daha feragat etmek zorunda kalmıştı. Bu yılın sonuna kadar ek tasarruf önlemlerinin gündeme gelmesi de olasılık dâhilinde.
Yunanistan'da Papandreu hükümetinin tasarruf önlemlerine ne kadar kuşku ile bakılırsa bakılsın, ülkenin Euro'dan ayrılmasını kimse cidden tartışma konusu yapmıyor. Yunanistan'ın tüm siyasi partileri ülkenin Euro Bölgesi'nde kalmasını ulusal bir görev addediyorlar. Tek istisna ise komünistler... Komünistlere göre, AB toptan lağvedilmeli. Sağ popülist Yorgos Karacaferis ise Euro'ya paralel olarak 'Euro - Drahmi' önerisini ortaya atıyor. Ne var ki Atina'daki finans uzmanlarının çoğunluğu, Yunanistan'ın eski para birimi Drahmi'ye geri dönüşünün ekonomik açıdan intihar olacağında hemfikirler. Paranın değerinin düşürülmesinin de Yunan ekonomisindeki yapısal sorunlara hiçbir çözüm getirmeyeceği vurgulanıyor.
Ücretler düşecekÖte yandan Yunanistan, Euro Bölgesi'nden kalmaya devam ettiği takdirde, ücret ve fiyatları aşağı çekerek, para değerini kendi içinde düşürmek zorunda kalacak. Yunan ekonomistler, denenecek bu yolun acı bir reçete olacağını, bu yüzden politikacıların bu durumu kamuoyundan saklandıklarını söylüyor. Bu uzmanlara göre, Yunanistan'ın rekabet yeteneğini koruyabilmesi için dolaşımdaki paranın değerini en az yüzde 40 oranında düşürmesi gerekiyor. Şimdiden ücretler, maaşlar, emekli ödentileri düşürülmeye başlandı ve bu süreç daha uzun sürebilir. Kamu sektöründeki birçok çalışan yıllık gelirlerinin yüzde 40'ından feragat etmek zorunda kaldı. Benzer bir gelişmenin şimdilerde özel sektörde de yaşanması bekleniyor.
Söylentilerin kaynağı kim?Atina'da birçokları Yunanistan'ın para birliğinden ayrılacağı söylentisinin, Yunan hükümetine baskıları artırmak için Avrupalıların bilerek yaydıkları görüşünde. Yunanistan Ekonomi Bakanı Evangelos Venizelos, AB, Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Merkez Bankası'nın oluşturduğu üçlü, yani Troyka ile hiçbir zaman bir çekişmeleri olmadığını söylese de, Selanik Üniversitesi ekonomi profesörlerinden Stelios Katranidis, söylentilerin çıkmasında Venizelos'un da sorumlu olduğu görüşünü savunuyor. Başbakan Papandreu'nun çağrıları bir yana, Yunanistan vatandaşları öncelikle kendini kurtarma çabası içinde. 2010 yılı içinde gelirlerinde yüzde 30 oranında kayba uğrayan Yunan aileleri, geçen yıl bir aylık maaştan daha feragat etmek zorunda kalmıştı. Bu yılın sonuna kadar ek tasarruf önlemlerinin gündeme gelmesi de olasılık dâhilinde.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.