Yıldırım karargahındaki belgeler

Yıldırım orduları Karargahında Baş komutan Falkenhayn ,Araplar üzerinde Alman amaçlarını gerçekleştirmek için bir ARAP ŞUBESİ kurar. O başlangıçta bu şubeyi karargah içerisinde H.H.E. Erkilet ile beraber kurar. Bu şubenin ilk çalışmalarını onunla beraber yapar. Yarbay Hüseyin Hüsnü Emir Erkilet hatıratında bu şubenin kuruluşunu şöyle anlatır: "Karargaha vürudumdan birkaç gün sonra Müşir(Falkenhayn) beni yanına çağırdı ve benimle uzun uzadıya konuşmak istedi. Mevzubahis olan meselelerden birisi BA?DAT harekatı esnasında gerek FRAT tarafeyninde(İki yanında) ve gerek DİCLE havalisinde ve bilhassa İngiliz Irak ordusunun gerilerindeki menatıkta yaşayan URBAN (bedevi Araplar) ve aşayirden istifade husus idi. Bu müzakerenin neticesinde Urban ve aşayirden azami istifade nokta-i nazarından bunlarla temas etmek, nezdlerine (yanlarına) irtibat zabitanı göndermek ve bunları mekasid-i malume-i askeriyeye göre çalıştırmak ve icap ed enlerin hiç olmazsa bitaraflıklarını temin eylemek hususatı ile iştigal ve bütün bu perakende kuvay-i vataniyenin ordu ile tevhid-i hareketini kabil bir hale koymak vazifesinin müstacelen 6 ve 7. or dulara tevdii ve suret-i umumiyede Urban işlerinin tedviri hususunda ordularla icray-ı temas için karargahta bir Osmanlı erken-ı harp zabitinin(erkan-ı harp yüzbaşısı Çanakkaleli Tevfik(Bıyıklıoğlu) Efendi) taht-ı idaresinde ve benim nezaretim altında bir ARAP ŞUBESİNİN tesisine karar verildi. Derakap ordulara bu hususta talimat gönderildi. Bu karar hadd-i zatında pek musip ve bana epeyce bir mücadeleye mal olmuştu. Çünkü Müşir, evvelce başka taraflardan kendisine vuku bulan muhtelif ve vasi tebligat hasebiyle Araplarla Türkler arasında açtığı bir itiraf ve adem-i itimat uçurumunun bulunduğuna zahip olmuştu. Müşarünileyh bidayette Almanlar, Araplara karşı biteraf olduklarından vazife-i teması Alman zabitanı yapmalıdır ve bu işle doğrudan doğruya YILDIRIM karargahı meşgul olmalıdır fikrinde idi. Urban'ın sarı altınlara Almanların elinden ve Almanlar sayesinde malik olması ve bu suretle Irak urbanı ile Almanya arasında daha şimdiden pek tatlı bir esas ve zemin üzerinde tesisi meveddet(dostluk kurmak) edilmesi gibi bir gayenin istihsal edilmek istenildiği aşikar idi. Almanya badel harp (savaştan sonra) Irak ve Suriye'de nafiz ve hakim bir mevki edinmeyi şüphesiz kuruyordu. Fakat Müşir evvelce Alman propagandacıları tarafından ne kadar doldurulmuş olsun sarih askeri düsturlar karşısında mantığı kolay kaybetmez ve makulat-ı tasdik etmek meziyetini haizdi. Yüzbaşı Tevfik Beyin Arap şubesinin başında bulunması nedeni ile Falkenhayn'ın Araplar üzerindeki Alman amaçlarını uygulama imkanını bulamaz. Bunun için Irakta Arkeolojik araştırmalar yapan Alman Yüzbaşısı Andrea'yı karargahtaki Arap şubesinin başına getirir. Tevfik Bey kıdem bakımından yüzbaşı Andrea'dan daha kıdemli olmasına rağmen işi kılıfına uydurarak hallederler. Karargâhta bundan sonra Arap şubesi ile ilgili işlerin yapılmasında Yüzbaşı Andrea görevlendirilir. Yüzbaşı Andrea Arap şubesinin başına gelince Araplarla Almanlar arasındaki temasın Osmanlı subayları ile yapılmasının önlenmesini Falkenhayn'a bildirir. Çünkü Arapların Türkleri sevmediklerini, onlara karşı düşmanca duygularla dolu olduğunu söyler. Bu bilginin öğrenilmesinden sonra karargâhın Arap halkı ve önderleri ile ilişkiler devamlı büyük bir gizlilik içerisinde Alman subaylarca yapılmaya başlamıştır. H.H.E.Erkilet, karargahtaki Arap ilişkilerinin gizliliğini fark edince Arap Şubesinin başına yüzbaşı Andrea'dan daha kıdemli bir subay olan Binbaşı Aziz Beyi görevlendirdiyse de Başkomutan Falkenhayn'ın müdahalesi ile Arap halkı ve önderleri ile ilişkiler gizlik içerisinde Yüzbaşı Andrea tarafından yürütülür. Bu konuda H.H.E.Erkilet bu A rap Alman ilişkileri ile ilgili gizli gelişmeler hakkında hatıratına şunları yazmıştır: Yıldırım Karargahının ayni zamanda Arap işleri gibi siyasal işlerle uğraşması dolayı sile H.H.E. Erkilet der ki: Falkenhayn bütün kuvvet ve kudretini yalnız istihsal-i zafere hasretseydi hiç şüphesiz daha ziyade muvaffak olacaktı. Fakat bu mühim gayenin yanında bir Urban(Arap bedevileri) siyaseti ve Filistin ve Suriye'de şimdiden bir Alman nüfuz ve himayesi tesisi de Yıldırım'ın planında vardı. Müşir kendini, bu husustaki telkinata kendini kaptırmamalı, şan ve şerefiyle taht-ı kumandasında tevdi edilen Osmanlı ordularının namusunu her şeye tercih etmeli idi. Herhalde bu tarz-ı harekat Falkenhayn'ın namı için daha nafi ve semereli olurdu.  1917 ekim ayında Filistin vuruşmaları döneminde H.H.E Erkilet Yıldırım ve Arap şubesi ile ilgili şu notu yazar: Cephedeki muhaberat "Yıldırımın"" gerideki ihtirasatını büsbütün geri bırakmamıştı. Yüzbaşı Andrea Urban ile temasını daha serbest bir surette ve yakından yapmak üzere Halep'te kalmıştı. İşine daha hızlı devam ediyordu.  Kudüs'ün düşmesinden sonra Dördüncü Ordu Komutanı Cemal Paşa Şamdan, İstanbul'a döndükten sonra Yıldırım ve Arap Şubesi Şeria Irmağının doğusunda Urban arasında propagandaya ve onları kazanmak için daha hızlı çalışmaya başladığını belirttikten sonra şunları yazmıştır: Bu sebeple Andrea, Halep'te bir vekil bırakmak üzere Nasiriye'ye getirildi. Urban ile temas ayni zamanda yüz binlerce altın ve gümüş paraya mal oluyordu. Osmanlı hazinesine borç olarak gönderilen bu paralar, Almanların elinde Osmanlı menafi aleyhine sarf olunuyordu. Ayni zamanda Filistin'in bakiyesi ile Suriye ahalisi de tedricen matmah-ı nazar olmuştu(Onlara göz dikilmişti) Yıldırım'ın bu husustaki vesaiti, Alman İstihbarat zabitanı, güya casusluğa karşı olan Alman hafi polis memurin ve teşkilatı idi. Bu babta bir çok emarelere muttali olmuştum.