Çok uzun zamandır yazamıyorum. İki nedenim vardı. Önce bilgisayarım bozuldu. 15 günden fazla sürdü yapılması. Çok eski bir bilgisayar olduğu için bozulan parçaları bulmak zor oldu. Sonunda bazı çıkma parçalar bulundu da bilgisayarıma kavuştum. Sizde de var mıdır? Alıştığım şeylerden zor vazgeçiyorum.
Örneğin evde hep aynı kahve fincanından içmek, aynı köşeye oturmak, vs. Bilgisayarım da böyle. Yıllardır alıştığım bu dostumu arıyorum hep, özellikle yazılarım ve notlarım için. Neyse kavuştuk. Bu kez de yazmak için bir arzu duyamadım içimde. Hem yoğun iş tempom, hem de bir türlü yazma isteğimi canlandıramadığım için.
Yaz yaz ne olacak? Aynı tas, aynı hamam dedim günlerdir. Olaylar yağmur gibi tepemizden yağdığı halde, bir türlü o enerjiyi bulamadım kendimde. Okul zamanı da olurdu bu duygu bende. Ders çalışmam gerek, ama bir türlü açamam kitabın kapağını. Kıvranırım da kıvranırım. Kıvranırım da kıvranırım.
Böyle bir takım duygular yaşıyorum. Günlerdir. İçimde hiç istek yok derken, Sedef Kabaş olayı, hiç sevmesem de Sezen Aksu için, dilini koparırız demeler, 15 Temmuz Şehitler ve Gaziler Platformu üyelerinin Sezen Aksu için;
"Köksüz, adına minik serçe dediğimiz, aslında Adem aleyhisselâmı yoldan çıkaran Şeytanın yolundan giden…" ifadesi kullanılan açıklamada, "Şehitlerimize asla laf söyletmeyiz. Bundan sonra söyletmeyeceğiz. Onlara laf söyleyenlerin dillerini keseceğimizi buradan ilan ediyoruz", "İçişleri Bakanımızın da dediği gibi, 'beyinlerine sıkacağız, kafalarına. İnlerinde hepsini ezeceğiz. Dağda, PKK'yı Kandil'de nasıl eziyorsak, onları savunanlara da bunu bir defa daha söylüyoruz" denildi.
Sonra adının Vedat Aydın olduğunu öğrendiğimiz imam. Daha sonra silmek zorunda kaldığı paylaşımında Sedef Kabaş hakkında, "Muhtemelen gece kullanmıştır kelepçeyi. Bu çapta bir kadının… diyerek devam ettiği ahlâk dışı paylaşımında değil bir din adamı, bir insanın asla düşünemeyeceği iğrençlikte mesaj yazarak, sanırım Diyanet İşleri Başkanlığına adaylığını ilân etmek istedi.
Bu ne? Sayın okuyucu nedir bu? Son derece tehlikeli bir dil.
Biz yurtta barış, dünyada barış diyen bir liderin anlayışından nereye geldik böyle?
Ne dünyada barış bıraktılar, ne yurtta barış.
Bu nasıl tehlikeli durum farkında mıyız?
Cumhurun başı olan kişinin, camide konuşması, dil kopartmaktan söz etmesi ve peş peşe gelen olaylar ve açıklamalar. Durun. Durun yahu. Yeter.
Çok ağır bir ekonomik kriz var. Bu kriz vatandaşın artık cebini de yakmıyor. Gırtlağını sıkıyor. Peş peşe intiharlar var. Evler, bu çok soğuk günlerde doğal gaz fiyatları nedeniyle ısıtılamıyor. Aksi olursa, doğalgaz ve elektrik faturaları, maaşları her ay kat kat aşacak. İnsanlar artan benzin ve motorin fiyatları yüzünden ulaşım giderlerini zar zor karşılıyor. İflaslar almış başını gidiyor.
Hak ve özgürlüklerden söz etmek olanaksız. Gak dedin mi suç. Eleştiri hakkını dahi kullanamıyorsun. Hukuk, siyasetin çarkları arasında bir kısır döngü içinde. Eğitim, Atatürk ilkelerinden gittikçe kopuyor. Ne olduğu belirsiz cemaatler eğitimin üstünde ciddi bir tehdit. Çocuklarımız aşırı baskılar ve yanlış yönlendirmeler nedeniyle intihar ediyor. Mülteciler başımızda büyük sorun. Sağlık sistemi evlere şenlik.
Bütün bunlar ve daha fazlaları, sorunlar yumağı halinde önümüzde dururken, bizim gündemimiz, şu gereksiz tartışmalar, gözaltılar, tehditler mi? Yoksa temel sorunlara çözüm üretecek proje ve politikalar mı?
Bu yüzden, hey, siz, kendini muktedir sananlar! Bunlar da gelir geçer, ama siz bir daha bu ülkenin başına gelemezsiniz. Gelemeyeceksiniz. Omuzlarınıza binen günah yükünün ağırlığının farkındasınız. Görüyoruz.
Toplumun sinir uçlarıyla oynayarak, insanları sokağa dökme çabaları nafile bir arayış.
Biz Atatürk'ün çocuklarıyız. Şark kurnazlarına pabuç bırakmaz, demokratik yollardan mücadele ederiz. Anladınız mı?
Boşuna heveslenmeyin.
Üç beş cahil, arsız, yandaş şakşakçıya da pek güvenmeyin.
Anında sizi bozuk paradan beter ederler. Satarlar gözlerini kırpmadan.
Bir süreliğine ülkemizin yönetimini size emanet ettik amma, hıyanete de asla izin vermeyiz.
Bu böyle biline…
Zira gökyüzünde çook parlak bir yıldız var. Bekleyin. Geliyor.
Umut her zaman var.
- Yeter artık, durun biraz yahu! / 25.01.2022
- Erkek olmak için kadın mı öldürmeli? / 17.11.2021
- Zor kış / 08.11.2021
- Gençlik bir çağ değildir / 26.10.2021
- O bir Kuvâyi Milliye destanı yazıyor / 18.10.2021
- Arkadaş yurduma alçakları uğratma sakın / 03.10.2021
- Eğitimde salgın sorunu ve çağdaş eğitim / 28.09.2021
- Türk demek Türkçe demektir / 27.08.2021
- Merhaba diyorum yeniden / 14.08.2021