Botoks ve anti oksidanların kullanılmasıyla yaşlanmanın önüne geçmeye
çalışan kişilere uyarıda bulunan uzmanlar, bu yöntemlerin yaşlanmayı geciktirmediğini ve en güzel yöntemin sağlıklı bir şekilde yaşlanmak olduğunu söyledi Osmangazi Üniversitesi (OGÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilm Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Görenek, yaşlanmanın etkilerini azaltmaya yönelik uygulanan çeşitli vitamin kürleri, anti oksidanların kullanımı ve botoks gibi anti ageing müdahalelerin sonuç vermeyeceğini söyledi. Dünya Sağlık Örgütü Kalp-Damar Hastalıklarını Önleme Projesi Ulusal Koordinatörü de olan Doç. Dr. Görenek, tıpta son yıllarda elde edilen gelişmelerle insan ömrünün uzadığını belirterek, özellikle gelişmiş ülkelerde savaşlara, bulaşıcı hastalıklara, salgınlara, doğumlara ve beslenme bozukluklarına bağlı ölümlerin son derece azaldığını bildirdi.
Yaşlanmanın
önüne geçilemez
İnsan ömrü uzadıkça ilerki yaşların hastalıklarının daha sık görülür hale geldiğini ifade eden Doç. Dr. Görenek, şöyle konuştu: "Bu hastalıkların başında kalp-damar hastalıkları yer almaktadır. Bugün için gelişmiş ülkelerde ölümlerin en sık nedeni kalp hastalıklarıdır. Şunu kabul etmek lazımdır ki yaşlanmak önüne geçilemez bir süreçtir. Bazı hücreler zaman içinde yenilenme gösterirken bazılarında bu mümkün olmamaktadır. Yani ölen, fonksiyonunu yitiren bazı hücrelerin yerini yenileri alamamaktadır. Kendini yenileyebilme özelliği olan hücrelerde ise yaşlanmayla birlikte yenilenme hızlarında ciddi azalmalar meydana gelmektedir. Bu bakımdan yaşlanmanın bugünkü bilgilerle önlenebilmesi mümkün değildir."
Kozmetik sonuçları yanıltıcı
Doç. Dr. Görenek, çeşitli vitamin kürleri, anti oksidanların kullanımı ve botoks gibi kozmetik müdahaleler ile yaşlanmanın görülen etkilerini azaltmaya çalışma işlemi olarak bilinen "Anti Ageing" teriminin gerçek anlamından farklı olarak kullanıldığına tanık olduklarını anlattı. Özellikle kozmetik alanında elde edilmiş gelişmelerle yılların insanın dış görünümünde neden olduğu bir takım izleri silebilmenin mümkün olduğunu ve bazı gıdaların bu konulardaki olumlu etkilerinin debilindiğine işaret eden Doç. Dr. Görenek, şöyle devam etti: "Ancak Anti Ageing'i, yaşlanmanın durdurulması ya da yavaşlatılması gibi algılamamak gerekir. Çünkü, kozmetik olarak bazı başarılar mümkünse de, hayati fonksiyonlarda yaşlanma ile oluşacak izleri yok etmek, geriye döndürmek mümkün değildir. Yaşlanmanın etkilerini azaltmaya yönelik uygulanan çeşitli vitamin kürleri, anti oksidanların kullanımı ve botoks gibi anti ageing müdahaleler sonuç vermez." Doç. Dr. Görenek, kişinin mümkün olduğunca sağlıklı bir şekilde yaşlanmasını bilmesi ve bu konuda elinden gelini bilimsel veriler ışığında yerine getirmesinin son derece önemli olduğunu belirterek, bunun temelinde de disiplinli bir hayatın yattığını kaydetti.
Uzman tavsiyeleri
Sigara içmeyen, düzenli spor yapan, dengeli beslenme programı uygulayan bir kişinin sağlıklı yaşlanma adına doğru yolda olduğunu belirten Doç. Dr. Görenek, şunları söyledi: "Özellikle 40 yaşından sonra hamur işlerinden, kırmızı etten, katı yağlardan, sakatatlardan, kuru yemişlerden uzak kalmak, bunu yerine salataya, meyve ve sebzeye ağırlık vermek, kırmızı et yerine beyaz eti tercih edip haftada en az 3 öğün balık tüketmek sağlıklı yaşlanma için son derece önemlidir. Ölümsüzlüğün iksiri ya da yaşlanmamanın formülü bulunabilmiş değildir. Tabi ki kozmetik yaklaşımlar ve Anti Ageing adı altındaki uygulamalar kişilere moral verebilen, yaşam gücünü arttıran uygulamalardır. Ancak, kişiler kırışıklıklarıyla uğraşırken en değerli organları olan kalbini unutmamalıdır."
çalışan kişilere uyarıda bulunan uzmanlar, bu yöntemlerin yaşlanmayı geciktirmediğini ve en güzel yöntemin sağlıklı bir şekilde yaşlanmak olduğunu söyledi Osmangazi Üniversitesi (OGÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilm Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Görenek, yaşlanmanın etkilerini azaltmaya yönelik uygulanan çeşitli vitamin kürleri, anti oksidanların kullanımı ve botoks gibi anti ageing müdahalelerin sonuç vermeyeceğini söyledi. Dünya Sağlık Örgütü Kalp-Damar Hastalıklarını Önleme Projesi Ulusal Koordinatörü de olan Doç. Dr. Görenek, tıpta son yıllarda elde edilen gelişmelerle insan ömrünün uzadığını belirterek, özellikle gelişmiş ülkelerde savaşlara, bulaşıcı hastalıklara, salgınlara, doğumlara ve beslenme bozukluklarına bağlı ölümlerin son derece azaldığını bildirdi.
Yaşlanmanın
önüne geçilemez
İnsan ömrü uzadıkça ilerki yaşların hastalıklarının daha sık görülür hale geldiğini ifade eden Doç. Dr. Görenek, şöyle konuştu: "Bu hastalıkların başında kalp-damar hastalıkları yer almaktadır. Bugün için gelişmiş ülkelerde ölümlerin en sık nedeni kalp hastalıklarıdır. Şunu kabul etmek lazımdır ki yaşlanmak önüne geçilemez bir süreçtir. Bazı hücreler zaman içinde yenilenme gösterirken bazılarında bu mümkün olmamaktadır. Yani ölen, fonksiyonunu yitiren bazı hücrelerin yerini yenileri alamamaktadır. Kendini yenileyebilme özelliği olan hücrelerde ise yaşlanmayla birlikte yenilenme hızlarında ciddi azalmalar meydana gelmektedir. Bu bakımdan yaşlanmanın bugünkü bilgilerle önlenebilmesi mümkün değildir."
Kozmetik sonuçları yanıltıcı
Doç. Dr. Görenek, çeşitli vitamin kürleri, anti oksidanların kullanımı ve botoks gibi kozmetik müdahaleler ile yaşlanmanın görülen etkilerini azaltmaya çalışma işlemi olarak bilinen "Anti Ageing" teriminin gerçek anlamından farklı olarak kullanıldığına tanık olduklarını anlattı. Özellikle kozmetik alanında elde edilmiş gelişmelerle yılların insanın dış görünümünde neden olduğu bir takım izleri silebilmenin mümkün olduğunu ve bazı gıdaların bu konulardaki olumlu etkilerinin debilindiğine işaret eden Doç. Dr. Görenek, şöyle devam etti: "Ancak Anti Ageing'i, yaşlanmanın durdurulması ya da yavaşlatılması gibi algılamamak gerekir. Çünkü, kozmetik olarak bazı başarılar mümkünse de, hayati fonksiyonlarda yaşlanma ile oluşacak izleri yok etmek, geriye döndürmek mümkün değildir. Yaşlanmanın etkilerini azaltmaya yönelik uygulanan çeşitli vitamin kürleri, anti oksidanların kullanımı ve botoks gibi anti ageing müdahaleler sonuç vermez." Doç. Dr. Görenek, kişinin mümkün olduğunca sağlıklı bir şekilde yaşlanmasını bilmesi ve bu konuda elinden gelini bilimsel veriler ışığında yerine getirmesinin son derece önemli olduğunu belirterek, bunun temelinde de disiplinli bir hayatın yattığını kaydetti.
Uzman tavsiyeleri
Sigara içmeyen, düzenli spor yapan, dengeli beslenme programı uygulayan bir kişinin sağlıklı yaşlanma adına doğru yolda olduğunu belirten Doç. Dr. Görenek, şunları söyledi: "Özellikle 40 yaşından sonra hamur işlerinden, kırmızı etten, katı yağlardan, sakatatlardan, kuru yemişlerden uzak kalmak, bunu yerine salataya, meyve ve sebzeye ağırlık vermek, kırmızı et yerine beyaz eti tercih edip haftada en az 3 öğün balık tüketmek sağlıklı yaşlanma için son derece önemlidir. Ölümsüzlüğün iksiri ya da yaşlanmamanın formülü bulunabilmiş değildir. Tabi ki kozmetik yaklaşımlar ve Anti Ageing adı altındaki uygulamalar kişilere moral verebilen, yaşam gücünü arttıran uygulamalardır. Ancak, kişiler kırışıklıklarıyla uğraşırken en değerli organları olan kalbini unutmamalıdır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.