Yalandan medet umanlar

Millet bol bol dinsiz dünyanın koronavirüsle Müslümanlığa yöneldiği iddia edilen videolar paylaşmaya devam ediyor. Elbette kıyamet kopana kadar nasibi olanlar iman edeceği gibi cehennemi boylayanlar da olacaktır. 

Allah (c.c.) kendi çizdiği kaderi uygulamak için kudret sahibi olduğunu her an ispat edecektir. 

Bizim Allah'ın kudretine, sonsuz güç ve azametine asla şüphemiz yoktur. 

Şikâyetimiz yalancılardandır... 

İster sözde dindar ister dinsiz cenahtan olsun. Yalan herkesin ortak paydası olmuştur. Yalan en büyük sahtekârlıktır. 

Sözde dindarlar, Koronavirüs salgınından farklı dersler çıkararak yalan tiyatrosunda rol alıyorlar. Birkaç salonda birkaç sahne tiyatroyla güya onlar da farklı bir algı peşindeler. 

Herkes yalandan medet umar olmuş. Dünya bir yalana teslim olmuş! "Binmiş bir alamete gidiyoruz kıyamete…"

Özellikle Kur'an'ın ilk muhatabı olan müminler tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'ten sapmış güya yalanla dolanla milletin hidayetine vesile olmaya çalışıyorlar. 

Olmaz kardeşim! Allah sizden, dinine hizmet adına da olsa yalana başvurmanızı istemiyor.

Peygamber efendimizin şu hadisini görmez misiniz? 

"Ebu'd-Derda: Yâ Resûlallah! Mümin hırsızlık yapar mı? Resulullah: Evet bazen olabilir. Ebu'd-Derda: Peki, mümin zina edebilir mi? Resulullah: Ebu'd-Derda hoşlanmasa da "Evet!" Ebu'd-Derda: Peki, mümin yalan söyler mi? Resulullah: Yalanı ancak iman etmeyen kimse uydurur." (Kenzu'l-Ummal / Hadis numarası 8994).

Gâvur memleketlerinde minarelerden ezan okunmaya başlamış, millet İslam'a dönüyormuş(!) Falan yerde gâvurlar abdest alıyormuş, anlamasalar da namazı taklit ediyormuş. İslam inkişaf ediyormuş. Falan filan... Elbette ferdi uyanışlar olacak. Allah'ın kime nerede hidayet edeceği bilgimiz dışındadır. Ama bunu toplumsal olaylarmış gibi göstermeye çalışarak bir algı peşinde olmak yalandır, o da günahtır. 

Böyle saçmalık olur mu? Başımızın belası Dinlerarası Diyalog'un fitneleridir bunlar. Allah'ın dini bir bütündür. "Sözde Müslümanlar İslam oldu mu ki gâvurlar Müslüman olsun?" Bu bir algı operasyonudur. 

İşin aslı, Müslümanın yaşadığı olaylar karşısında örnek tavır sergilemesidir.

Sadece gözünüzün önünde gelişen olaylara objektif olarak baksanız biraz da aklınızı kullansanız yeter. Bunu sağlayıp sizi kendinizle yüzleşmeye davet ediyoruz. 

Bu makaleyi kaleme almamı gerektiren, ortalıkta gezen Türkçe alt yazılı Arapça bir videodur.

Birkaç arkadaş da bana bu videoyu attı. Mesajın altına da son dönemlerde moda beğeni işareti parmak işaretini(!) de eklemeyi unutmadan.

Arapça konuşan bir adam cemaate vaaz verir gibi alt yazılarda koronaya teşekkür ediyor. "Şükren ya korona" diye bağırıp çağırıyor: "Korona sayesinde diskotekler, pavyonlar kapanmış, zina edenler azalmış" Bunlara sebep olduğu için teşekkürler manasında "şükren ya korona" diye bağırıyor.

Evet doğrudur! Kalabalık her yer tedbiren kapandı. Ama göreceksiniz şu virüs bir geçsin iman ve amel noktasında herkes kaldığı yerden devam edecektir. Çünkü hidayet başka bir nasip işidir. 

Gayet yüksek perdeden yapılan bu vaazı benim saf Müslüman kardeşim de heyecanla paylaşıyor. Biz de olaya kendi penceremizden bakıyoruz ve diyoruz ki: 

Bırakın bu saçmalıkları da Koronavirüs vesilesiyle Allah Kâbe'sini, Hz. Muhammed'in ziyaretini Müslümanlara kapatmış. Kutsal mekânlara giriş çıkışı yasaklamış. Camiler kapatılmış. Onu görmüyorsunuz! Utanmadan koronaya teşekkür edip alınması gereken dersi kaçırıyorsunuz milletin gözünden.

Müslümanın tavrı bu değil. Doğru olan tavır: "Acaba ne günah işledik de Allah bizi böyle cezalandırdı deyip; Hz. Ali (a.s.)'ın tavsiyesi olan "Ya Rabbi başımıza gelen musibetlere sebep olan günahlarımızı affeyle" diyerek ağlayıp gözyaşı dökmeliyiz. Vesselam.