Toplumsal çöküntünün sebepleri arasında, yalancılık önemli bir yer teşkil eder. Yalancılık insanlar arasında büyük kusurlar, Allah katında da büyük günahlar arasında sayılmıştır. Yalan, insanoğlunun kalbi hastalıkları arasında sayılmış, fiile dönüştüğü halde etrafını yakıp kül eden, hem sahibini, hem muhataplarını, hem çevresini etkisi altına alan, yayıldığı oranda da tehlikeler saçan bir davranış biçimidir. Yüce Allah bu konuda biz kullarını uyarmıştır:"Kalplerinde münafıklıktan kaynaklanan bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını artırmıştır. Söyledikleri yalana karşılık da onlara elem dolu bir azap vardır."(Bakara Suresi; 10)"Ey iman edenler! Hak üzere durup adaleti yerine getirmeğe çalışan hâkimler ve Allah için doğru söyleyen şahitler olun. Velev ki, o şahitliğiniz nefisleriniz yahut ana babanızla yakın akrabanız aleyhine olsun. İster üzerine şahitlik yapılan kimseler zengin veya fakir bulunsun" (Nisa, 4/135)Yalancılık öyle bir hastalık ki tövbe edilmediği ve terk edilmediği taktirde bu hastalığa bulaşanların iflah olmayacağı da Yüce Kitabımızda haber verilmiştir:"?Şüphesiz Allah, aşırı giden, yalancılık eden kimseyi doğru yola eriştirmez."( Mü'min Suresi; 28)Yalan hakkında bir de hadisi şerif aktararak son sözlerimizi söyleyelim: "Yalan kötülüğe, kötülük Cehennem'e götürür. İnsan yalancılık yapa yapa, nihayet Allah katında yalancılardan yazılır" (Buharî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103-105)Yalancılığın maddi manevi tehlikelerini ve Allah katındaki sorumluluklarını bildiren ilahi buyruklardan bir demet sunduk. Yalanın, gerek ferdi gerekse de toplumsal zararlarının küçümsenmeyecek derecede olduğu bilindiği halde, tekrarlanmasının altında menfaat hesapları yatmaktadır. Bir de nefislere söz dinletememek, şeytanın tuzağına alet olmak vardır. Kişiler kendi menfaati uğruna başkalarının haklarına yalancılıkla tecavüz etmekte, haksızlıklara haksızlık katmaktadırlar. Yalan, son devrin en korkunç silahı konumuna gelmiş, bu sayede nice yuvalar yıkılmakta, nice ocaklar sönmekte, kişilik haklarına dokunulmakta, dolayısıyla da toplumsal sıkıntılara sebebiyet vermektedir.Birde yalan, basın yayın yoluyla yaygın ve hakim hale gelirse, o toplumdan hayır beklemek yanlış olur. Burada yapılacak şey; kimin yalan, kimin doğru söylediğini, yazdığını, iyice araştırıp; zanla konuşup, zanla yazanlara tepki koymak gerekmektedir.Yoksa da yalanın şerrinden herkes payına düşeni alır ve huzurdan uzak bir hayat sürer!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025