İsrail'in, bir ay boyunca Lübnan'da Filistin'de katliamlar yapmasından, köprüleri, hastahaneleri havaya uçurmasından, yaşamak için en zaruri ihtiyaç olan su depolarını ve yollarını bombalamasından hemen sonra Dışişleri Bakanı sayın Abdullah Gül'ün İsrail'i ziyareti ve kaçırılan askerlerin ailelerini bulup ziyaret etmesi, onların ifadesi ile tam anlamıyla Yahudilere bir jesttir. Peki, katliamcı İsrail'e jest olan bir davranış, katliama maruz kalan ve binlerce ferdini kaybeden Müslümanlara rest değil midir?Son bir ay içinde Filistin'de ve Lübnan'da yaklaşık iki bin beş yüz Müslümanı katleden İsrail'i, daha ellerindeki kanlar kurumadan ziyaret etmek ve 'kayıp çocuklarınızı bulmak için her şeyi yapacağız' demek, katilin sırtını sıvazlamak, başını okşamak değil midir?Devam et, iyi gidiyorsun, doğru yoldasın, isabetli atışlar yapıyorsun demek değil midir? Katillere jest yaparken aynı zamanda maktullere ve acılı ailelerine rest çekmiş olmuyor musunuz?Hem sonra, sırtını sıvazladığınız İsrail'in de içinde bulunduğu hainler ve caniler şebekesi tarafından şehit edilen Mehmetçiğimizin, polisimizin kaçının evine gittiniz, acılı ailelerini teselli ettiniz, ıstıraplarını bir nebze dindirmek için yardım sözü verdiniz?Gülen yüzünüz bir sefer de Müslüman Türk milletine gülse ne olur?Dört seneden beri, ne zaman gülerken gördü isek, yüzünde güller açtığına şahit oldu isek, beraberinde ya Colin Powel'i gördük, ya Gondi'yi gördük ya da İsrail'in bayan bakanını gördük.Kimin bakanısınız, kimlerin hangi işlerine bakıyorsunuz türünden sorular üşüşmeye başladı kafalarımıza.İsrail elli seneden beri yaptığı gibi, sivil insanları, parkta oynayan çocukları, piknik yapan aileleri bombalamış, yakmış yıkmış ve bunun ardından üç askeri kaçırılmış, üstelik bunu bahane ederek binlerce daha çoluğu-çocuğu katletmiş, şehirleri yerle bir etmiş. Siz gidiyorsunuz bütün bu cürümlerin ve cinayetlerin failinin sırtını sıvazlıyorsunuz. Jest yapmak gibi bir maharetiniz, bir alışkanlığınız varsa, bakanlığını yaptığınız ülkenin insanlarına yapın biraz. Hayır jest yapmayın, milletinizin hakkını, hukukunu layıkıyla savunun yeter.İşte sırtını sıvazladığınız ülkenin son bir aylık günah galerisi: "Ateşkes kararı ile birlikte bölgeye 'huzur geleceği' hesapları hiç de inandırıcı değildir. Savaşın başından sonuna, hatta ateşkesteki gelişmelere kadar 'kontrol' Israil- ABD ikilisinde idi. İsrail, 33 günde Lübnan'da binlerce insanı katlederken, 7 bin konut, 145 köprü, 900 fabrika ve çiftlik, 23 petrol istasyonu ve 29 altyapı tesisini yıktı, 630 km yolu da kullanılamaz hale getirdi.Savaşı, ABD ile birlikte önceden tasarlayan İsrail'in amacı Lübnan'ı, Suriye ve İran'dan ayırmaktı.Muhtemel 'büyük savaşta', İsrail'e saldıracak olan Hizbullah devreden çıkarılmak isteniyordu.15 bin civarı asker, şimdi Lübnan'ın güneyinde Hizbullah'ın bulunduğu noktaya konuşlanacak" (Nevval Kavcar, www.Kuvvai Milliye.net)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025