Yahudi fanatizmi ve İsrail (8) / Yazı dizisi...

SELANİK ZİYARETÇİSİMustafa Kemal gizli yollardan Selanik'e gelir. İttihatçılarla görüşerek kendi fikirlerini anlatır. Vatan toprakları Balkanlarda Selanik ve Makedonya'yı içine alan, Şam'ın güneyinden İran sınırına düz bir hatla belirlenen Ege adalarını kapsayan doğuda İran sınırından, Kars, Ardahan, Batum'u (Poti Ovası ve Ahıl Kelek dahil) olması gerektiğinin altını çizer. Bu düşünceler daha sonraları Misak-ı Milli sınırları dahilinde kalan Türk Milliyetçiliğini temel alan bu günkü üniter yapılamanın aslında Mustafa Kemal Atatürk tarafından daha o zamanlardan planlandığının en açık ifadesi olsa gerek. M. Kemal Atatürk Cumhuriyet temeline dayalı Milli Devletin sınırları o gün işte böyle çizmektedir. Ama İttihatçılar M. Kemal'in bu ziyaretinden hiç hoşlanmamışlardır. Böylece önerilerine muhatap ve taraftar bulamayan Mustafa Kemal geldiği yoldan gizlice Şam'a döner.İkinci kere meşrutiyetSelanik'te ipler elden kaçmıştır artık, her gün nümayiş, her an tedhiş, hiç bitmeyen kaos ve kargaşa. Makedonya dağlarında çetecilik yapan üniformalı Osmanlı zabitleri. Öldürülen aracı paşalar. Ordu içerisinde Alaylı-Mektepli çekişmesi. Abdülhamit daha fazla direnemez 1908 yılında Meşruti yönetim ilan edilir. İpler artık İttihatçı kadronun eline geçmiştir. Önce bütün asiler affedilir. Meclis yeniden açılır. Açılan yeni Mecliste her türden, her cinsten insan vardır. Osmanlı Mebusan Meclisinde şimdi Gayri Müslimler çoğunluktadır. Yeni Meclis Abdülhamit'in; vatanın dağılmasını önlemeye dönük koyduğu bütün yasaları iptal eder. Kiliseler yasası çıkarılır. Özerk ve dokunulmaz kiliseler bir anda cephaneliğe döner. Vatan dahilinde 66 Ermeni kilisesi, Hınçak ve Taşnak partilerinin silah ve mühimmat deposuna döner. Abdülhamit'in kiliseler arasına soktuğu nifak ortadan kalkar. İttihatçılar iyi niyetle sırf, "Demokrasi ve insan Hakları" derken Bulgar, Sırp, Ermeni, Rum, Romen ve diğer kiliselerin bir blok olarak birleşmesine zemin hazırladıklarını ve başlarına geleceği nereden bileceklerdi ki?Abdülhamit Çiftlikleri devletleştirilerek mülkleri Ziraat Vekaleti uhdesine geçirilmiş. Yabancıların devletin neresinden olursa olsun taşınmaz mal alması yeniden serbest bırakılmış. Abdülhamit'in kurduğu İstihbarat ağı çökertilmiş ve böylece yabancı ajanlar alabildiğine hareket serbestisine sahip olmuşlardır.Devlet vatanını kurtarmaya talip vatanseverler eliyle önlenemez  bir felakete doğru hızla sürüklenmeye başlamıştır.Vakayı Hayriyeİttihatçı kadro bir türlü istikrarı sağlayamıyor ve bunda da suçu halen iktidarda olan Abdülhamit Hana atıyorlardı. Bilinen bir gerçek vardı ki o da; devlet yönetmek nutuk atmaya ya da dağa çıkmaya pek benzememekte olduğuydu! İttihatçıların Selanik'te ki hesapları İstanbul'a uymamıştı.Bu arada alabildiğine özgürlük birilerini oldukça rahatsız etmektedir. Bu rahatsızlık duyan odaklar genellikle din ve ahlakın elden gitmekte olduğunu, bu durumun İslam'ın sonu olacağını bu duruma daha fazla katlanmanın mümkün olamayacağı fikri etrafında birleşiyorlardı.Derviş Vahdet'te bunlardan birisidir. Aslında Derviş Vahdet'in "Hizbi Vahdet"i; İttihatçıların Başarısızlıklarının sebebi olarak gördükleri Abdülhamit'i alaşağı etmek için bulunmaz bir fırsat olacaktır. Hizbi Vahdetin ateşli taraftarlarından birisi vardır ki;Osmanlının çöküş döneminde her taşın altından çıkmakla ünlenmiştir. Bu kişi kendiside ateşli bir İttihatçı olan ve Abdülhamit'in al aşağı edilmesini savunan Saidi Kürd-i  ya da bildiğmiz adıyla "Said-i Nursi"den başkası değildir. Said-i Nursi; Hizbi Vahdetin yayın Organı Volkan gazetesine de Abdülhamit aleyhinde ateşli yazılar yazmaktadır.İttihatçıların oldu bittisi ile ilan edilen Meşrutiyetin üstünden henüz bir yıl dahi geçmemişti ki, alışılmadık bu idari yapıya karşı küçük çaplı isyanlar başlamıştı bile. Bu isyanlar hicri takvimle 31 Mart 1329'da Derviş Vahdet'in başını çektiği "Hizbi Vahdet Cemiyeti"nin İstanbul'un her tarafından Bab-ı Ali'ye doğru yürüyüşe geçmesiyle doruğa tırmanacaktır. Der Saadet'te başlayan bu isyanı bastırmak için Selanik'te bulunan ordu harekete geçer. Ordu Makedonya ve Balkan dağlarında bulunan asilerin de katılımıyla yarı resmi, yarı milis bir özellik alır. Ordu komutanlığına "Mahmut Şevket Paşa" atanır.Harekat Ordusu Kurmay Başkanlığına ise, orduya Tekirdağ'da (Çorlu) katılan ve dağlardan yeni inen Binbaşı Enver Bey atanacaktır. Hizb-i Vahdet isyanı giderek yayılmaktadır. Abdülhamit'in bulunduğu Yıldız Sarayı bile tehdit altındadır. İsyanın bilançosu çok ağır olmuştur. Yüzlerce ölü ve yaralı vardır. Harekat Ordusu İstanbul'a ulaşır. Tarihe irticai bir hareket olarak geçen Derviş Vahdet isyanı çok kanlı bir biçimde bastırılır. Harekat ordusu saflarına katılan dört bin civarındaki, Sırp, Hırvat, Rum, Ermeni ve başka kökenden gayrimüslim adeta intikam alır Müslüman halktan! On dokuz bin Müslüman İstanbullu can verecektir bu olaylarda. İsyan bastırılmış ve harekat ordusu duruma el koymuştur. Artık ipler tamamen İttihatçı kadronun eline geçmiştir.Hizb-i Vahdet isyanı Abdülhamit'in sonu olur. İttihatçılar padişahı Selanik'teki "Alatini Köşkü"nde zorunlu ikamete tabi tutacaklardır.Hayır bunun neresindeTarihçiler bu olaya yani 31 Mart Hizb-i Vahdet isyanına; Vaka-i Hayriye (Hayırlı Olay) diyorlar. Bu olaylardan sonraki gelişime baktığımızda 31 Mart'ın aslında hayır değil bal gibi şer olduğu gerçeğiyle karşılaşırız. Bu yönüyle bakıldığında; Hizb-i Vahdet olayı (Vaka-i Hayriye) aslında İttihatçılarca hazırlanmış bir provokasyondur düşüncesi ağır basıyor!Olaylar bundan sonra çok çabuk gelişecektir. İttihatçılar iktidar paylaşımında birbirlerine düşerler. Dışarıdan da destek bulan  planlı programlı bir dizi olay sonunda Sadaret Makamı (Başbakanlık) basılacak ve Yüzbaşı Yakup Cemil belindeki beylik tabancasını çekip; "Ulan burada Talat'ı Sadrazam, Enver'i Ordu Komutanı, Cemali Nazır yapmayanın"? diye küfürler savuracaktır! Bağıracaktır ve sonrasında da Sadrazam Nazım Paşayı (Üstat Mason) vurarak öldürecektir.

Yahudi fanatizmi ve İsrail (1) http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?sayfa=yazarlar&haberno=9997&tarih=2006-01-03Yahudi fanatizmi ve İsrail (2) http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?sayfa=yazarlar&haberno=10002&tarih=2006-01-04Yahudi fanatizmi ve İsrail (3) http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?sayfa=yazarlar&haberno=10011&tarih=2006-01-05Yahudi fanatizmi ve İsrail (4) http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?sayfa=yazarlar&haberno=10016&tarih=2006-01-06Yahudi fanatizmi ve İsrail (5) http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?sayfa=yazarlar&haberno=10025&tarih=2006-01-07Yahudi fanatizmi ve İsrail (6) http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?sayfa=yazarlar&haberno=10031&tarih=2006-01-08Yahudi fanatizmi ve İsrail (7) http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?sayfa=yazarlar&haberno=10035&tarih=2006-01-09