Yabancı para büyütmez

'TÜİK, 2019 yılının 2. çeyrek büyüme oranlarını açıkladı. GSYİH, 2. çeyrekte zincirlenmiş hacim endeksi olarak (2009=100) önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1.5 düştü. GSYİH'yı oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2019 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; tarım sektörü toplam katma değeri yüzde 3.4 arttı, sanayi sektörü yüzde 2.7 ve inşaat sektörü yüzde 12.7 azaldı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri yüzde 0.3 azaldı.

Yerleşik hane halklarının ve hane halkına hizmet eden kar amacı olmayan kuruluşların (HHKOK) toplam nihai tüketim harcamaları, 2019 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 1.1 azaldı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 3.3 artarken gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüzde 22.8 azaldı.

Son 4 çeyrek GSYİH, dolar bazında 31 milyar dolar eksilerek 722 milyar 179 milyon dolara düşerken, kişi başı milli gelir 825 dolar eksilerek 8 bin 807 dolara inmiştir. Anlaşılan daha en kötü geride kalmamış.

Kamu harcamaların (3.3) ve mevsim etkisiyle tarımın (3.4) desteği, çöküşü durduramamış. GSYİH'ya yüzde 15 katkı sağlayan makine ve teçhizat yatırımların yüzde (-22,8) küçülmesi, 10 çeyrektir küçülen imalat sanayinin son çeyrekte (-3,3) küçülmesi, inşaat sektörünün (-12,7), hizmet sektörünün (-0,3) daralması isyan ettirirken, ekonomi yönetimi başarıdan söz ediyor. Yatırımların 2009 seviyesine gerilemesi, sürünmeye devam ettiğimizin başka bir göstergesi olarak kayda geçti.

Hasbelkader iyi çıkan herhangi bir veriyi alelacele mümkünse gününden önce açıklayan iktidar, Nisan-Haziran dönemi büyüme verilerini 2 ay gecikmeli olarak açıkladı.

Üretim sanayisine sırt dönmüş AK Parti'nin, kredi faizleri yüzde 21-23'lerde seyrederken, kamu bankaları üzerinden yüzde 0.99 sübvansiyonlu faizli konut kredileriyle betona para aktarması da ekonomiyi kurtarmıyor. Özel tüketimde cılız kıpırdamalar, daralan iç pazar, düşen kârlılıklar, tünelin karanlığında olduğumuzun delili.

2001 krizinden IMF'nin desteği, 2009 krizinden ise FED'in parasal genişleme operasyonuyla çıkan ekonominin, V veya U şeklinde krizden çıkamayacağı L şeklinde uzun süreceği iş çevrelerinde telaffuz edilmektedir.

IMF Direktörü Kemal Derviş düzeninin çökertme seansları devam ederken, NATO'ya ve ABD'ye sadakatimizi yeniden ilan eden iktidarın yapacak bir hünerinin olmadığı hala belli olmadı mı?

Cirolar düşmüş, parasızlık had safhada, kredi zorda, faiz zirvede, kur kıpırdamakta, kârlılık dipteyken, iş kurma ve yatırımların durmasından, işsizliğin yükselmesinden doğal ne olabilir? 

18 yılda dış ticarette1 trilyon 69 milyon dolar kaybeden iktidar, borç ve sermayedar arayarak yola devam etmek arayışında. Daha fazla borcun faiz ve mahkûmiyete, yabancı sermayedarın kaz gibi yolunmaya sebep olduğu bu düzeni sorgulamayan seçmen de sorgulanmalıdır.

Eksi faiz stokunun 19 trilyon dolara ulaştığı finans piyasalarında Eurobond faizlerimiz, dolar bazında yüzde 10-12'lere çıkmışken, FED para basacak da bize kredi verecek de, et ve ot ithal ederek yaşam süreceğiz, öyle mi? Eyvah ki eyvah... Varlık satışı ve borçlanma yoluyla şişirilen balonun havası boşalırken irtifa kaybetmeye devam ediyoruz. Yere çakılma an meselesi.

İyileşme emareleri yok. Nasıl olsun ki? Neoliberalizmin en vahşisini tatbik eden iktidar cehalet, bilgisizlik ve kibrin zirvesini yaşıyor. İcazeti okyanusun ötesinden alanların, milli ekonomi politikaları dizayn edeceğini bekleyenler, çoook bekler...

Ticaretimizi ve üretimimizi kendi milli paramızla yapmalıyız. Lakin yabancı parayı içeri alıp her şeyi ele geçirmesini, bir hikmeti var diyerek sorgulamıyoruz da.