Amerikan yönetimi sanki Irak'tan çıkmış ya da çıkabilecekmiş gibi İran'a girmeyi planlamakta. İran'a sızan askeri istihbarat ajanları ve sivil casuslar İran'ın nükleer ve stratejik silahları konusunda bilgi topluyorlar.
İran'a gizli yollardan giren ve uzun süredir çalışma yapan Amerikalılar bulundukları bölgelerde askeri üslerin ve silah tesislerini tarıyorlar.
Amerikan Şahinleri Afganistan ve Irak'tan sonra sıranın Suriye ve İran'a geleceğini her defasında söylemekteydiler.
Peki Amerikan yönetimi İran'a bir savaş açabilecek mi ya da açabilir mi?
Bunun kolay olmayacagını söyleyebiliriz.
Istihbarat çalişmalari dogru olabilir ama Iran'a savaş açmak gibi bir durumun bedeli Amerika için çok agır olacak.
Iran Irak'a benzemiyor. Sosyo kültürel yapı ve askeri konuşlanma açısından İran'ın Irak'tan daha sağlam bir duruş göstereceği malum.
Saddam yönetimindeki Irak ile mollaların ağırlıkta olduğu İran'ın Amerika'ya karşı tepkisi özellikle askeri yönden farkli olacaktir.
Irak işgal edilene kadar Irak'ın askeri yapısında bile Amerikan ağırlığı bulunuyordu.
"Amerika'nın adamı" olarak lanse edilen Saddam'a ağır eleştiriler bile getirilmişti. Baba Bush ve ekibi ile sıcak bir diyalog kuran Saddam'ın Irak'ında resmi kurumlar ve ticari oluşumlarda Amerika'nın tesiri vardı.
İran'da ise Şah'ın devrilmesinden sonra Amerika'nın bir ağırlığı kalmadı.
İranlı mollalar kendi ülkelerini sosyal ve kültürel açıdan Amerika'dan uzak tuttular.
"Büyük Şeytan" olarak tanımlanan Amerika'nın şeytanlıklarından uzak durulmaya çalışıldı.
1980'lerde İran-Irak Savaşı ile başlayan Irak-Amerikan yakınlığı Körfez Savaşı ve son olarak işgal süreci ile nihayetlendirildi.
İran ise böyle bir yakınlaşmanın yanından dahi geçmedi.
Bu açıdan İran Amerika için hem bir kilit hem de bir kapalı kutu.
Şimdi İran bu kapalı kutunun içini yokluyor ve askeri bir operasyon planlamayı Şahin kanatla ifade ediyor.
Bağdat'ın kimyasal silah kullanması bile Tahran'ı durduramadı.İran'ın Irak kadar kolay bir lokma olmayacak.
İran'a gizli yollardan giren ve uzun süredir çalışma yapan Amerikalılar bulundukları bölgelerde askeri üslerin ve silah tesislerini tarıyorlar.
Amerikan Şahinleri Afganistan ve Irak'tan sonra sıranın Suriye ve İran'a geleceğini her defasında söylemekteydiler.
Peki Amerikan yönetimi İran'a bir savaş açabilecek mi ya da açabilir mi?
Bunun kolay olmayacagını söyleyebiliriz.
Istihbarat çalişmalari dogru olabilir ama Iran'a savaş açmak gibi bir durumun bedeli Amerika için çok agır olacak.
Iran Irak'a benzemiyor. Sosyo kültürel yapı ve askeri konuşlanma açısından İran'ın Irak'tan daha sağlam bir duruş göstereceği malum.
Saddam yönetimindeki Irak ile mollaların ağırlıkta olduğu İran'ın Amerika'ya karşı tepkisi özellikle askeri yönden farkli olacaktir.
Irak işgal edilene kadar Irak'ın askeri yapısında bile Amerikan ağırlığı bulunuyordu.
"Amerika'nın adamı" olarak lanse edilen Saddam'a ağır eleştiriler bile getirilmişti. Baba Bush ve ekibi ile sıcak bir diyalog kuran Saddam'ın Irak'ında resmi kurumlar ve ticari oluşumlarda Amerika'nın tesiri vardı.
İran'da ise Şah'ın devrilmesinden sonra Amerika'nın bir ağırlığı kalmadı.
İranlı mollalar kendi ülkelerini sosyal ve kültürel açıdan Amerika'dan uzak tuttular.
"Büyük Şeytan" olarak tanımlanan Amerika'nın şeytanlıklarından uzak durulmaya çalışıldı.
1980'lerde İran-Irak Savaşı ile başlayan Irak-Amerikan yakınlığı Körfez Savaşı ve son olarak işgal süreci ile nihayetlendirildi.
İran ise böyle bir yakınlaşmanın yanından dahi geçmedi.
Bu açıdan İran Amerika için hem bir kilit hem de bir kapalı kutu.
Şimdi İran bu kapalı kutunun içini yokluyor ve askeri bir operasyon planlamayı Şahin kanatla ifade ediyor.
Bağdat'ın kimyasal silah kullanması bile Tahran'ı durduramadı.İran'ın Irak kadar kolay bir lokma olmayacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005