Eğitimde ortaokul sonrası uygulanacak sistem hakkında ufak tefek bilgiler gelmeye başladı. Tabi TEOG'u hemen unuttuk. TEOG'a ne olmuştu? 'Vurun kahpeye' isimli filmi hatırlarsınız. O filmdeki başrol karakterini şimdilerde TEOG canlandırıyor. Soruyorum; TEOG mu suçlu?
2013 yılıydı. Milli Eğitim Bakanlığı daha doğrusu hükümet, bilmem kaçıncı kez değiştirdikleri eğitim sistemini keskin cümlelerle eleştiriyor ve uygulamaya koyacakları, adına TEOG denilecek yeni sistemi öve öve bitiremiyorlardı. Bu yeni sistemle ortaokulu bitiren öğrenciler yeteneklerine, alanlarına, kabiliyetlerine göre liselere yönlendirilecekti. Öyle diyorlardı!
Ve TEOG uygulamaya konuldu. 4 yıl bu sistem uygulandı. Milyonlarca öğrenci, milyarlarca para harcayarak bu sistemde başarılı olmak için yarıştılar. Sonuç ne oldu, diye sorarsanız, cevabı Sayın Cumhurbaşkanı'ndan aktarayım;
"Sadece stres, stres, stres... Masraf, masraf, masraf... O sistem, paraların genelde o namussuzlara akmasını sağlıyordu."
Pardon! Bu sistem kimin eseriydi, diye soran velilerimiz var mı aranızda?
Ortada stres var. Masraf var. Bu stresi yaşamaya mahkum edilen milyonlarca evladımız var. Bu masrafları karşılamak için yemeyen, içmeyen anne-babalar var. Ve de bu paraları kasalayan, Cumhurbaşkanı'nın ifadesiyle, çoğu namussuz, olanlar var.
Sahi kim o namussuzlar? Yoksa Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın okuduğu, Melih Gökçek'in oğullarının ve de şuan aktif AKP'li birçok ünlü ismin çocuklarını gönderdiği okul, dershane sahipleri mi?
Başbakan Binali Yıldırım'ın daha geçen hafta yaptığı açıklama ise düşünebilenler için iktidar kim, muhalefet kim? Yoksa iktidar, bir önceki dönemine muhalefet mi yapıyor, sorusunu sordurur cinstendi.
Başbakan; "AK Parti iktidarı olarak vatandaşımızın, gençlerimizin aleyhine olacak hiçbir işin içinde olmadık. Velilerimizin bütçelerini zorlayan, öğrencilerimizi yarış atına çeviren anlamsız sınav sisteminin yürütülmesini uygun görmüyoruz. Ailelerimiz ve çocuklarımız rahat olsun" dedi.
Sayın Başbakanım, Cumhurbaşkanı; "Sadece stres, stres, stres... Masraf, masraf, masraf..." diyor, siz gençlerimizin aleyhine olacak, ailelerin bütçelerini zorlayacak hiçbir işin içinde olmayız, diyorsunuz. Bu millet kime inansın?
Sonra Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki; "Ben o açıklamayı yapmasaydım TEOG hala ülkenin gündeminde olacaktı. Sonra, baktım ki bu işe yeterince kulak asılmıyor?" cümlesini çok iyi düşünmek lazım.
Tabi Cumhurbaşkanı, Başbakan eğitim sistemi hakkında konuşunca Milli Eğitim Bakanı'nın da bir şeyler söylemesi lazım. Sayın Bakanın ilk açıklamaları TEOG karalamasıyla başladı ve kullandığı sözler suçlayıcıydı. Haliyle kendinden önceki Milli Eğitim Bakanını bayağı üzdü.
Son yaptığı açıklamalar ise Milli Eğitim Bakanının gazete okumadığı en azından TÜİK verilerine bakmadığının bir ispatıydı.
Sayın Bakan, "Türkiye milli geliriyle dünyada 16. sırada" diyor. Oysa 18. sıraya düştük.
Sayın Bakan, "Bizim doğalgazımız, petrolümüz, elmas madenimiz yok" diyor. Oysa bilimsel olarak da ispatlandı ki, Türkiye'nin 3 katrilyon dolarlık maden rezervi var.
Sayın Bakan diyor ki, "Ama elmastan değerli eğitimimiz var" nasıl yani?
Sayın Bakan diyor ki, "Milli geliri arttırdık. Bunu eğitime borçluyuz" ne alaka canım!
Yani? Yanisi yok. Tablo ortada. Vekalet verdiklerini sorgulamayan bir millet. Her alanda deneme yanılma yöntemiyle devleti yöneten bir iktidar. Getirilecek sistem tutmasa ki tutmayacak yine aynı cümleleri dinleyeceğiz.
Sahi TEOG'u kim getirmişti?
2013 yılıydı. Milli Eğitim Bakanlığı daha doğrusu hükümet, bilmem kaçıncı kez değiştirdikleri eğitim sistemini keskin cümlelerle eleştiriyor ve uygulamaya koyacakları, adına TEOG denilecek yeni sistemi öve öve bitiremiyorlardı. Bu yeni sistemle ortaokulu bitiren öğrenciler yeteneklerine, alanlarına, kabiliyetlerine göre liselere yönlendirilecekti. Öyle diyorlardı!
Ve TEOG uygulamaya konuldu. 4 yıl bu sistem uygulandı. Milyonlarca öğrenci, milyarlarca para harcayarak bu sistemde başarılı olmak için yarıştılar. Sonuç ne oldu, diye sorarsanız, cevabı Sayın Cumhurbaşkanı'ndan aktarayım;
"Sadece stres, stres, stres... Masraf, masraf, masraf... O sistem, paraların genelde o namussuzlara akmasını sağlıyordu."
Pardon! Bu sistem kimin eseriydi, diye soran velilerimiz var mı aranızda?
Ortada stres var. Masraf var. Bu stresi yaşamaya mahkum edilen milyonlarca evladımız var. Bu masrafları karşılamak için yemeyen, içmeyen anne-babalar var. Ve de bu paraları kasalayan, Cumhurbaşkanı'nın ifadesiyle, çoğu namussuz, olanlar var.
Sahi kim o namussuzlar? Yoksa Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın okuduğu, Melih Gökçek'in oğullarının ve de şuan aktif AKP'li birçok ünlü ismin çocuklarını gönderdiği okul, dershane sahipleri mi?
Başbakan Binali Yıldırım'ın daha geçen hafta yaptığı açıklama ise düşünebilenler için iktidar kim, muhalefet kim? Yoksa iktidar, bir önceki dönemine muhalefet mi yapıyor, sorusunu sordurur cinstendi.
Başbakan; "AK Parti iktidarı olarak vatandaşımızın, gençlerimizin aleyhine olacak hiçbir işin içinde olmadık. Velilerimizin bütçelerini zorlayan, öğrencilerimizi yarış atına çeviren anlamsız sınav sisteminin yürütülmesini uygun görmüyoruz. Ailelerimiz ve çocuklarımız rahat olsun" dedi.
Sayın Başbakanım, Cumhurbaşkanı; "Sadece stres, stres, stres... Masraf, masraf, masraf..." diyor, siz gençlerimizin aleyhine olacak, ailelerin bütçelerini zorlayacak hiçbir işin içinde olmayız, diyorsunuz. Bu millet kime inansın?
Sonra Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki; "Ben o açıklamayı yapmasaydım TEOG hala ülkenin gündeminde olacaktı. Sonra, baktım ki bu işe yeterince kulak asılmıyor?" cümlesini çok iyi düşünmek lazım.
Tabi Cumhurbaşkanı, Başbakan eğitim sistemi hakkında konuşunca Milli Eğitim Bakanı'nın da bir şeyler söylemesi lazım. Sayın Bakanın ilk açıklamaları TEOG karalamasıyla başladı ve kullandığı sözler suçlayıcıydı. Haliyle kendinden önceki Milli Eğitim Bakanını bayağı üzdü.
Son yaptığı açıklamalar ise Milli Eğitim Bakanının gazete okumadığı en azından TÜİK verilerine bakmadığının bir ispatıydı.
Sayın Bakan, "Türkiye milli geliriyle dünyada 16. sırada" diyor. Oysa 18. sıraya düştük.
Sayın Bakan, "Bizim doğalgazımız, petrolümüz, elmas madenimiz yok" diyor. Oysa bilimsel olarak da ispatlandı ki, Türkiye'nin 3 katrilyon dolarlık maden rezervi var.
Sayın Bakan diyor ki, "Ama elmastan değerli eğitimimiz var" nasıl yani?
Sayın Bakan diyor ki, "Milli geliri arttırdık. Bunu eğitime borçluyuz" ne alaka canım!
Yani? Yanisi yok. Tablo ortada. Vekalet verdiklerini sorgulamayan bir millet. Her alanda deneme yanılma yöntemiyle devleti yöneten bir iktidar. Getirilecek sistem tutmasa ki tutmayacak yine aynı cümleleri dinleyeceğiz.
Sahi TEOG'u kim getirmişti?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025