Vay be! Pers Charths da Mevlana aşığı imiş

Meğer ne çok aşığı varmış Mevlana'nın.Allah'ı inkar eden mi istersiniz,Peygambere "terörist" diyen mi istersiniz.İslam çağın gerisindedir diyen mi istersiniz?Meğer ne çok hayranı varmış Hz. Mevlana'nın.Dahası;Hz. Mevlana'yı Mevlana yapan tasavvufa ve onu kurumsal ve kavramsal manada her şeyine olmadık hakaretler yapanlar meğer ölesiye Mevlana hayranı imiş.Bu kervana en son Prens Charths da katıldı.Medyaya göre hayli yüksekmiş prensin Mevlana aşkı.Kaç megapiksel, kaç promil olduğunu biz bilemeyiz.Yada rihter ölçeğine göre aşk-ı Mevlana'sı ne kadardır ölçemeyiz prens beyin.Ama bildiğimiz bir şey var.Mevlana'nın kabr-i şerifinin bulunduğu Konya'dan tahminen bin kilometre öteye, Irak tarafına gittiğinizde Mevlana aşığı -yalanın sarmaşığı- prens beyin ülkesinin orduları, Mevlana'nın hocası mesabesinde yüzlerce mübarek zatın kabr-i şeriflerini yerle bir ettiklerini biliyoruz.  Herkse biliyor ki;Irak'ta işgalci ABD askerlerinden sonra en çok prens beyin ülkesinin askerleri var.Hicaz bölgesinde roller değişti.Osmanlı'nın son dönelerinde bölge, İngiliz öncülüğünde güçler tarafından parsellendi.Şimdi aynı iş ABD öncülüğünde güçler tarafından yapılıyor.Müslüman halkı bu işgal karşısında teskin etme görevi de aynı kuşağın mübarek zatlarına kaldı.Senaryo çok eski.Sizce de ilginç değil mi; Irak'a demokrasi(!) getiren ülkelerin çoğu demokrat değil.Mesela; İngiltere'de demokrasi yok, krallık var.Ya Belçika da?Var mı demokrasi?Yooo!Orası da krallık.Ya İspanya?O da krallık.Ve diğerleri.Hem de bu ülkelerden bir kısmını -yanılmıyorsam- kralın avrat türü yönetiyor.KRAL ÖLDÜ YAŞASIN KRALİÇE.  Dönelim prensin Mevlana aşkına.Evet ey kıymetli okuyan,2003 yılından bu tarafa Irak'ta sayıları yüzlerle, hatta binlerle ifade edilen;peygamber kabri,ashab kabri,ehl-i beyt kabri,evliya kabri?Yerle bir edildi.Binlerce külliye,Medrese,İmaret,Camii,Tarihi eser yok edildi.Velayet yolunun şahı, Abdulkadir Geylanî hazretlerinin kabri yerle bir.Mezhep imamımız İmam-Azam Ebu Hanife'nin kabri yerle bir.Ve daha niceleri.Kim yerle bir etti?Mevlana aşığı prens beyin ülkesinin askerleri.Ölüye bu kini kusanlar, ya diriye neyi reva gördüler?Balta girmemiş ormanlarda yaşamını sürdüren en vahşi hayvanın bile hem cinsine yapamayacağını reva gördüler Iraklı Müslüman'a.Bütün dünyanın sessizliğe büründüğü bu vahşet durumundan en fazla rahatsız olması gereken Müslüman-Türk milletinden de tık yok. Çünkü kanaat önderleri(!) bu vahşetin planlayıcısı ve öncü uygulayıcısı olan ülkede mukim da ondan sessizler.Prens önce Müslümanların bir ölü büyüğünü ziyaret etti.Merhum Mevlana'ya uğradı, ardından diri papaza koştu.En iyi Müslüman ölü Müslüman'dır ya, ondan olsa gerek.E canım altı-üstü prens, Irak'taki İngiliz vahşeti karşısında ne yapabilir, elinden ne gelir diye düşünen olabilir.Tıpkı bir mübarek yayınevinin; "Irak vahşeti sadece çılgın Bush'un işidir sakın onu Hıristiyan dünyaya mal etmeyin" muhtevalı kitap yayımlamaya kendi mecbur(!) hissetmesi gibi.Ben okudum sözkonusu kitabı.Kitap baştan sona Müslümanları, aman ha, sakın Irak vahşetini papazlara yüklemeyin fikrini telkin ediyor. Biçare prens şunları yapabilirdi Irak vahşetini protesto(!) niyetine.Kraliyet sarayında sabah kahvaltısına gitmeyebilirdi.Yemek esnasında ayağını hızlı hızlı yere vurabilirdi.Yemek sonunda "amen" demeyebilirdi.Hani şu Türk filmlerinde olduğu gibi, yemeğin tam da ortacığında sofradan ani bir kalkışla koşa koşa merdivenleri çıkıp kendini odaya kilitleyebilirdi.Uşaklardan birinin üzerine çorba kasesini boşaltabilirdi.Törenlere katılmayabilirdi.Bakın işte, saray kültürüne tamamen yabancı biri olarak neleri sıraladım.Prens'ciğim Irak vahşetini protesto için bütün bunları yapabilirdi.Protesto yapamadı, komposto yapabilirdi.Medyamız da çok kırıldı bu ara.Neye? Prens beyi akademisyenler değil ortaöğretim talebeleri dinlemeye gitmiş.Mutlaka "çok özel" okullardandır o dinleyiciler.