Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yaklaşan seçim stresine şimdiden girmiş olacak ki, gelişmeler karşısında beklenmedik tepkiler veriyor.Öyle ki, Son MGK toplantısında "PKK'nın Kuzey Irak'taki faaliyetleri, sınırdaki hareketleri, Kuzey Irak'tan gördüğü yardım ve desteğe ilişkin video görüntülerinin de yer aldığı bir brifingin" yer alacağı haberlerinin basına sızdırılmasını ve yayımlanmasını vatan hainliği olarak niteledi.Biz başbakanın vatan hainliği olarak ifade ettiği konunun aslında 'milleti ilgilendiren hayati bir meselede gerçekleri millette bildirmek yanlıştır' şeklinde anlıyoruz. Zira, sayın Erdoğan bu konuda çok hassas? Hatırlanacağı gibi geçen haftalarda meclis yine millet ve devlet için hayati bir önemde olan Irak konusunu masaya yatırdı ve bu oturum da büyük bir gizlilik içinde yapıldı. Milletvekillerinin telefonları kapatılırken, salonda görev yapan yetkililer dahi sağır ve dilsiz personelden seçildi. Bu gizli oturumda neler konuşulduğu önümüzdeki uzun yıllar bize bir sır olarak kalacak. Ancak hükümetin PKK'ya bir numaralı destekçi olan Kürt liderlerle görüşmeyi dillendirmesinin bu oturumdan sonra başlaması oturumun sıhhati için düşündürücüdür. Başbakanımızın ABD ziyaretlerinde temasları konusunda da bu milletin ciddi bilgisi olmamaktadır. Okyanus ötesinden aldığı icazetle hareket eden Erdoğan, ülke meselelerini ve hatta bütünlüğümüzü tehdit eden milli duruşumuzu dahi "stratejik ortağa" göre değiştirebilmektedir. Anlaşılan o ki, sayın Erdoğan, ABD'li yetkilileri milletinin evlatlarından daha yakın görmekte. Yeri gelmişken, "Türk'üm" diyemeyip de, "Türkiyeliyim" demeyi tercih eden Tayyip beyin, "Kerkük Kürt şehridir" diyen Barzani'ye, "Kerkük bir Türk şehridir" çıkışını yapamadığını da vurgulamak gerekir. Erdoğan, "Kerkük bir etnik unsurun tapulu malı değildir" İfadesini kullanmakla yetinmiştir. Tüm bunlara rağmen, sınır komşumuz olan Birleşik Devletler icraatlarını ABD menfaatlerine göre şekillendiren Erdoğan'la Türkiye konusunda aynı gönlü paylaşmamaktadır. ABD Dışişleri bakanı Rice, son açıklamasında "PKK, Kürdistan sınırında faaliyet gösteriyor" diye beyanatta bulundu.Bu cüretkar açıklamaların yapılabilmesi, askerinin başına çuval geçirilmiş bir Türkiye'nin, sınır ötesine ABD izni olmadan harekat yapamaması acziyetinin neticesidir.Bir devlet adamından, hele hele bir başbakandan beklenilen devletin mahremiyetlerini belirlerken, milletini ve onun menfaatlerini bu mahremiyete dahil etmesidir. Unutmamak gerekir ki, Başbakanı ve kadrosunu iktidar koltuğuna taşıyan milletidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012