Teröristle pazarlık yapılmaz, teröristin istekleri bitmez, kanlı elleri tutanın eline, kan bulaşır, bu yapılanlar açılım değil saçılımdır, hak verme adı altında ülke bölünmeye gidiyor, bölünmek için anayasa yapılmaz… Gibi hayati konuları her daim dile getirdik ve getireceğiz de…Tabi olarak açılım sahipleri (AKP) bu gerçekleri görmek istemediler. Görenlere ve göstermek isteyenlere ise ileri demokrasinin balyozunu vurmaya kalktılar. Hukuki olarak ablukaya aldılar. Medya kanalları ile susturmaya, suçlu göstermeye çalıştılar. Aynı mantık devam ediyor. Peki, açılım adı verilen teröristle el sıkışma nasıl gidiyor? Son bir haftalık açıklama ve değerlendirmelere bakalım… Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki “En Üst Düzey” organ olan “Ortaklık Konseyi” yayınladığı “Ortak Tutum Belgesi’nde”, ilk kez PKK ismini kullanmadan, genel olarak “Türkiye toprakları üzerindeki terör faaliyetlerini” kınadı. Davutoğlu bu toplantıdaydı…Artık PKK yasal bir örgüt… AB bunu daha öncede teyit etmiş, hem CHP ve hem de AKP buna evet, demişti…***Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir diyor ki; “Kuzey Irak’ta özerk bir Kürdistan kuruldu. Başşehri Erbil’dir. Kuzey Suriye’de özerk bir Kürdistan kuruldu. Başşehri Kamışlı’dır. İran’da da özerk bir Kürdistan kurulacak. Başşehri Mahabad olacak.Türkiye’de de bir özerk Kürdistan kurulacak. Diyarbakır’ın ismi değiştirilerek ‘Amed’ yapılacak. Başşehir Amed olacak. Bu 4 başşehir, Avrupa Birliğinde olduğu gibi yanlarına Ermenistan ve Ürdün’ü de alıp, sınırları da kaldırarak ‘ortak para birimine’ geçecek ve ‘Büyük Kürdistan Birliği’ hayat bulacak.”Baydemir’in kurduğu hayal “Büyük İsrail” hayalidir. Ahmet Davutoğlu ve en son Baydemir’le kucaklaşan Aziz Kocaoğlu, bu saatten sonra ülke bütünlüğünden bahsedebilirler mi? Ederlerse yüzleri kızarır mı?*** BDP, Ankara'da düzenlenen Demokrasi ve Barış Konferansı sonuç bildirgesini açıkladı.“Müzakereyi büyük kısıtlar altında yürüten Abdullah Öcalan'ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması ve toplumun çeşitli kesimlerinden oluşan heyetlerle iletişim imkanlarının yaratılması gerekliliğini belirtiyoruz, denildi.***BDP Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna; “Biz biliyoruz ki, başkan Apo, halkının kimliğini, dilini pazarlık konusu yapmaz”***Aynı Ayna; “… Öcalan ve KCK'nin riskli kararına ve gerillanın çekilmesine rağmen ikinci aşamada Kürt halkının kimliği, dili yasal güvenceye alınması sağlanmaz, gerillanın siyasete katılımının önü açılmazsa, bu sefer karşılığını gerilla değil, biz veririz.” ***Ahmet Türk ise ABD ziyareti sonra ABD’nin süreçten memnun olduğunu belirttikten sonra şöyle diyor; “100 yıldır Türk devleti, Kürtleri kandırmak üzerinde siyaset yapmıştır. Bu hakikat nedeniyle Kürtlerin devletin siyasetine inancı azalmıştır. Ama bugün artık Kürt siyaseti olarak biz kendimize güveniyoruz... Eğer adımlar atılmaz ise direnişimiz ile mücadelemizi vereceğiz…” ***Aynı zihniyetten Sırrı Süreyya Önder ise “Teröristlerle masaya oturdular” söylemlerine isyan ediyor ve “Terörist dedikleri Öcalan, bir halkın önderidir. Dilimize dikkat etmemiz gerekir… Herhalde müzakere Bahçeli ile olmayacak, Öcalan ile masada oturulup konuşulacaktır. Öcalan en önemli aktörüdür” ***Diyarbakır’da üzerinde “Kürdistan” yazan tişörtle piyasaya sürülmüş vaziyette. Ayrıca Kürt isyanlarına öncülük edenlerin posterleri satılıyor… ***Jandarma Bölge Komutanlığı ekipleri, Lice, Kocaköy, Hazro ilçelerindeki 5 köye uyuşturucu baskını yapıyor. 3 ton 45 kg uyuşturucu ele geçiriliyor. Köylülerle, Jandarma arasında çatışma çıkıyor. Bir grup partiliyle bölgeye gelen BDP Lice İlçe Başkanı Harun Erkuş, komutanlarla görüşerek, “Uyuşturucuyu geri verin. Yoksa çatışma çıkar” diyor. Diğer taraftan İsrail’den heyetler geliyor; Bizler Kürt Yahudileriz, bizim anavatanımız burası, diyor. Alkış alıp, gidiyorlar. Bilmem nerde, kaç yıl önce öldüğü söylenen bir zevatın kemikleri getirilip, papaz eşliğinde dağa gömülüyor. Tunceli’ye mektuplar geliyor Ermenistan’dan; “Bizler akrabayız. Bunca yıldır kimliğinizi sakladınız. Sizler Ermeni’siniz ve yakında özgürlüğe ulaşacaksınız”, babından… Akillerin biri Atatürk’e dil uzatma cüreti göstererek, faşist” diyor. Bir diğeri, açılım sürecini hayvanların bile anladığını, ifade ediyor. (Gerçi aynı dili konuştuklarına sevindim) Başbakan Erdoğan ise feryat ediyor; “Açılımı baltalamak isteyenler var” diye. Sayın Başbakan! Bakın! Baltayı kapmışlar, milletimizin, devletimizin, tarihimizin, birlik ve beraberliğimizin üzerine geliyorlar… Görmüyor musun?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025