Herkes iman iddiasında, ümmet iddiasında. Bizde öyle. Rabbim, hepimize iddiamızı ispatlamayı, bir ve beraber olmayı nasip etsin.
Ama ortada itikadı olarak, siyasi olarak, sosyal olarak ve de ekonomik olarak paramparça bir İslam dünyası ve de Müslümanlar var. Demek ki bu iş, iddia ile olmuyor, ispat ile oluyor.
Hatta ABD ve AB yani Siyonist-Haçlı dünyası bile dalga geçercesine, 'siz, ümmet filan olamazsınız' diyor.
Baksanıza! Bir oldular, İslam coğrafyasının her tarafını kan gölüne çevirdiler. Üstüne daha beter edeceğiz, mealinde açıklamalarda yapıyorlar.
Ama 57 İslam devletinden ve 1 buçuk milyar Müslümandan ortak bir duruş yok. Herkes farklı tellerde.
Peygamberimizin haber verdiği acı gerçek
Hz. Sevban anlatıyor: "Resulullah (s.a.a.v) buyurdular ki: "Size çullanmak üzere, yabancı kavimlerin, tıpkı sofraya çağrışan yiyiciler gibi, birbirlerini çağıracakları zaman yakındır."
Orada bulunanlardan biri: "O gün sayıca azlığımızdan mı bu durum başımıza gelecek?" diye sordu.
"Hayır, bilakis o gün siz çok olacaksınız. Lakin sizler bir selin getirip yığdığı çer-çöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan kimseler durumunda olacaksınız.
Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak!" buyurdular.
Zaaf da nedir ey Allah'ın Resulü?
"Dünya sevgisi ve ölüm korkusu!" buyurdular." (Ebu Davud, Melahim 5/4297)
Ümmet 73 parçaya ayrıldı
"Bu ümmet de yetmiş üç (73) fırkaya ayrılacak, biri hariç hepsi cehenneme girecek ." (Ebu Davud, Sünnet, 1; Tirmizî, İman,18; İbn Mace,Fiten, 17; İbn Hanbel, 2/332).
Müjdelenen 'bir' kim?
Sünni anlayışa bakarsan, 'Ehl-i sünnet ve'l-cemaat' derler, diyorlar.
Şii anlayışa bakarsan, onlarda 'biziz' derler, diyorlar.
'Ehl-i sünnet ve'l-cemaat' din midir? Hayır. Şiilik din midir? Hayır. Din, İslam'dır. Bu gerçeği kabul etmeden hiçbir sonuca ulaşamazsınız.
Bu dinin Peygamberi, Veda Hutbesinde kendisinden sonra iman ehlinin sapmaması için iki emanet bıraktığını ifade ediyor.
Bu emanetler, Ehl-i sünnet ve'l-cemaat ve Şiilik midir? Hayır. Öyleyse herkesin önce kendine bakması lazım.
Hz. Peygamberin (s.a.v), bıraktığı iki emanet nedir?
"Ben, sizin aranızda iki değerli emanet bırakıyorum; onlara sarıldığınız sürece Benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz.
Onlar, Allah'ın Kitab'ı ve Benim itretim, Ehl-i Beyt'imdir. Bu ikisi, Kevser Havuzu üzerinde Bana tekrar dönünceye kadar asla birbirlerinden ayrılmazlar. Bakın, görün Ben'den sonra Onlara nasıl davranacaksınız?"
Sünni anlayış bir şekilde hadiste geçen 'İtretim-Ehl-i Beyt'im' 'sünnetim' olarak değiştirmiş veya algılamış.
Ama bu hadis-i şerifi 16 tane Sünni âlim (ki, bunlar İslam tarihinin en muteber alim ve kaynaklarıdır) eserlerinde Ehl-i Beyt lafzıyla rivayet ediyor. Buyurun, işte kaynaklar:
1- Sahih-i Müslim, Kitab-u Fezail-i Ali ibn-i Ebi Talib, c.7, s.122.
2- Sahih-i Tirmizi, c.5, s.328.
3- İmam Nesai'nin yazdığı "EI Hasais", s.21.
4- Müsned-i İmam Ahmed ibn-i Hanbel, c.3, s.17.
5- Müstedrek-i Hakim, c.3, s.109.
6- Kenz'ül Ümmal, c.1, s.154.
7- Dârimî, Fedâilul-Kur'ân, I
8- Taberani- Mucmeus Sağir (Cilt-1) 252 nolu hadis
9- İbn-i Sa'din yazdığı "Et Tabakat'uI Kubra", c.2, s.194.
10-İbn-i Esir'in yazdığı "Camiu'l Usul" c.1, s.187.
11-Suyuti'nin yazdığı "Camiu's Sağir" c.l, s.353.
12-Haysemi'nin yazdığı "Mecmau'z Zevaid", c.9, s.163.
13-Nebehani'nin yazdığı "Feth'ul Kebir", c.1, s.451.
14-İbn-i Esir'in yazdığı "Üsd'ul Gabe Fi Ma'rifet's Sahabe, c.2, s.12
15-Tarih-i ibn-i Asakir, e.5, s.436.
16-Tefsir-i ibn-i Kesir, c.4, s.113.
Tabi birilerinin aklına 'Şiiler mi hak, Şii mi olalım' soru veya tepkisi gelebilir. Hayır. Sünni anlayışı nasıl bir boşlukta ise Şii anlayışta aynı boşluktadır. İddialarını ispat edememişlerdir.
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş bu yüzden olsa gerek 'Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir' diyerek Sünni-Şii bütün mezhep ve meşrepleri bu merkezde toplanmaya davet etti.
Resulüllah'ın kardeşleri ve Ashaptan kovulanlar
Ebu Hüreyre (ra) rivayet ediyor: Resulullah (s.a.a.v) kabristana gelerek: "Selâm size ey mü'minler diyarı! İnşaallah biz de, size katılacağız, din kardeşlerimizi görmüş olmayı çok arzu ederdim" buyurdu.
Sahabeler; "Biz, senin din kardeşlerin değil miyiz Ya Resulullah?" deyince, Resulullah (s.a.a):
"Siz, benim ashabımsınız, kardeşlerimiz ise henüz gelmeyenlerdir" buyurmuşlar.
Bunun üzerine sahabeler: "Ümmetinden henüz (dünyaya) gelmeyenleri nasıl tanıyacaksın Ya Resulullah?" deyince, Resulullah (s.a.a):
"Ne dersin, bir adamın yağız ve doru at sürüsü içinde sakar ve sekir bir takım atları olsa, o adam atlarını tanımaz mı?" buyurdu. Sahabeler de: "Hay hay, elbette tanır Ya Resulüllah" diye cevap verdiler.
Bunun üzerine Resulullah (s.a.a): "İşte onlar da abdestten dolayı böyle sakar ve sekir gelecekler. Ben havuza onlardan önce varacağım.
Dikkat edin ki, ashabımdan benim tanıdığım ve benim de, kendilerini tanıdığım bir takım kimseler, benim havuzumun başından develerin kovulduğu gibi kovulacaklar.
Ben, onlara, "Hey, beri gelin. Ey Rabbim! Bunlar bendendir, benim ümmetimdendir" diye nida edeceğim.
Bunun üzerine bana, "Onların, senden sonra neler yaptıklarını biliyor musun? Onlar, senden sonra hakikaten dinde ne bidatler türettiler. Vallahi onlar gerisin geriye (eski küfürlerine) döndüler" denilecektir.
Ben de '(Öyleyse) uzak olsunlar! Uzak olsunlar!' diyeceğim" buyurdu (Buharî, Sahih, Rikak, 53 Müslim, Sahih, Fezail,28; Taharet, 38-39).
Rabbim, bizlere hakkı hak bilip uymayı, batılı da batıl bilip uzak durmayı nasip eylesin.
- ‘Duanız olmasa Rabbim, size ne diye değer versin?’ / 12.01.2025
- Talan edilmiş Anadolu’dan tam bağımsız Türkiye’ye / 11.01.2025
- Devlet Bahçeli’nin bebek katiline ilgisi yeni değilmiş / 10.01.2025
- Papa, Öcalan sürecine dahil olacak mı? / 09.01.2025
- İktidarın hedefi: ‘Herkes sussun’ / 08.01.2025
- Soru sırası bizde: Bu ülkeyi bu hale kim getirdi? / 06.01.2025
- Zalimin zulmü varsa bizim de duamız var / 05.01.2025
- Sayın Savcım! Yoksa adalet, kadıya göre mi? / 04.01.2025
- Keşke Filistin’i unutsaydınız Bilal Bey! / 03.01.2025