Siyaset meydanında ulusal dalga "ulusalcılık yükseliyor" adı altında tartışılmaya çalışıldı. Programı sunan Ali Kırca "Önceleri halkımız Avrupa Birliğine daha istekliydi, son birkaç yıldır ne oldu da Avrupa Birliğine karşı bir akım oluştu?" sorusuna cevap aradı. Ali Kırca'nın cevap aradığı ve tartışmaya açtığı soru, aynı zamanda AB'ye ABD'ye karşı oluşan tepkilerin neticesinde ya da başka nedenlerle ülkemizde "ulusal bir dalga" oluştuğunun dile getirilmesi açısından önem teşkil etmektedir.Atlantik ötelerinden "ulusal dalga kırılmalıdır" mesajına rağmen, AB uyum yasalarının oldubittilerle çıkarılmasına rağmen, gerçeklerin halkımızdan gizlenmesine rağmen, AB aşkına her tülü fedakârlıklara katlanılmasına rağmen, ABD ile hem her konuda "müttefik(!)" olmamıza rağmen "ulusalcılık yükselmektedir." Bunu artık kimse gizleyemiyor.Şimdi karşımıza başka bir soru çıkıyor. Peki, ulusalcılık fikri Türk Ulusunun çıkarlarına uygun mu yükseliyor? Bu kadar tahribata rağmen milletimizin ulus bilincine erişmekte olduğunu duymak bile sevindirici bir haberdir. Devletlerin kendi milletine "ulus bilinci" aşılaması "devletlerin bekası için" önemli bir unsur olmasına rağmen, maalesef bizde durum tam tersine cereyan etmekteydi. Milletimizin köklerinin sağlamlığı yapılan bu tahribatı kabul etmemeye başlamıştır.Yapılan programda, anlamakta güçlük çektiğim bir mesele ulusalcılık kavramına gerekli bir tanımın bulunmasında bayağı zorluk çekilmesi olmuştur. Ulusalcılık kavramını gençler genellikle kendi fikirlerinin ifadesi olarak algılamış olacaklar ki, kadın erkek eşitsizliğini bile ulusalcılık kavramı içerisinde tartışmaya kalkıştılar. Etnik farklılıklardan tutunda, AB'ye girmenin bile ulusalcılıkla ifade edildiğine şahit olduk. Gelinen nokta "ulusalcılık yükseliyor" ama nasıl? Madem yaşadığımız toprakların, yani "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin" ulusal çıkarları söz konusudur, o zaman "ulusalcılık" milletimizin ve devletimizin menfaatlerine uygun bir şekilde yönlendirilmelidir. Bunu elde etmenin yolu da uzak ve yakın tarihimizin mutlaka iyi bilinmesi ve öğretilmesi gerekmektedir. Bizim, "Ulus devlet" kavramını en iyi uygulayan bir millet olduğumuzun en açık delili; 5000 yıllık bir tarihe sahip olmamızdır. Ulus devlet ya da milli devletin en önemli özelliği bağımsızlıktır. AB ve IMF politikalarıyla bağımsızlığımızı kaybetmeye yüz tuttuğumuz meydana çıktıkça, "milletin ve devletin bekası" fikri hayatiyet bulmaktadır. Bu da ulusal ya da milli hareketlerin hızla yayılmasını sağlamaktadır.Ulusalcılık fikrinin yanlış yönlendirilmesine meydan vermemek için Çanakkale ruhunun da çok iyi algılanması lazımdır. Nedir Çanakkale ruhu? Topyekûn vatan evlatlarının Türk, Arap, Çerkez, Laz; kadın, erkek, yaşlı genç birlikte can verip; vatan vermemek şuurudur. Yani «Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez!» sözünün yaşanmasıdır. Vatan uğruna "fedai can" edebilmenin şuurudur. Ulusalcılık Mustafa Kemal Atatürk'ün de milletimize bıraktığı en büyük mirastır. Yükselen değerler arsına girmesi devletimizin bekası için lüzumludur. Onun sözü ile bitirelim. Atatürk diyor ki;"Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenlere bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- İdeal Türk genci ‘fundamentalist olmayacak dindar olacak’ / 30.04.2025
- Önemli olan sistem mi, insan mı? / 29.04.2025
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- Önemli olan sistem mi, insan mı? / 29.04.2025
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025