(dünden devam?)
Pîr-i Türkistan Hace Ahmed Yesevî, hikmetlerinde Ehl-i Beyt sevgisini işlemiş bir Hak âşığıdır. O, İslâm'ın yeryüzüne yayılması sürecine önemli katkılarda bulunan Hz. Ali'nin kahramanlıklarını destanlaştırmıştır. Hace Ahmed Yesevi "Divan-ı Hikmet" adlı şiirlerinin bulunduğu kitabında 45. Hikmet'inde Hz Ali için şu sözleri yazmıştır:
"Dediği sözü Rahmani, görsen yüzü nurani,
Kâfirlerin kıranı Hakk arslanı Ali'dir.
Himmet kuşağı belinde, Mevlâ'm yâdı dilinde,
Zülfikar'ı elinde Hakk arslanı Ali'dir.
Binip çıksa Düldül'e, yere düşer zelzele,
Kâfirlere velvele, Hakk arslanı Ali'dir."
Yunus Emre, gönlündeki Ehl-i Beyt sevgisini mısralara şu kelimelerle taşımıştır:
"Şehîdlerin ser çeşmesi evliyânın bağrı başı
Fâtıma ana gözü yaşı, Hasan ile Hüseyin'dir.
Hazret Ali babaları, Muhammed'dir dedeleri,
Arşın iki gölgeleri Hasan ile Hüseyin'dir."
"Hz. Muhammed (s.a.v.)'in Kur'ân-ı Kerîm'den sonra, mü'minlere bıraktığı ikinci emanet olan Ehl-i Beyt'e, milletimiz tarihten bugüne kadar, büyük bir aşkla sahip çıkmıştır. Ehl-i Beyt'i ve onların maneviyatını temsil edip, Ehl-i Beyt sevgisi, edebî metinlerde nakış nakış, ilmek ilmek işlenmiştir. Hz. Peygamber'in soyundan gelen seyyid ve şerîfler baş tâcı edilmiş, İslâm'ın Türkistan'dan Anadolu'ya, Anadolu'dan da Balkanlar'a kadar uzanan geniş bir coğrafyaya yayılma sürecinde onların peşinden gidilmiştir. Ehl-i Beyt'in diriltici, birleştirici ve kaynaştırıcı nefesi, tarihimizdeki sosyo-kültürel birlik ve beraberliğimizi, fetih ve zaferlerimizi hazırlayan en önemli unsur olmuştur. Hz. Muhammed'in ve Fâtıma ananın evlatlarına gösterilecek sevgi ve bağlılığın, geleceğimizi de aydınlatacağı muhakkaktır."
Ve bugün Ehl-i Beyt'e hak ettiği değer verilmiş olsaydı, İslâm âlemi bölünmeleri, savaşları yaşamazdı.
"Tevhidin Merkezi olarak Ehl-i Beyt"i görmediğimiz sürece; sıkıntı, çile ve dertlerden kurtulamayız. İnanç merkezimize "Ehl-i Beyt sevgisi" yerleşirse; şu an coğrafyamızda çıkartılmak istenen Sünni-Şii savaşını önlemenin yolunu seçmiş ve bundan sonra gelecek tüm iftiralara, kumpaslara, oyunlara, planlara, tuzaklara karşı birliğimizi sağlamış bulunacağız.
Çünkü biliyoruz ki; "(Ey Mü'minler!) Gevşemeyin, üzülmeyin (hüzünlenmeyin). Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizsiniz." (Âl-i İmrân, 139).
Bin yıllık Emevi kurallarını yıkan, elliden fazla kıymetli eseri ve "Ehl-i Beyt Külliyatı" ile "Ehl-i Beyt"i lâyık olduğu yere taşıyan, herkesin saklamaya çalışmasına rağmen, yüzlerce Kur'an ayetini delil olarak sunan, iki yüzden fazla hâdis-i şerif ile cevaplayan; "biz dünyamızı ahretimiz için yaşarız" sözü ile dünyayı ve dünyalık menfâatleri elinin tersiyle iten; Prof. Dr. Haydar Baş Beğ'e teşekkürü borç biliriz.
Beş yaşında el vurduğum camimizin rahlesindeki parmak izlerimden; Andımız'ı okuduğum ilkokul bahçesinden, genç yaşıma ve ömrümün sonuna kadar; varlığım İslâm varlığına; varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Pîr-i Türkistan Hace Ahmed Yesevî, hikmetlerinde Ehl-i Beyt sevgisini işlemiş bir Hak âşığıdır. O, İslâm'ın yeryüzüne yayılması sürecine önemli katkılarda bulunan Hz. Ali'nin kahramanlıklarını destanlaştırmıştır. Hace Ahmed Yesevi "Divan-ı Hikmet" adlı şiirlerinin bulunduğu kitabında 45. Hikmet'inde Hz Ali için şu sözleri yazmıştır:
"Dediği sözü Rahmani, görsen yüzü nurani,
Kâfirlerin kıranı Hakk arslanı Ali'dir.
Himmet kuşağı belinde, Mevlâ'm yâdı dilinde,
Zülfikar'ı elinde Hakk arslanı Ali'dir.
Binip çıksa Düldül'e, yere düşer zelzele,
Kâfirlere velvele, Hakk arslanı Ali'dir."
Yunus Emre, gönlündeki Ehl-i Beyt sevgisini mısralara şu kelimelerle taşımıştır:
"Şehîdlerin ser çeşmesi evliyânın bağrı başı
Fâtıma ana gözü yaşı, Hasan ile Hüseyin'dir.
Hazret Ali babaları, Muhammed'dir dedeleri,
Arşın iki gölgeleri Hasan ile Hüseyin'dir."
"Hz. Muhammed (s.a.v.)'in Kur'ân-ı Kerîm'den sonra, mü'minlere bıraktığı ikinci emanet olan Ehl-i Beyt'e, milletimiz tarihten bugüne kadar, büyük bir aşkla sahip çıkmıştır. Ehl-i Beyt'i ve onların maneviyatını temsil edip, Ehl-i Beyt sevgisi, edebî metinlerde nakış nakış, ilmek ilmek işlenmiştir. Hz. Peygamber'in soyundan gelen seyyid ve şerîfler baş tâcı edilmiş, İslâm'ın Türkistan'dan Anadolu'ya, Anadolu'dan da Balkanlar'a kadar uzanan geniş bir coğrafyaya yayılma sürecinde onların peşinden gidilmiştir. Ehl-i Beyt'in diriltici, birleştirici ve kaynaştırıcı nefesi, tarihimizdeki sosyo-kültürel birlik ve beraberliğimizi, fetih ve zaferlerimizi hazırlayan en önemli unsur olmuştur. Hz. Muhammed'in ve Fâtıma ananın evlatlarına gösterilecek sevgi ve bağlılığın, geleceğimizi de aydınlatacağı muhakkaktır."
Ve bugün Ehl-i Beyt'e hak ettiği değer verilmiş olsaydı, İslâm âlemi bölünmeleri, savaşları yaşamazdı.
"Tevhidin Merkezi olarak Ehl-i Beyt"i görmediğimiz sürece; sıkıntı, çile ve dertlerden kurtulamayız. İnanç merkezimize "Ehl-i Beyt sevgisi" yerleşirse; şu an coğrafyamızda çıkartılmak istenen Sünni-Şii savaşını önlemenin yolunu seçmiş ve bundan sonra gelecek tüm iftiralara, kumpaslara, oyunlara, planlara, tuzaklara karşı birliğimizi sağlamış bulunacağız.
Çünkü biliyoruz ki; "(Ey Mü'minler!) Gevşemeyin, üzülmeyin (hüzünlenmeyin). Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizsiniz." (Âl-i İmrân, 139).
Bin yıllık Emevi kurallarını yıkan, elliden fazla kıymetli eseri ve "Ehl-i Beyt Külliyatı" ile "Ehl-i Beyt"i lâyık olduğu yere taşıyan, herkesin saklamaya çalışmasına rağmen, yüzlerce Kur'an ayetini delil olarak sunan, iki yüzden fazla hâdis-i şerif ile cevaplayan; "biz dünyamızı ahretimiz için yaşarız" sözü ile dünyayı ve dünyalık menfâatleri elinin tersiyle iten; Prof. Dr. Haydar Baş Beğ'e teşekkürü borç biliriz.
Beş yaşında el vurduğum camimizin rahlesindeki parmak izlerimden; Andımız'ı okuduğum ilkokul bahçesinden, genç yaşıma ve ömrümün sonuna kadar; varlığım İslâm varlığına; varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Osman Ateşoğlu / diğer yazıları
- Türk olduğunu bil yeter / 07.11.2017
- Sır değildir gizlediğimiz / 22.10.2017
- Kim bizden? / 25.02.2017
- DUMA'nın dumanı tüttü! / 22.08.2016
- 'Harbiye' harbi konuşalım! / 17.08.2016
- Türk'üm! / 31.07.2016
- Bugün! / 11.07.2016
- Sürgünüm? / 29.06.2016
- Meddah / 24.06.2016
- Sessiz olun demedik, ses siz olun! / 25.02.2016
- Sır değildir gizlediğimiz / 22.10.2017
- Kim bizden? / 25.02.2017
- DUMA'nın dumanı tüttü! / 22.08.2016
- 'Harbiye' harbi konuşalım! / 17.08.2016
- Türk'üm! / 31.07.2016
- Bugün! / 11.07.2016
- Sürgünüm? / 29.06.2016
- Meddah / 24.06.2016
- Sessiz olun demedik, ses siz olun! / 25.02.2016